kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 9 Mayıs 2008, Cuma
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC

PKK'ya indirilen en önemli darbe

Yeni Haber
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Kuzey Irak'taki PKK kamplarına yönelik gerçekleştirilen son hava harekatının bugüne kadar örgüte darbe vurma açısından yapılan en önemli operasyonlardan birisi olduğunu söyledi.

Genelkurmay Başkanlığı, 1 Mayıs'ı 2 Mayıs'a bağlayan gece Irak'ın kuzeyinde Kandil Dağı'nda PKK'ya ait 43 hedefin havadan vurulduğunu ve 150'den fazla örgüt üyesinin etkisiz hale getirildiğini açıklamıştı.

Avrupa Günü nedeniyle Köşk'te verdiği resepsiyonda gazetecilerin sorularını yanıtlayan Gül, "Son operasyon darbe vurma açısından şimdiye kadar yapılan en önemli operasyonlardan birisi" diye konuştu.

Gül, "PKK ile mücadelede ve Irak konusunda önemli bir dönem içinde olduğumuzu söyleyebilirim" dedi. Başta Milli Güvenlik Kurulu olmak üzere Irak ve PKK konularını tartıştıklarını ve bu tartışmalar sonucunda yeni politikalar oluşturulduğunu söyleyen Gül, Kuzey Irak Bölgesel Yönetim Başkanı Mesud Barzani'nin Türkiye ile ilgili son dönemdeki açıklamalarını da takdir ettiğini kaydetti.

Gül, "Türkiye'nin niyeti terörle mücadele... Terörle mücadele ederken bu kadar sivil gözeten, dikkat eden bu kadar nokta hedefleyen bir başka ülke yoktur. Bunu Irak'takiler Iraklı Kürtler de gördü" dedi.

Barzani, hafta başında yaptığı açıklamada Türkiye ile aralarındaki "psikolojik engellerin" ortadan kalktığını, sorunların siyasi yollardan çözülmesinden yana olduklarını söylemişti.

"Geçmişte büyük bir güven bunalımı vardı, bunlar (Barzani'nin açıklamaları) güveni yeniden oluşturma açısından önemli" diyen Gül, "Türkler ile Kürtleri ölesiye düşman gösteren PKK belasının aradan çıkarılması" durumunda işlerin daha da iyileşeceğini vurguladı.

"TÜRKİYE İÇİNE KAPANMAMALI"

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın Türkiye'de kutuplaşma olduğu yolundaki sözlerinin hatırlatılması üzerine de Gül, "Türkiye'nin içine kapanmaması lazım. Stratejik hedefleri zedeleyecek şey içine girmemesi lazım" dedi.

"Türkiye'nin böyle bir konjonktürde, böyle bir bölgede en kuvvetli olması gereken bir yıldır" diye konuşan Gül, Türkiye'nin etrafında geleceği belirleyecek kararların alınacağı bir dönemden geçildiğini hatırlattı.

Avrupa'da da siyasi konjonktürün değiştiğini ve Türkiye'nin "kimseye fırsat vermemesi gerektiğini" vurgulayan Gül, kendisinin de bazı polemikler içine çekilmek istediğini söyledi. Gül, "Bazı şeyleri daha açık söylemiyorsam bundandır" diye ekledi.

"MÜZAKERE SÜRECİ İÇ POLİTİKADAN ETKİLENMEMELİ"

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, katılım müzakerelerinin Türkiye'nin ve istisnasız bütün Avrupa Birliği ülkelerinin ittifakla ve en yüksek düzeydeki siyasi iradeleriyle başladığını ifade ederek, "Bu husus, müzakere sürecindeki güçlüklerin aşılması için iki tarafa da gerekli yasal ve siyasi zemini sağlamaktadır. Teknik niteliği ağır basan katılım müzakereleri sürecinin bazı Avrupa ülkelerindeki veya Türkiye'deki iç politika mülahazalarından ve tartışmalarından etkilenmemesine herkes özen göstermelidir" dedi.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Avrupa Günü dolayısıyla Çankaya Köşkü'nde verdiği resepsiyonda bir konuşma yaptı. Gül, 58 yıl önce bugün, birleşik bir Avrupa'nın "barış" için kaçınılmaz olduğu inancıyla, Avrupa bütünleşmesinin ilk adımlarının atılmasının önerildiğini belirterek, "Geriye baktığımızda bu inancın ne kadar isabetli olduğunu görmekteyiz. Bugünün Avrupası, insan hakları, demokrasi ve hukukun üstünlüğü gibi değerleriyle, bir barış, istikrar ve refah alanıdır. Sadece seçkin bir grubun hayali olarak başlayan Avrupa Birliği düşüncesi, artık halkların gerçeğine dönüşmektedir" dedi.

TÜRKİYE İLE AB STRATEJİK HEDEFTE BİRLEŞTİ


Bir Avrupa ülkesi olan Türkiye'de "Avrupa Günü"nü kutlarken, milyonlarca insanın paylaştığı ortak değerleri ve ortak bir ideali vurguladıklarını belirten Gül, Türkiye'nin Avrupa kültürü ve başlıca Avrupa kurumları ile ilişkilerinin tarihsel nitelikte olduğunu söyledi. Cumhurbaşkanı Gül, aynı şekilde, Türkiye'nin de Avrupa kültürüne ve kurumlarına katkılarının köklü ve derin olduğunu ifade ederek, "Türkiye ve Avrupa Birliği, bugün ise stratejik bir hedefte birleşmiş bulunmaktadırlar. Türkiye bakımından, Avrupa ile bütünleşme süreci, Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün koyduğu çağdaş medeniyetler seviyesine ulaşma hedefi doğrultusunda başlamıştır ve devam etmektedir" diye konuştu.

AB'nin demokrasiye, hukukun üstünlüğüne, insan haklarına, sosyal haklara, serbest piyasa ekonomisine ve kültürel çeşitliliğe dayanan temel değerlerinin gerek Cumhuriyetin felsefesi ve uygulamaları, gerekse Anayasanın temel ilkeleriyle tam bir uyum içerisinde olduğuna işaret eden Gül, şöyle konuştu:

"Bu doğrultuda devletimizin ve halkımızın, bütün kurum ve kesimleri ile katıldığı geniş bir mutabakat çerçevesinde büyük mesafeler katedilmiştir. Avrupa ile bütünleşme projesinin gerektirdiği dönüşümler kesintisiz reformlarla devam edecektir. Bu nedenle 2008'in Türkiye açısından bir Avrupa Yılı olacağını özellikle bir kez daha tekrarlamak istiyorum."

"TÜRKİYE AB'NİN GÜVENİLİRLİĞİ İÇİN BİR GEREKLİLİK"

Cumhurbaşkanı Gül, Avrupa'nın gelecek tasavvurunda Türkiye'nin yer almış olmasının Avrupa'nın da siyasi, ekonomik, kültürel ve diplomatik gücünü pekiştirecek bir anlayışı yansıttığını söyleyerek, "Bu proje aynı zamanda küresel etkileri bakımından da değerlendirilmelidir. Geleceğin Avrupası, medeniyetlerarası çatışma endişesini ortadan kaldıracak bir barış ve refah merkezi olmalıdır ve olacaktır. Türkiye'nin de tam üyesi olacağı böyle bir Avrupa, dünya barışı, istikrarı, uyumu ve refahı için başat rol oynamaya adaydır.

Türkiye-AB bütünleşme süreci işte bu anlayış içinde, yapıcı bir yaklaşım ile teşvik edilmelidir. Bu, Türkiye'ye verilmiş olan taahhüdün gereği olduğu gibi, AB'nin kendi gelecek tasavvuru ve güvenilirliği bakımından da bir gerekliliktir" dedi. Gül, Türkiye'de de, Avrupa'nın önündeki meselelerin kendi meseleleri olduğunun bilinciyle, bunları daha iyi kavramak bunların çözümüne daha fazla katkıda bulunmaya çalışmaları gerektiğini söyledi.


"İÇ POLİTİK TARTIŞMALARDAN ETKİLENMEMELİ"

Katılım müzakerelerinin Türkiye'nin ve istisnasız bütün Avrupa Birliği ülkelerinin ittifakla ve en yüksek düzeydeki siyasi iradeleriyle başladığını ifade eden Cumhurbaşkanı Gül, "Bu husus, müzakere sürecindeki güçlüklerin aşılması için iki tarafa da gerekli yasal ve siyasi zemini sağlamaktadır. Teknik niteliği ağır basan katılım müzakereleri sürecinin bazı Avrupa ülkelerindeki veya Türkiye'deki iç politika mülahazalarından ve tartışmalarından etkilenmemesine herkes özen göstermelidir" dedi.

Gül, şöyle konuştu: "Katılım müzakerelerine paralel olarak, toplumumuzun tüm kesimlerinin AB ile bütünleşme süreci hakkında bilgi sahibi kılınması ve bu sürece dahil olması büyük önem taşımaktadır.

Aynı şekilde, Türkiye'nin dinamizminin ve Avrupa'ya katacağı değerlerin Avrupa halklarınca daha iyi anlaşılmasına ihtiyaç bulunduğu da görülmektedir. Dolayısıyla, karşılıklı olarak yanlış anlamaların giderilmesi, doğru bilgilere ulaşılması, önyargılardan kurtulunması ve saptırmaların önlenmesi bu süreçte büyük önem taşımaktadır. Bu bağlamda iletişim odaklı faaliyetleri çok önemsiyorum. Bu faaliyetlere ivme kazandırılmasını gönülden diliyorum.

AJANSLAR