kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 21 Nisan 2008, Pazartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC

301 tamamen kalkmalı ama değişmesi bile kavga çıkardı

ECEVİT KILIÇ
ECEVİT KILIÇ
Sol kimliğiyle bilinen AKP milletvekili ve avukat Ayşenur Bahçekapılı: "Değişiklikle ilgili sorun sadece Meclis'te değil, şimdi savcıların ve yargıçların uygulama alanı. Onlar istemese 301'inci madde hiç uygulanmayabilir"..
Sonunda TCK'nın 301'inci maddesi değişiklik için Meclis'te. Bu madde nedeniyle son 5 yılda 6 bin 75 kişi sanık sandalyesine oturdu. Bunlardan 745'i mahkûm oldu. Yargılanan yazarlar, gazeteciler hedef haline geldi. Bunlardan biri de geçen yıl öldürülen Hrant Dink'ti. Uzun süredir kaldırılması tartışılan bu maddeyle ilgili değişiklik cuma günü Adalet Komisyonu'nda görüşüldü. Sert geçen görüşmeler sonunda madde değiştirildi. Sırada Meclis'te kabul edilmesi var. Ancak genel beklenti 301'in tamamen kaldırılması yönündeydi. Neden tamamen kaldırılamadı? Uygulamayı etkileyecek bir yenilik getiriyor mu? Bundan sonra yargılamalar nasıl olacak? Bunları sol kimliğiyle bilinen AKP İstanbul Milletvekili, hukukçu Ayşenur Bahçekapılı'ya sorduk. Daha önce SHP İstanbul Kadın Kolları Başkanlığı yapan Bahçekapılı, aynı zamanda Hrant Dink Duyarlılık Grubu'nda yer alıyor. Duruşmalara da katılan Bahçekapılı'yla davadaki son gelişmeleri de konuştuk.

* Adalet Komisyonu'nda kabul edilen değişiklikle 301'in yeni halinin, eskisinden farkı ne?
En önemli değişiklik izin müessesesinin getirilmesi. Bu haliyle Meclis'te kabul edilirse soruşturma Adalet Bakanı'nın iznine bağlı olacak. Bir de cezalarda düşme oldu. "Türklük" yerine "Türk milleti" kavramı geldi. "Türklük" kavramı etnisiteye dayanıyor. "Türk milleti" ise daha sosyolojik bir tanım. Bu nedenle yargılamada da daha somut algılanabilir. Ama çok öyle radikal sonuçlar doğuracak bir değişiklik yok. Yine de bir adımdır, bir iyi niyet göstergesidir, bir samimiyettir. Hiç olmazsa değişmesi yönünde gösterilen bir iradedir. Sorun bundan sonra yargı pratiğinde çözülmelidir.

SIRA YARGIDA
* Nasıl çözülecek?
Değişiklikle ilgili sorun sadece Meclis'te değil, şimdi yargıçların ve savcıların uygulama alanı. Yargı pratiğinin de bu değişimden gerekli sonucu çıkarması gerekir. 301'in sınırını ve çerçevesini yargıçlar, yaptıkları yargılamaların sonucunda verdikleri kararlarla belirleyecek. Yargıçlar ve savcılar istemese 301 hiç uygulanmayabilir. Daha çok onların yorumuna bağlı, onlar maddenin çerçevesini oluşturacak ve somutlaştıracak.

* Peki, 301 tamamen kaldırılamaz mıydı?
Milletvekili olmadan önce de olduktan sonra da bu konuda aynı fikirdeyim; 301 tamamen kaldırılmalı. Milletvekili arkadaşlarımızla konuştuğumuzda kaldırılması noktasında benzer nedenlerle buluşabiliyoruz. Ama değişikliğin görüşüldüğü Adalet Komisyonu'nda yaşanan gerginlik ve olay ortada. Aslında 'neden kaldırılamıyor' sorunuzun cevabı bir anlamda komisyonda yaşananlardır. Ufacık bir değişiklikte bile neler yaşandığını görüyorsunuz. Bu sadece Meclis'te yaşanan ve orada kalan bir olay olmaktan çıkıyor; topluma taşınıyor, insanlar arasında tartışılıyor. Yani büyük gerginliğe neden oluyor.

KORKU SİYASETİ YARATILDI
* Yargıtay Onursal Başkanı Sami Selçuk, mevcut değişikliği "Kaş yapayım derken göz çıkarmak" olarak nitelendirdi...
Bu değişiklikle ilgili başka tanımlamalar da oldu. Ama inanıyorum ki bu değişikliği hazırlayan arkadaşlar benim gibi düşünüyor, yani kaldırılmasından yana. Bakın, uzun zamandır Türkiye'de korku siyaseti üretiliyor. Bir kutuplaşma yaratılmak isteniyor, yaratıldı da. O kutuplaşma bu korku üzerine kuruldu. "Şunu yaparsak böyle olur, şunu yaparsak şöyle olur" gibi bir yöntem uygulanmaya başlandı. Bir kesim var ki bu korkuyu sürekli topluma pompalıyor. Bu korku siyaseti üzerine hiçbir şey yapamıyorsunuz. Bu korkular belli efektlerle süsleniyor. Sonra kamuoyuna sunuluyor. İşte 301'in uzun süredir dönüp dolaşıp önümüze gelmesinin, kaldırılmamasının nedeni budur.

* Soruşturma izni Cumhurbaşkanı'na değil Adalet Bakanı'na verildi. Hangisinde olması daha iyi?
"301 kaldırılsın" dediğiniz anda izin konusu anlamını yitiriyor. Kaldırılamıyorsa ve dava açılmasını zorlaştırmak için izin müessesesi getirilecekse de kim olduğu fark etmiyor. Fark edecek olan bu izni verecek kurumun, ifade özgürlüğü ve demokratikleşme çerçevesinde hareket etmesi. Yine de iznin Cumhurbaşkanı'nda olması konumu gereği maddenin uygulanmasını zorlaştırırdı. Ayrıca Adalet Komisyonu'ndaki son değişiklikle soruşturma aşamasında izin gerekiyor. Olması gereken de budur.