kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 8 Mart 2008, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC

Bütün kadınlar kamusal alanda kol kola yürüyelim

Dr. Hidayet Şefkatli Tuksal (BAŞKENT KADIN PLATFORMU)..
"Başörtülü kadınların yaşadığı ayrımcılık ve dolayısıyla bazı hak ve özgürlüklerden yoksun bırakılma durumu, şu anda hem Türkiye'de hem de dünyanın çeşitli bölgelerinde, çeşitli açılardan tartışmalara konu olmuş durumda. Türkiye'de üniversite öğrencilerine yönelik yasağın kaldırılması yönündeki çabalar da, yasak karşısında lehinde ya da aleyhinde tavır alış ve kampanyalarla gündemi işgal etmeye devam ediyor. Ancak, belki de ilk defa çok ciddi şekilde, karşılıklı olarak ezberlerimizi gözden geçirme' eksenli konuşmalara ve tartışmalara başladık. Bu gelişmeyi dünya kadın gündemi açısından çok önemli buluyorum; çünkü bu tartışmalar kadın hareketlerinin bölgesel ve sınıfsal niteliklerini, çeşitli ideolojilerle eklemlenme biçimlerini de tartışmayı beraberinde getirecek gibi görünüyor. Bu arada, kendini dindar kabul ederek kadın hareketine uzak duran kadınların da tartışmalara katılarak, aradaki bariyerleri aşmasının imkanları açılmış oluyor. Bu karşılaşmalar, bir araya gelmeler, kadınların ortak toplumsal, ekonomik ve siyasal sorunlarını da konuşmayı beraberinde getirecek diye umuyorum. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde, daha çok kadını şiddet, istihdam politikaları, siyaset ve hukuk konuşurken görebileceğiz diye bir öngörüm var. Ayrıca sadece konuşmak da değil, farklı kesimlerin yaşadığı farklı sorunlar üzerine, hakim söylemlerin etkilerinden sıyrılmaya çalışarak beklenmedik ortaklaşmaların gerçekleşebileceğini düşünüyorum. Bence Türkiye'de pek çok insan, 'huzur' içinde ve insana yaraşır standartlarda 'bir arada yaşama' fikrine sıcak bakıyor. Bu özlemin gerçekleşebilmesinin asgari şartları ise belli: Genel anlamda insan hakları standartlarının herkes için sağlandığı, çeşitli sebeplerle dezavantajlı durumda bulunan bireyler ve gruplar için özel destek mekanizmalarının oluşturulduğu bir sistemin hayata geçirilmesi. Ben gündemimizin kurgu sorunlar üzerinden değil gerçek sorunlar üzerinden oluşturulduğu bir siyasetin, ülkenin demokratikleşme sürecine önemli ölçüde katkı sağlayacağına inanıyorum. Ayrıca ülke gündeminin önemli aktörlerinin askerler ve politikacılar ya da işadamları ve köşe yazarları olduğu bir ortamda, katılımcı demokrasi pratiğinin gelişemeyeceğini düşünüyorum. Kendilerini 'tavan' olarak algılayanların bir gün anlayamadıkları sebeplerle 'çökmemeleri' için, 'taban' dedikleri o devasa ve karmaşık yapıyla anlamlı, sürdürülebilir ve hakiki bir ilişkiyi tesis etmelerini bekliyoruz. Bu arada kadınlar olarak, TBMM'de bir 'Kadın Erkek Eşitliği Komisyonu'nun kurulmasını hâlâ beklediğimizi hatırlatmak istiyorum. Ayrıca, Sosyal Güvenlik Yasa Tasarısının kadın örgütlerinin yaptığı değerlendirmeler ve eleştiriler doğrultusunda gözden geçirilerek yeniden şekillenmesini, önümüzdeki yerel seçimlerde kadınların seçilmişler olarak siyasi alanda daha fazla yer alabilmelerini sağlayacak çabaların gösterilmesini çok önemsediğimizi ve hepsinden önemlisi 'savaş çığırtkanlığı' yerine 'barış köprüleri' kurma çabalarını desteklediğimizi belirtmek istiyorum. 8 Mart vesilesiyle de tüm kadınlara bir ortaklaşma çağrısı olarak hazırladığımız bildiriden bir bölümle seslenmek istiyorum: 'Kol kola yürüyemediğimiz bir 'kamusal alan', bizim 'kamusal alanımız' değildir!' Gelin birbirimize sahip çıkalım!"