kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 8 Mart 2008, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC

Kadın hakları yasalarla güvence altına alındı

Kadın hareketi son dönemlerde önemli yasal değişiklikler yapılmasını sağladı. Öncelikle kadına yönelik aile içi şiddetin toplumsal bir sorun olduğu, dolayısıyla da devlet politikalarıyla çözülmesi gerektiği kabul edildi. 17 Ocak 1998'de yürürlüğe giren Ailenin Korunması Hakkında Kanun ile aynı çatı altında aile bireylerinin birbirine karşı şiddet uygulaması durumunda, hakimlere, şiddetin türüne göre evden uzaklaştırma, işyerine yaklaştırmama, iletişim vasıtalarıyla tehdit etmeme, eşyalara zarar vermeme, silahı varsa teslim etme gibi kararlar almak için yetki verildi. Bu yasayla Aile Mahkemeleri görevli kılındı, kadının başvurusu harca tabi olmaktan çıkarıldı ve hakime, dava açmadan evrak üzerinden inceleyip karar verme hakkı tanındı. Bu kanunun tek başına aile içi şiddetle mücadelede yeterli olmayacağı görüldüğü için Belediyeler Kanunu'nda yapılan bir değişiklikle büyükşehir belediyeleri ve nüfusu 50 bini geçen belediyelere sığınak açma zorunluluğu getirildi. Ayrıca aile içi şiddet, Türk Ceza Kanunu'nda 'işkence' bölümü altında 'eziyet' başlığıyla düzenlendi. Buna göre sistematik olarak aile içi şiddet uygulayan kişi iki yıl hapis cezasıyla cezalandırılıyor ve bu ceza ertelenemiyor, paraya çevrilemiyor. Bütün bu yasal düzenlemelere ilaveten silahlı kuvvetlerden emniyet teşkilatına, üniversitelerden hastanelere kadar ilgili tüm devlet birimlerinin birlikte çalışması, kurumsal bir örgütlenme ve toplumsal bir bilinç yaratılması için, 4 Temmuz 2006'da Başbakanlık Genelgesi yayınlandı. Böylece kadına yönelik şiddet hakkında ufak tefek eksikler dışında, sağlam bir hukuksal zemin oluştu. 1 Ocak 2002'de yürürlüğe giren yeni Medeni Kanun'la aile kurumunun demokratikleşmesi ve kadın-erkek eşitliğinin oluşturulması için de önemli bir adım atıldı. Aile reisliği kaldırıldı, evlilik içerisinde alınması gereken bütün kararlarda kadın ve erkeğin eşit söz hakkı oldu. Ev işi de dahil olmak üzere ailenin geçindirilmesiyle ilgili bütün alanlarda taraflara eşit yükümlülükler getirildi. Türk Ceza Kanunu bir bütün olarak değiştirildi. İlk defa kadınlara yönelik işlenen bütün suçlar 'genel ahlaka, aile düzenine, edep törelerine' karşı işlenen suçlar olmaktan çıkarıldı. Bu suçların tamamı bireye ve bireyin cinsel dokunulmazlığına karşı işlenen suçlar olarak düzenlendi. Evlilik içi tecavüz suç sayıldı, tecavüzcüyle evlendirilme engellendi. Evlilik dışı doğan çocukların öldürülmesi durumunda yapılan indirimler kaldırıldı. Anayasa'da 2004 yılında yapılan değişiklikle "Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir ve devlet bu eşitliği sağlamakla yükümlüdür" düzenlemesi Anayasa'ya girdi.