kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 8 Mart 2008, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
Javier Bardem, bu hafta hem İhtiyarlara Yer Yok hem de Kolera Günlerinde Aşk'ta oynuyor.

Teksas çöllerinde ölümcül bir poker oyunu

ATİLLA DORSAY
ATİLLA DORSAY
İLİŞKİLİ HABERLER
Teksas çöllerinde ölümcül bir poker oyunu
İhtiyarlara Yer Yok geniş ölçüde nasıl yaklaştığınıza bağlı olarak sevip sevmeyeceğiniz -hatta nefret edebileceğiniz- bir film. O zaman İhtiyarlara Yer Yok elbette bir başyapıt. Ve sizin filminiz bu... Benim için olduğu gibi. Cormac McCarthy'nin (şu günlerde bizde de çıkan) kitabını okumadım, olasılıkla okuma fırsatım da olmayacak. Ama filmi izlerken, kitabın edebiyat tarihinde suç ve suçluluk kavramı ve buna koşut olarak insanoğlundaki kötülük üzerine yazılmış en güçlü eserlerden biri olduğu düşünülebilir: Biraz da Dostoyevski'yi hatırlatır biçimde... Andığım ülke elbette ABD, coğrafya onun çöl iklimine yakın Teksas yöresi, uygarlık artık filmlerden olsun, yanıbaşımıza dek uzanan siyasal eylemlerinden, istila ve işgallerinden bildiğimiz Amerikan uygarlığı. İlk kez özgün senaryolardan vazgeçerek bir edebi kaynağı seçmeleri, öncelikle kitabın Coen kardeşlere ne denli uygun olduğunu gösteriyor. Gerçekten de, bu filmde onların ilk filmi Blood Simple/Kansız ve başyapıtları sayılan Fargo'dan izler bulmak mümkün. Bir uyuşturucu çetesi içindeki hesaplaşma sonucu ortada, bir çantada kalan ve avare bir avcının eline geçen büyük paranın peşine düşen katillere, Fargo'daki gibi yasayı temsil eden ve suçluları kovalayan bir şerif eşlik ediyor. Kötüler, tüm Coen filmlerindekinden daha kötü. Özellikte, o alına çakılan kendi icadı kurşunsuz silahla öldüren, kurbanlarının hayatını alıp almamayı yazı-turaya bağlayan Meksikalı katil Anton Chigurh rolü, Javier Bardem'in katkısıyla sinemasal anılarımız içindeki yerini aldı bile... Şerifimiz, Fargo'nun karnı burnundaki kadın şerifine hiç benzemiyor. Ed Bell (eşsiz Tommy Lee Jones), emekliliğini sabırsızlıkla bekleyen yaşlı, yorgun bir kanun adamıdır. Nerdeyse anlaşılmaz konuşmasıyla hayat üzerine yorumlar yapar, espriler savurur, çaylak yardımcısına öğütler verir. Llewelyn ise, az tanıdığımız bir aktörün, Josh Brolin'in oyunuyla canlanan özgün bir maceraperest karakteridir. Bu adamlar, şöyle bir görünüp kaybolan Woody Harrelson'ın da katılmasıyla, sanki çöl fonunda ölümcül bir poker oyunu oynarlar. Filmin başarısının birçok nedeni var. Öncelikle, yoğun bir sinema duygusu içermesi sonra, insan kişiliği ve onun ayrılmaz parçası olan kötülük üzerine, çok etkileyici bir yaklaşım getirmesi. Özellikle Chigurh kimliğinde bunu en somut biçimde hissediyorsunuz (bir internet tartışmasında onu Kaiser Söze ile karşılaştırmaları boşuna değil!). Aslında Chigurh da, tüm filmin dokusuna yayılmış belli bir mizahtan ve de yazıturanın sonucuna kesinlikle uymasıyla beliren kendine özgü bir adaletten nasibini de almıştır!.. Öte yandan film, her şeyiyle çok tipik bir Amerika manzarası sunuyor. Para hırsının temsil ettiği kapitalizm tutkusuyla, silah sevdasıyla, gündelik hayata sinmiş şiddet duygusuyla... Ve üstelik, iki kardeş yazar-yönetmen, soluk soluğa izlettikleri bu kanlı hikâyenin finalini, insanı rahatlatan bir 'mutlu son' bir yana, yoruma muhtaç ve hemen filmi bir kez daha izleme arzusu veren bir kapalılıkla bitirme cüretini de gösteriyorlar. Şapka!...

İHTİYARLARA YER YOK * * * *
(No Country for Old Men)/ Yönetim ve senaryo: Ethan ve Joel Coen, Görüntü: Roger Deakins, Müzik: Carter Burwell, Oyuncular: Josh Brolin, Tommy Lee Jones, Javier Bardem, Woody Harrelson, Kelly McDonald, Garret Dillahund, Tess Harper/ Amerikan filmi.
Haberin fotoğrafları