kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 1 Ocak 2008, Salı
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC

Türkiye'de bir stil ikonu yok ki, ben nasıl olayım!

Giydiği her kıyafet, yaptığı her hareket olay olan magazinin renkli isimlerinden Eda Taşpınar, Marie Claire dergisine başlık başlık kendini anlattı: Kendim gibi olmayı başarabildiğim için benden nefret ediyorlar ama hakkımda yazılanlar beni alakadar etmiyor. Kendimi stil ikonu olarak da görmüyorum; hatta Türkiye'de stil ikonu yok ki! ..
İKONCAN
İkoncan ismini bana ilk takan kişi Buz'un ortağı Ender Sanal'dı. O kadar çok herkese 'moda ikonu', 'stil ikonu' deniyordu ki o dönem. Ender de bana dönüp "Sen de İkoncan ol" dedi. Hatta sonra Nurettin de bana evde İkoncan demeye başladı. Bu bizim aramızda dalga geçmek amaçlı söylenmiş bir şeydi. Şimdi benden bahsederken bu tanımı kullanıyorlar. Beni rahatsız etmiyor. Yazılan çizilenler beni alakadar etmiyor. Ben kendimi stil ikonu olarak görmüyorum; hatta Türkiye'de stil ikonu yok. O kadar basit değil ki ikon olmak. Ben her şeyi deniyorum; umurumda değil. İnsanlar çok ciddiye aldığımı sanıyorlar. Ama benim hayatım bu değil.

JET-SET
Jet-set değilim. Keşke olsam! Ama o, Türkiye'de olunmaz bence. Esasında dışarıdan öyle gözüküyor ama biz çok evde yaşayan bir çiftiz. Benim en çok sevdiğim şey evde oturup kitap okumak. Bunu söylemediğim için insanlar sadece gezen eğlenen biri sanıyor beni...

MAGAZİN
Nurettin ile ilk beraber olmaya başladığımızda, iki ay ortalarda pek görünmedik. Ben bunu istiyor muyum istemiyor muyum, emin değildim. Çok dalga geçtiğim bir şeydi magazin; komik bulurdum. Bir gece NuPera'dan çıkarken el eleydik. İlk anda çok garipsedim. 'Beni niye çekiyorlar, niye resmimi koyuyorlar?' dedim. O kadar garip bir şey ki, gazetecilere poz veriyorsun! Yine de düşünüyorsun poz verirken; 'Niye ben poz veriyorum?' diye. Seni magazin bir yere getiriyor ve sonra o oyunu yönetmeye başlıyor. Seni 'İkoncan' da yapıyor, 'Taklitcan' da... Magazinde olmak güzel mi? Güzel değil; tuhaf! Şimdi ben, yarın başka biri. Günün birinde başka biri gelecek elbette...

ORİJİNAL
Kendin gibi olan insan çok az toplumumuzda. Kimse istediğini yapamıyor. Herkesin benden nefret etme sebebi bu bence! Ben her zaman istediğimi yaptım. Hiçbir zaman umurumda olmadı. Belki orijinal değilim ama ben benim. Her zaman olduğum kişi oldum.

ÜNLÜ
Bir şekilde ünlüyüm artık. Ünlü olmak ne zaman güzel? Geçen gün biri söyledi; 'Bunu paraya çevirebildiğin zaman güzel' diye. Yoksa boş yere ünlü olmak bir şey değil. Ben bunu nasıl paraya çevireceğimi bilemiyorum. olmak istemediğim yerlere girerek bunu yapmak istemiyorum. Karar aşamasındayım esasında...

PARA
Parayı seviyorum ama yoksa da kendimi paralamam! Şu anda dedemle, heykellerimizi İngiltere'de Kensington'da bir açık artırma evine veriyoruz, oradan bir gelirim var. Londra'da yaşayan geniş bir Arap ailesine ayakkabı tasarımı yapıyorum. Son dönemlerde elbise de tasarlamaya başladım. Bir dönem çalıştım; oradan belli bir gelirim oldu. Kendi hayatımı idare ettirmek yeter bana...

FETİŞ
Ayakkabı! Küçükken çok yaramazdım. Annemin bir ayakkabıcısı vardı, her hafta uslu durmam karşılığında gidip bir ayakkabı yaptırılırdı bana. Oradan başladı bu merak. Sonra St. Martins'de Ayakkabı Tasarımı okudum. Bir ayakkabı aldığım zaman yatakta yanıma koyar, beş gün seyrederim! Geçen gün Nurettin Kaç ayakkabın var, sayar mısın?' dedi. Saydım ama tam rakam vermeyeyim, yüzlerce diyelim!

TARZ
Çok oturmuş bir tarzım yok. Oturmasını da istemiyorum zaten. Sürekli uzun etek giyen bir kadın olmak istemiyorum. Öyle belirleyici bir şey olsun istemiyorum, çünkü o gün ne hissedeceğimi bilmiyorum. O hisse göre giyiniyorum. Bence yakışıyor, kim ne derse desin. Kendimi iyi hissettiğim sürece zaten başkalarının ne dediği beni alakadar etmez!

SİNEMA
Oyuncu olmayı çok isterim... Nurettin'in en büyük hayali, bir gün bir film çekmek. Çekerse beni oynatacağına söz verdi...

DÖVME
İki dövmem var. Eski erkek arkadaşımın isminin yazılı olduğu dövmeyi kapatmak için yaptırdım birini. Londra'da Pamela Anderson'ın dövmelerini yapan adama gittim. Afrika'da bir kabileye ait bir sembol, 'Hayatını istediğin gibi yaşa' anlamına geliyor... İkincisi, bileğimdeki yedi rakamı. Nurettin'le tanıştıktan iki gün sonra Nurettin adımı yazdırdı koluna. Bir ay sonra yaptırdım bu dövmeyi; Katakana'da Nu demek, Nurettin yazamadım...
Haberin fotoğrafları