kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 1 Ocak 2008, Salı
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Günaydın 
RAHŞAN GÜLŞAN

Ben güldüm, Allah sizi de güldürsün:)

Geçen perşembe günü kaleme aldığım, Özcan Deniz'in, Nihat Doğan kavgasında ne kadar beyefendi davrandığını anlattığım yazıma Show TV'de yayınlanan 'Uçan Kuş' programı ekibi büyük ilgi gösterdi. Sağ olsunlar konuyu komedidram tarzında tartışıp beni zaman zaman gülme krizlerine gark eylediler. Yazımın bulunduğu köşemi dev boyutlarda ekrana getirdiler. Fotoğrafım ne kadar da güzel görünüyormuş. Ama acaba artık logoyu değiştirsem mi diye düşünmeden edemedim. Lakin 3 Ocak'ta köşem dördüncü yılına giriyor. (Biliyorum...Ben de size hastayım:)

PEHLİVAN RAHŞAN
Konuklar arasında Nihat Doğan'ın da olduğunu görünce mutlu oldum. Demek ki konuyu bilimsel bir boyutta irdeleyecekler ve tabii ki her türlü bana geçireceklerdi. Bu ekibi görünce program öncesi Bekir Hazar Abimiz'in telefonla bağlantı isteğini geri çevirmeme sevindim. Bekir Abi konuyu açınca sevgili Erol Köse'den, daha önce kimsenin aklına gelmeyen bir isim yakıştırması geldi: Pehlivan Rahşan! Gözlerim parladı. Evet yahu! Neden daha önce benim aklıma gelmemişti bu isim? Köşemin adı 'XL-Pehlivan' olabilirdi. Gözlerim yaşardı. O heyecanla 'Hoyda Bre Erolum' diye bağırmışım, boynuna bir hafta önce stent takılmış olan babacığım korkuyla yerinden zıpladı! Tüm aile göz pınarlarımız ıslak, izlemeye devam ettik. Şimdi heyecandan adını unuttuğum bir ablamız ekrana dönüp; 'o bir kenar yazarı, köşe değil' deyince bir an kendimi 'Beyaz Show'a çıkmış gibi hissettim. Şıklık olsun diye pehlivan kıspeti giymişim, Beyaz beni 'O biir, o biir, o biir kenar yazarı' diye anons ediyor. Hayal işte...

KAHKAHA ATTIM
Arada Seren Serengil 'köşe yazarı tarafsız olur' deyip köşe yazarlığına (sanırım AB'nin Kopenhag kriterleri gibi) yeni kriterler ekliyor. Öylesine bir coşku, öylesine bir sevgi seli... Kimsenin aklına olayı tartışmak gelmiyor. Gözümün önüne Seren ve Erol hakkında yazdığım yazılar geliyor... Daha da gülüyorum, kahkahalarım salonu çınlatıyor. Yuvamız sıcacık oluyor... Ama bir cümle ile kendime geliyorum. Erol Köse 'kendisine, hakkımda yazdığım yazılarla ilgili dava açtım araya 70 kişi soktu geri çektirmek için sonra özürler diledi' diyor... 'Oha!' diyorum. Babam yine zıplıyor. 'Ne güzel gülüyorduk' deyip, bir de birilerinin '24 saat Özcan ile geziyor, yiyor içiyor' dediğini duyuyorum...

MAHKEMELİK OLMADIK
Geyik burada bitiyor. Sayın okurlarım Erol Köse'nin böyle bir dava bildirimi ne tarafıma ne de gazetemizin hukuk servisine ASLA olmamıştır. Ben asla bana açılan davaların geri çekilmesi için araya kimseyi sokmam; şükürler olsun ki gazetem bu tarz vakalarda sonuna kadar her türlü hukuki ve maddi desteği vermektedir. Erol Köse ile ortak tanıdığım YOKTUR! Kendisinin Gülşen ile olan problemlerinde haksızlığa uğradığını düşündüğüm Gülşen'in yanında oldum. Çünkü bir kadının, geçmişte yaşadığı hataların bedelinin bu denli ağır olmaması gerektiğine inandım. Hiçbir yazımda onun görsel özellikleriyle ilgili yorumda bulunmadım, ki takdir edersiniz ki ben de onun yaptığı 'Pehlivan' tanımlamasından daha kırıcı birkaç buluş yapabilecek zekaya sahibim.

ÖZCAN'IN CEBİNİ BİLMEM
Özcan Deniz'in ise cep telefonunu bilmem. 14 yıldır ilk kez olay gecesinde gördüm kendisini. Aynısı Nihat Doğan için de geçerli. Onun da cebini filan bilmem. İkisi ile de iki kelime paylaşımımız yoktur. Fakat, olay çıkışı Nihat Doğan'ın basın açıklamaları, televizyon programına bu konu ile ilgili konuk olmaları yazımı bir kez daha haklı kılmıyor mu? Ama Serenciğim ben tarafsız olamam ki... Yazdığım yazının altına imzamı koyuyorum, Elimi taşın altına koymaktan korkmuyorum; sende durum nedir güzelim? Goethe'nin çok sevdiğim bir lafı var 'Samimi olmayı vaat edebilirim ama, tarafsız asla!' Allah müstahakınızı versin... Bak az daha unutuyordum; hepinize daha mutlu, daha zayıflayacağınız, daha sadık olacağınız veya aşkı bulacağınız bir yıl ve lezzet dolu yılbaşı sofraları dilerim...