kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 6 Aralık 2007, Perşembe
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC

Ertürk'ten eleştirilere yanıt

Yeni Haber
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) Başkanı Ahmet Ertürk, "TMSF yetkilerinin budanması ile ilgili bir takım girişimler olduğunu duyuyorum basından. Bu girişimlerin dayandığı anlayış, yanlış anlayıştır" dedi.

TMSF Başkanı Ertürk, 5. Uluslararası Finans Zirvesi'nin ikinci gününde düzenlenen "Türkiye'nin Makro Ekonomik Görünümü ve İstanbiul'un Konumu" konulu toplantıda yaptığı konuşmada, TMSF'nin uyguladığı yaptırımları eleştiren kesimlere yönelik sert açıklamalarda bulundu.

Herhangi bir bankacılık düzeninde bankacılığın çok temel işlevi olan finansal kaynak aktarımını bozan şartlar varsa, buna hiçbir kamu otoritesinin izin vermeyeceğinin altını çizen Ertürk, bankacılık sektöründeki temel kaynak aktarım mekanizmasının sağlıklı bir biçimde işlemesi gerektiğini, bunun hem finansal sistemin hem de genel ekonominin istikrarı için hayati önem taşıdığını vurguladı.

Ertürk, Türkiye'nin bir ekonomik cazibe merkezi olabilmesi için öngörülebilirlik ve güvenlik konularında ikna edici olması gerektiğini söyledi. Güvenlik kavramını, politik, idari ve hukuki güvenlik olarak üç bölüme ayıran Ertürk, "Özellikle Türkiye'nin hukuki güvenliği, yabancı yatırımcının en fazla önem verdiği en fazla endişe duyduğu şeydir. Türkiye hukuki güvenliği oluşturma sorunun birinci öncelik olarak ele almalı" dedi.

"RAHATSIZLIĞIN SEBEBİNİ ANLAYAMIYORUM"

Bankacılık sektöründe çok sıkı, çok sert yaptırımların getirilmesinin o sistemin sağlığı açısından önemlidir ve gerekli olduğuna işaret eden Ertürk, "Yakın tarihe dönüp baktığımızda, bankacılık sisteminin yüzde 25'ini tarihe gömen bir kriz yaşamışsınız. Bütün topluma yayacak ölçüde bir çürümeyi o sistem kendi içinde üretebilmişse, 50 milyar dolarlara yakın bir maliyeti toplumun sırtına yüklemişse ve bunlarla baş edemeyecek bir hukuk sistemi bu ülkede varsa, siz bankacılık sisteminin güvenliğini sağlayamamışsınız demektir. Bu sistemi tekrar ayakları üstüne oturtacak girişimlerden bu nedenle rahatsızlık duymanın sebebini anlayamıyorum" diye konuştu.

"MASUM KİŞİLERİ KORUMAK İÇİN, HIRSIZA CEZA VERİLMEMESİ DÜŞÜNÜLEMEZ"

Ertürk, TMSF'nin sistemin güvenliği açısından kullandığ yetkilerin sistemi bozucu oyuncuların sisteme girmesini engellemek açısından gerekli olan yetkiler olduğuna dikkat çekerek, şunları söyledi:
"Bundan rahatsızlık duymak ancak şöyle bir benzetme ile ifade edilebilir: Masum kişilerin de hırsızlıkla suçlanabilecekleri riskinden dolayı, hırsıza da cezayı kaldıralım demeye benziyor. Bu bir risk elbette. Masum kişiler de hırsızlıkla suçlanabilir, cezalandırılabilir. Toplum da bu riski elemine etmek durumundadır. Bunun yolu hukuk sistemini, idari sistemi adam etmektir. Yoksa hırsızlarla ilgili cezaları kaldırmak değildir. Burada bir mantık sorunu yaşıyor Türkiye."

"TÜRKİYE, 50 MİLYAR DOLARLIK BİR YÜKÜ DAHA KALDIRAMAZ"

Ertürk, basından TMSF yetkilerinin budanması ile ilgili bir takım girişimler olduğunu duyduğunu ifade ederek, bu girişimlerin dayandığı anlayışın yanlış bir anlayış olduğunu söyledi. Kuraldışı oyuncuların sisteme girmesinden öncelikle yerlisi ve yabancısı ile bankacılık sisteminin rahatsız olması gerektiğini dile getiren Ertürk, "Sistemin tümünü riske atacak oyuncuları, o sistemin kendi içinde barındırmaması lazım. Bu gönüllü bir topluluğun faaliyeti değildir, bu bankalar birliğinin yapacağı iş değildir. Bu , çok ciddi yaptırımları kararlı bir şekilde uygulamakla mümkün olabilir. Türkiye bir daha 50 milyar dolar yükü kaldıramaz" dedi.

"YABANCI BANKALARIN TMSF'DEN RAHATSIZ OLDUĞU FİKRİ SAFSATA"

Yabancı bankaların TMSF'nin uygulamalarından rahatsız olduğuna ilişkin bir "efsane" bulunduğuna işaret eden Ertürk, Türkiye'ye gelen uluslararası büyük bankaların geldikleri ortamda, bundan çok daha şiddetli ve büyük yaptırımlar içeren hukuk sistemleri olduğunu kaydetti.

Ertürk, TMSF'nin ABD'de muadili olan kuruluş FTIC'nin sahip olduğu yetkilerin TMSF'nin bugün sahip olmadığı yetkiler olduğunu, sıkıntıya giren bir bankaya FTIC'nin müdahalesinden sonra, o süreci engelleyececek hiçbir idari ve yargı kararı verilemediğini hatırlatarak, "Tasfiye yapcaksınız, bunu çok hızlı bir şekilde yapacaksınızki topluma maliyeti aşağıya çekilebilsin. Bugün bizim yaşadığımız sorunlar Türkiye'nin tasfiye sorunuyla daha uzun süre yaşaması anlamına geliyor. Buna hangimiz katlanabiliriz? Dolayısıyla yabancı bankalar böyle bir niyet atfetmenin efsane olduğunu hatta bir safsata olduğunu düşünüyorum" diye konuştu.

"BUGÜNKÜ CANLI BANKALARLA HERHANGİ BİR SORUNUMUZ YOK"

Ertürk, düzen içinde çalışan bir bankanın TMSF'nin çalışmalarından rahatsız olması için henhangi bir sebep bulunmadığını belirterek, TMSF'nin son 10 yılda yaşanan tahribatla uğraştığını, bugünkü canlı bankalarla herhangi bir sorunu bulunmadığını kaydetti. Ertürk, "Biz sadece onlardan sigorta primi tahsil ediyoruz. Hatta şu anda bankalara sigorta prim maliyetlerini nasıl aşağıya çekebileceğimize yönelik çalışma yapıyoruz. Ama bu tür çalışmalar yapabilmemiz için bankacılık sisteminin tam olarak yerine oturduğuna emin olmamız gerekir" dedi.

"TOPLUMUN BİZE SUNACAĞI TERCİHE UYARIZ"

İlerde yeniden bir banka krizi yaşamayacaklarına emin oldukları zaman, şu an sahip oldukları rezervi bankaların mali yapısını rahatlatacak çözümler için kullanacaklarını dil getiren Ertürk, şöyle konuştu:

"Ama bir taraftan TMSF'nin yetkileri budansın diyorsak, diğer taraftan biz çok güçlü bir sigorta fonunu bu ülkede yaşatmak zorundayız. Burada bir tercihte bulunacağız, gerçekten oturmuş, kuralları belirli, kuraldışı hareketlerden canının yanacağını bilen oyuncuların oluşturduğu bir düzen mi, yoksa geçmişe dönük herkesin yaptığının yanına kar kaldığı bir düzen mi? Bunun hangisi tercih ediliyorsa biz de fonu öyle yapılandırırız. Bu konuda esneğiz. Toplum bize hangi tercihi sunarsa, biz de ona göre program oluştururuz."

"TAHKİM DAVALARI BİR DEVLET SORUNU"


Uzanlar'ın Türkiye aleyhine IMF ve Dünya Bankası nezdinde açtığı 50 milyar dolarlık tahkim davalarına da değinen Ertürk, "Türkiye devleti bugün bu uluslararası mekanizmanın ciddi anlamda tehdidi ile karşı karşıya. Bu sorunla sadece TMSF'nin baş etmesi mümkün değil. Bu bir devlet sorunu. Bu konuda tüm kamu düzeni ve kamuoyunun dikkatini çekmek istiyorum" dedi.