kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 21 Kasım 2007, Çarşamba
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC

Kendimi sudan çıkmış bir balık gibi hissettim!

ZEYNEP GÜLER CEYLAN
'Sıfır Dediğimde' adlı filmle beyazperdeye transfer olan genç tiyatrocu Damla Tokel, deneyimli aktörlerle çalıştığı için çok mutlu: Onların karşısında sudan çıkmış balık gibiydim ama bu benim için büyük avantajdı..
İLİŞKİLİ HABERLER
Kendimi sudan çıkmış bir balık gibi hissettim!
Yönetmen Gökhan Yorgancıgil'in ilk uzun metraj denemesi olan 'Sıfır Dediğimde' isimli film, Bilkent Üniversitesi'nde tiyatro eğitimi alan Damla Tokel'i de beyazperdeyle buluşturdu. Filmde 'Aslı' karakterini canlandıran Tokel, 'Sıfır Dediğimde' sayesinde hipnoza dair çok farklı deneyimler yaşadığını belirterek, "Hipnoz'un nasıl bir deneyim olduğunu rolüme hazırlanırken öğrendim" dedi.

* Siz tiyatro eğitimi aldınız ve okul yıllarında çok sahne deneyiminiz oldu... Sinemaya geçişinizin zorlukları oldu mu?
Kameraya alışmam gerekti. Tiyatroda açık bir alanda, daha geniş bir kitleye direkt ulaşmaya çalışıyorsunuz ve sinemaya geçtiğinizde bunun yarattığı farklılar oluyor. Elimden geldiğince tiyatrocuların büyük oynama alışkanlıklarını yansıtmamaya çalıştım kamera karşısında.

ASLI ÇOK İÇİNE KAPANIK BİR KIZ

* Sinemadan mı, tiyatrodan mı daha çok keyif alıyorsunuz?
İkisi farklı dünyalar. İkisi de oyunculuk olduğu için çok keskin sınırlarla ayırmak gerektiğini düşünmüyorum. Belki de çok başında olduğum için ayırmıyorum.

* 'Sıfır Dediğimde'nin öyküsünün gerçek bir hikayeden kaleme alındığını biliyorum, bundan bahsedebilir miyiz?
Gökhan Bey'in bir psikiyatr arkadaşı var. Onlar öğrencilik yıllarında çok değerli bir eşyasını kaybeden bir arkadaşlarını hipnoz etmiş. Arkadaşları eşyasını kaybettiği zamanı hatırlamıyormuş. Ama hipnoz seansı içinde, hipnoz edilen kişi tanımadığı ve kendisini takip eden biriyle karşılaşıyor. Bir anda panik olup, hipnoz seansını bitiriyorlar ve bir daha bu konuyu açmıyorlar. Bu öyküyü Gökhan Bey'e anlatıyorlar ve bu film ortaya çıkıyor.

* Canlandırdığınız Aslı nasıl bir karakter?
Aslı içine kapanık, çevresindekilere göre farklı ilgileri olan ve bu yüzden çok fazla sosyalleşmeyen bir kız. Kendi dünyasında yaşıyor, hatta kendi dünyasından tam da emin değil. Farklı bir yol ve çıkış arıyor ve tabii ki çok duygusal ve hassas. Kaybettiği bir kitapmış gibi ama bu onu çok daha derinden etkiliyor. O kitap onun için çok değerli.

HERKES HİPNOZ OLAMAYABİLİR

* Aslı psikolojik olarak zor şeyler yaşayan bir karakter. Siz bir oyuncu olarak Aslı'ya nasıl hazırlandınız?
Aslı'ya hazırlanırken, kalp doktoru olan babamın bütün bildiklerinden faydalandım. Çevremizdeki bir-iki psikiyatrı seferber edip onlardan da bilgi aldım. Aslı'yı, ruhsal durumu çizgiyi aşmış bir karakter olarak görmüyorum. O yüzden tabii ki tırnak içinde 'deli' yönüne gitmedik. Bunun dışında asıl önemli olan şey hipnozdu. Hipnozun ne olduğuna dair derin bilgilerim yoktu. Hipnozun nasıl bir deneyim olduğuna dair de bilgim yoktu. Bu yüzden Prof. Kerem Doksat'la hipnoz hakkında çalışmalarımız oldu.

* Ne gibi şeyler yaşadınız hipnoza dair?
Önce örneklerle birlikte epey bir bilgi verdi. Biri toplu, biri bana özel olmak üzere iki tane toplantı düzenledi. Öncelikle hipnozla ilgili yanlış fikirlerimi bir kenara bırakmış oldum. Hipnoz bir uyku hali değil, daha çok başka bir dünyaya geçiş. Farklı bir konsantrasyonda ve farklı bir algılama düzeyinde kendinizi bırakarak, bilinç altına attığını şeylere geri dönmekle ilgili bir yolculuk.

BÜYÜK KATKI SAĞLADILAR


* Zor bir yolculuk mu peki?
Dr. Kerem Doksat'ın dediğine göre; herkesin hipnoz olma olasılığı yok. Aslı gibi içine kapanık, özellikle buna ihtiyacı olan kişilerin derin hipnoza geçmesi daha kolay oluyor. Oyunculuk gibi mesleklerde olan kişilerin hipnoza daha eğilimli olduklarını söylemişti. Benim yaşadığım çok derin bir hipnoz değildi ama Kerem Bey 'İlk seansta bu kadar derini beklemiyordum' dedi.

* Filmde Hazım Körmükçü ve Oktay Kaynarca gibi usta isimlerle oynuyorsunuz. Ne gibi avantajları oldu bu durumun?
Tabii ki ben sudan çıkmış balık gibiydim, ortaya atılmışım (gülüyor). Benden çok daha tecrübeli, kendini yetiştirmiş isimlerle olmak; en azından rol almak ve rol vermek açısından büyük katkı sağlıyor. Çekimler sırasında hep içimden 'Bir şey yanlış giderse beni uyarırlar' dedim. Hatta sette de Hazım Bey'le çok vakit geçirdik. Onunla oyunculuğa dair konuşmalarımız oldu. Deneyimli insanlarla çalışmak kesinlikle büyük avantaj.
Haberin fotoğrafları