kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 1 Kasım 2007, Perşembe
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC

Yaşamın kıyısında ölümü anlattılar

Fatih Akın'ın Cannes Film Festivali'nde 'En İyi Senaryo Ödülü'ne layık görülen filmi 'Yaşamın Kıyısında', Antalya'da da 'En İyi Yönetmen' dalında 'Altın Portakal' aldı. Yeni Aktüel muhabirleri, Sinema dergisi için filmin senaristi ve yönetmeni Fatih Akın ile başrol oyuncusu Nurgül Yeşilçay ile konuştu. ..
Ortağımın kaybı filmi çok etkiledi
* Altı ayrı karakterin hikayesini bir araya getiren bir film çekmek istemenizin sebebi neydi?
Aslında temel olarak, hayatta yaşadığımız farklı olayların nasıl birbiriyle bağlantılı olduğunu ve bir kişinin yaşadığı herhangi bir şeyin, diğer insanların yaşamını nasıl etkileyebildiğini göstermek istedim.

* Filmin çekimlerinden önce senarist Guillermo Arriaga ve yönetmen A. G. Inarritu'nun filmlerinden çok etkilendiğinizi, bu filmde onların yaptıklarına benzeyen bir iş ortaya koymak istediğinizi söylemiştiniz. Birden fazla hikayeyi aynı anda anlatmak istediğiniz için mi, bu sinemacıların tarzı size yakın gelmişti?
Farklı hikayelerin birbirine bağlanarak tek bir hikaye oluşturmasını etkileyici buluyorum. Bu yapıda bir film yapmak için işe koyulduğum zamansa, aslında bu işin göründüğünden daha zor olduğunu gördüm. Benim için neredeyse imkansız gibiydi. Mesela filmin senaryosu, şimdi göründüğünden çok çok farklıydı. Hikayeler birbiriyle fazlasıyla bağlantılıydı. Ancak filmi senaryoya göre kurguladığımızda gördük ki ortaya çıkan şey çok kafa karıştırıcı. Kimin nerede olduğu, ne zaman orada olduğu, hangi şehirde hangi saatte bulunduğu hiç anlaşılmıyordu. Anladık ki, kağıt üzerinde iyi görünen bir şey, perdede pek de öyle durmuyor. Bu nedenle kurgucum Andrew Bird ve ben filmi şimdiki haliyle kurgulamaya karar verdik.

SAVAŞ VERİRKEN BÜYÜMEK

* 'Yaşamın Kıyısında' son derece olgun ve ağırbaşlı bir film. Ancak kimi zaman da 'Fuck The EU ya!' deyip geçecek kadar genç, ateşli...
Evet. Bütün karakterlerin ciddi ve ağırbaşlı bir tarafı olduğu gibi, genç ve ateşli yönleri de mevcut. Yine de Avrupa Birliği'yle ilgili cümleyi bu klasmana sokamam sanırım. Çünkü o cümle daha çok Ayten adlı karakterin dünya görüşünü yansıtıyor. Ancak özellikle Charlotte (Lotte) karakteri sizin tezinizi destekler nitelikte. İlk başlarda Lotte fazlasıyla genç, havai şekilde davranıyor, ancak hikaye ilerledikçe o da olgunlaşıyor ve uğruna savaşacak bir şey buluyor. Bir diğer anlatımla, Ayten için savaş verirken, büyüyor ve olgunlaşıyor.

* Altı karakter arasından size en yakın olanı hangisi?
Bütün karakterler benim bir parçam, gerçekten... Bazısının bende kapladığı yer daha büyük bazısınınsa daha küçük, ama her biri benim bir parçam. Hikayenin lokomotifi olarak gördüğüm karakterse Nejat; çünkü filmdeki bütün öyküleri birbirine bağlayan o oluyor.

İKİ VERSİYON

*Filmin çekimleri sırasında yakın arkadaşınız ve ortağınız Andreas Thiel vefat etti. Şimdi ortaya çıkan filme baktığınızda, bu olayın etkisini görebiliyor musunuz?
Andreas hikayeyi geliştirmemde bana çok yardım etti ve özellikle söz konusu sanatsal fikir paylaşımı olduğunda, o benim sahip olduğum en iyi dosttu. Yaşarken de filmin üzerinde derin bir etkisi vardı. Ölümü de çekimlerin neredeyse sonuna doğru gerçekleşti. Bu nedenle üzerimizdeki etkisi elbette çok büyük oldu.

* Filmin senaryosunu yazarken ne gibi bir hazırlık yaptınız, kimlerden fikir aldınız?
En yakın olduğum insanlardan biri ortağım Andreas Thiel'di. Bütün araştırma süreci boyunca bana eşlik etti. Tretmanı oluştururken benimle birlikte büyük çaba harcadı. Aslında bir ilk versiyon, bir de ikinci versiyonunu yazdım senaryonun ve sonra da filmi çektik diyebilirim.
Haberin fotoğrafları