kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 5 Mayıs 2007, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
atv
Kanal 1
ABC

Solaryuma girdiğim zaman yüzüme havlu koyuyorum!

DUYGU GÖKMENOĞLU GÜNAYDIN
1.72 boyunda, 55 kilo. Gün içinde litrelerce su içiyor. Yüzünü her zaman soğuk suyla yıkıyor. Güneş koruyucusu sürmeden dışarıya adımını atmıyor, asla sir ağda yaptırmıyor. Estetik ameliyat yaptırmaktan da çok korkuyor!..
* Saçlarım benim için çok önemli... Saçlarım için yaptığım en iyi şey onları hep temiz tutmak. Saçımı her gün yıkamamaya özen gösteriyorum. Saçta jöle ve sprey gibi kalıcı maddeleri bırakmak çok kötü... Bu yüzden çekimlerden sonra mutlaka saçımı yıkarım. İşimin olmadığı günlerde ise saçımı gün aşırı yıkıyorum. Bunu yaptığımdan beri saçımın daha az yağlandığını görüyorum. Bir de saçla çok fazla oynamamak gerekiyor. Sürekli ellerimizi saçımıza sürmemiz doğru değil. Çünkü bütün gün elimizde biriken kir bu hareketimizle saçımıza yapışıyor.

*
Saç tipim normal... Ancak yıllar içinde hemen hemen her kadında olduğu gibi bende de uçlara doğru kuruluk başladı. Saçlarım, yıllardır hep çok uzundur. Saçımın renginde değişiklik yapmayı çok seviyorum. Daha çok kumral tonlarda kullanıyorum. İşim gereği her zaman saçlarımın sağlıklı ve güzel olması gerekiyor. Artık bir saç bakım markasının (Rejoice) modelliğini yaptığım için saçıma daha da özen gösteriyorum.

* Saçımın daha sağlıklı olması için bazı vitaminler alıyorum. Onun dışında saçlarımı duştayken mutlaka kremlerim. Ama sadece kremi saçlarımın ucuna uyguluyorum. 10 günde bir saçıma kuaförde bakım yaptırıyorum. Ağlayarak da olsa, kuaförüm gerekli gördüğü zamanlarda saçımdaki kırıkları aldırıyorum.

KAŞLARIM DÖVME DEĞİL


* İnce telli, düz ve sık saçlarım var. Saçımın en iyi yanı, her şekle girip kalabilmesi... Saçlarıma kendimde şekil verebiliyorum. Dans ettiğim zamanlarda yıllarca saçıma şekil vermem gerektiği için, bu konuda ustalaştım. Zaman zaman televizyona kendi topladığım saçlarla bile çıkabiliyorum. Maşayla doğal dalgalar yaparım ya da hemen toparlayıp güzel bir şekil veririm.

* Saçım iyi olduğunda kendimi iyi hissediyorum... Altın sırmadan ceket giysem de, saçım kötüyse beni hiçbir şey güzel gösteremez. İnsanın tipinin düzgün durabilmesi için temiz ve bakımlı saçlarının olması lazım. Ben önce insanların saçına ve dişlerine bakarım. Ne giydiğinin çok önemi yok!

*
Her duştan sonra mutlaka saçlarımın ucuna yağlı bir serum sürüyorum. Bu ürün, fön çekerken saçtaki kırılma ve yıpranmayı en aza indiriyor. Özellikle yaz aylarında güneş ve denizden saçlar çok fazla kuruyor. Bunun için yazın mutlaka koruyucu ürünler kullanıyorum. Yaz aylarında kışa oranla daha yoğun bakım kremleri kullanıyorum. Bunları haftada iki kere uyguluyorum.

* Geçenlerde kaşıma ek yaptırdığım söylendi. Bir insan nasıl kaşına ek yaptırabilir ki! Sadece kaşlarımı kalınlaştırdım. Yıllardır benim kaşlarımı dövme zannederler. Ama değil... Önceden daha kavisli ve uzun kaşlarım vardı. Ben onu biraz daha kısalttım ve alttan biraz daha bırakarak kaşlarımın şeklini değiştirdim. Bu da bana Uzakdoğulu tipi verdi. Bu da hoşuma gitti. Bu sene de kalın kaş çok moda!

*
Kaşları mutlaka bir uzmanın alması gerektiğini düşünüyorum. Yüze yön verebilecek bir makyöz çok iyi kaş alabilir. Kaşlar, alındıktan 2-3 hafta sonra da şekil verilebilecek uzunluğa geliyor zaten.

* Kaş ve kirpik için badem yağı kullanılmasını öneriyorum. Çok besleyici. Aklıma geldikçe pamuklu çubuğun ucuyla kaş ve kirpiklerime sürerim. Özellikle çok yoğun makyajdan çıktıktan sonra haftada iki üç defa bunu yaptığımda çok iyi geliyor. Bazıları kaşım, kirpiğim çıkmıyor der ama başka sağlıksal bir problem yoksa badem yağıyla kesinlikle çıkar.

DÜZENLİ BAKIM


* Kaşlarımı cımbızla aldırıyorum. Asla sir ağda kullanmıyorum. Çünkü göz çevresi çok hassas, yumuşak ve yıpranmaya müsait bir yer. Sir ağda hiç kullanmadım. Yüzde sir ağdanın leke yapma ihtimali de var. Dudak üzerinde lekeler oluşabilir. Onun yerine herkese lazer epilasyon tavsiye ederim.

* Karma bir cilt tipim var. Normalden yağlıya dönük... Dönem dönem yediklerimle bağlantılı olarak yüzümde sivilceler çıkabiliyor. Ergenliğimde hiç sivilce problemim olmadı. Çene bölgemde zaman zaman hareketlenmeler oluyor. Lekeler oluşuyor. Yoğun makyaj yapmamız ve ışıkların altında çalışmamız cildimizi olumsuz etkiliyor. Onun için ekstra bir korumaya ihtiyacımız var. Yıllardır düzenli olarak yaklaşık 40 günde bir cilt bakımı yaptırıyorum. Küçük parmağımdan topuğuma kadar her yerimi kremlerim; hepsine ayrı ürün kullanırım. Kremlerimi sürmem yaklaşık 20 dakikamı alıyor.

*
Güneş koruyucu kremleri yaz-kış kullanıyorum. En az 30 faktör kullanıyorum. Çok açık tenli olmama rağmen yüzüme de 50 faktörlü krem kullanıyorum. Ancak çok yandığımı hissedersem 15 korumalı kremler kullanırım ama çok tercih etmiyorum. Yapay bronzlaştırıcı kremler de kullanmıyorum. Ama sahneye çıkarken kullandığım, ışığı güzel yansıtan kremlerim de var. Vücuda pırıltı ve doğal bir bronzluk veriyorlar.

* Solaryuma ister istemez giriyoruz. Ama ben en az şekilde girmeye çalışıyorum. Yılda 1-2 defayı geçmez. Ve bunu yaparken de özellikle yüzümü havluyla kapatıyorum.

*
Kirpik kıvırıcım hep yanımdadır. Günlük hayatımda sadece allık, rimel, dudak parlatıcısı ve siyah göz kalemi kullanıyorum. Günlük hayatımda hiç fondöten kullanmam.
Haberin fotoğrafları