kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 5 Mayıs 2007, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
atv
Kanal 1
ABC

Müzik yarışmalarının jürileri sınavda bilgisizlikten çakar

BÜLENT İPEK
Klasik Türk Müziği'nin seçkin isimlerinden Prof. Dr. Alaeddin Yavaşça, TV'lerdeki müzik yarışmalarının tek amacının gazino sahnesine adam yetiştirmek olduğunu söyledi ve ekledi: O yarışmalarda seçilenler belli. Ayrıca o yarışmaların assolist olmuş jüri üyeleri de sınava girseler bilgisizlikten çakarlar!..
İLİŞKİLİ HABERLER
Müzik yarışmalarının jürileri sınavda bilgisizlikten çakar
Müzik hayatına henüz 8 yaşındayken Batı Musikisi ve keman dersleri alarak başlayan ve o günden bu yana müzikten hiç kopmayan Prof. Dr. Alaeddin Yavaşça bugün 81 yaşında. Yavaşça, kurucusu olduğu İTÜ Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı'ndan geçtiğimiz yıl yaş haddi nedeniyle ayrılmak zorunda bırakıldığından beri, Haliç Üniversitesi'nde genç yeteneklere ders veriyor.

KALİTELİ MÜZİKTEN ANLAMIYORLAR

Günümüzde Klasik Türk Müziği'nin modernize edilmek adına bozulduğunu belirten Yavaşça, para karşılığında yapılan gazino müziğini klasik müzik olarak kabul etmediğini söylüyor. Aynı zamanda ünlü bir tıp doktoru olan Yavaşça, insanların kültür düzeylerinin kaliteli müziği ayırt edecek seviyede olmamasından dert yanıyor...

* İTÜ Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı'nın kurucuları arasındasınız. Ancak yaş haddi nedeniyle konservatuvardan ayrılmak zorunda bırakıldınız. Bu durum karşısında ne hissettiniz? Bu, Türk Müziği'ne gereken önemin verilmediğinin bir göstergesiydi. Biz konservatuvarı 1975 yılında kurduk ve çok iyi sanatçılar yetiştirdik. Ancak yaş haddinden dolayı 2006'da ayrıldık. Sanatta insanın sağlığı yerindeyse, yaş söz konusu değildir. Bir sanatçının gözü görüyorsa, bilinci yerindeyse, davranışlarında bir arıza yoksa, o sanatçı kendisinden en çok yararlanılması gereken dönemdedir. Konservatuvardan 15 kişi ayrılınca 300 ders boşaldı. Boşluğu birileriyle doldurmaya çalıştılar. Sanatla doktor olmayı, sanatla hakimliği birbirine karıştırdılar. Tiyatroda da Yıldız Kenter böyle uzaklaştı konservatuardan.

GAZİNOYA ADAM SEÇİLİYOR


* Sanat Müziği son günlerde yeniden ilgi görmeye başlayınca televizyonlarda 'Popstar Alaturka' gibi bazı yarışmalar yayınlanır oldu. Ne düşünüyorsunuz bu konuda? Bunların hiçbirinin sanatla alakası yok. O yarışmalar ancak sahneye insan yetiştirir. Paralı müzik, klasik müzik değildir. Değer taşıyan, derinliği olan, kıymet ifade eden müzik eğlence sahnesinde olmaz. Ancak konserde olur. 15 milyonluk İstanbul'u örnek alalım. Belki bu nüfusun 1 milyonu Türk Müziği'nden anlar, gerisi anlamaz. Çünkü seviyesi yeterli değil. Kültürü az olan birinin gelişmiş sanatı anlaması mümkün değildir.

* Bu tür yarışmalarda icra edilen müzik gerçek Sanat Müziği mi sizce? Bunlar gazino sahnesine uygun şeyler. O yarışmaların da amacı gazino sahnesine adam yetiştirmek. Yapılan yarışmaların Türk Müziği'ne hiçbir katkısı yok. Seçilenleri de görüyoruz. Yalnız sesle olmaz. Temel yoksa, müzik de yoktur. Herkes birini taklit ediyor. Ayrıca jürinin de çok iyi olması lazım. Küçümsemiyorum; oradaki jürilerin kabiliyetleri varmış ki sahnede assolist olmuşlar. Ama sınav olsa bilgisizlikten çakarlar. Maalesef medya da değer taşıyan müziğe cephe almış durumda. Oysa Atatürk her gece Türk Müziği dinlerdi. Zaten ondan sonra kimse müziğimize gereken önemi vermedi.

* Geçmişte siz de Zeki Müren'le bir ses yarışmasına girmiştiniz. O yarışmada siz birinci oldunuz. Müren ise halkın 'Sanat Güneşi' oldu... Benim kulvarımla Zeki'nin kulvarı daha o zamandan farklıydı. O sahne müziğini düşündü. Bense mevsimlik konserler yapıyordum. Ben hiç gazino sahnesine çıkmadım.

ESAS 'GÜNEŞ' NUREDDİN'Dİ

* Neden? Teklif almadınız mı? Çok teklif geldi. Müzeyyen Senar 1250 lira, Zeki Müren 1500 lira alıyordu. Bana 3 bin lira teklif ettiler. Ama kabul etmedim.

* Peki nasıl oldu da siz değil de Zeki Müren 'Sanat Güneşi' olarak anıldı? Çünkü ciddi olan şeylerin anlaşılması zordur. Halk kendisinin anlayabileceği şeyleri esas alır. Halkın en çok anlayabildiği kişi de Zeki Müren olmuştur. O yüzden de onu 'Sanat Güneşi' yapmıştır. Bu takdir benim ölçülerimde normal değil. Münir Nureddin gibi bir adama 'Sanat Güneşi' demez de Zeki Müren'e dersen, bu işin perspektifi ayrıdır. Hakiki sanat; Klasik Türk Musikisi ayrıdır. Gazino işinin en üst seviyesi Zeki Müren'dir. Bizim güneşle, yıldızla, ayla alakamız yok. Biz sadece tabiat güzelliği olarak onlara bakarız. Biz sanatı sanat için yapan insanlarız.

PARAYI DEĞİL FEDAKARLIĞI SEÇTİM

* Sanatı hiçbir zaman para kazanmak için yapmadınız mı yani? Hiçbir zaman! Bu artık benim şahsımda münakaşa götürmez. Ben birçok serveti reddetmişim. Reddetmeseydim bugün yatlarım, Londra'da, Paris'te evlerim olurdu. Bunu yapanların Türkiye'ye katkıları nedir, bunu da hesaplamak lazım. Biz fedakarlığı seçtik. Ben 2 meslek sahibiyim. Doktorluğum da var. 81 yaşındayım ve hala çalışıyorum. Çünkü kimseye muhtaç olmamalıyım. Ödün vermeyi sevmem. Benim için iç zenginlik önemli.

* Sanatı para için yapmamanızda ikinci bir işinizin olmasının da etkisi büyüktür herhalde... Bu bir tercihtir. 45 yıl hekimlik yaptım. Hiçbir zaman gündemde kalma davam olmadı. Buna rağmen gittiğim yerlerde daima ilgi gördüm. Memleketim kadir kıymet biliyor. Ummadığınız gençler bile tanıyor beni. Parayla satın alınmaz bunlar. Mesela geçenlerde Swissotel'in yanındaki Vişnezade Cami Meydanı Sokak'a benim adımı verdiler.

* Zeki Müren'in 2 katı parayla gazinoya çıkmayı kabul etseydiniz, bugün yine aynı noktada olur muydunuz? Yok, o iş biterdi o zaman. Bundan 20 yıl evvelki sanatkarı, bugün görebiliyor musunuz? Pek göremezsiniz. Oysa ben yine bulunduğum yerdeyim.
Haberin fotoğrafları