Samimiyetle söylüyorum, Efes Pilsen-Kinder Bologna maçını izlemeyen basketbolseverler çok şey kaybettiler. Her iki takımın sahada sergilediği mücadelesi ve savunmaları inanın beni seyrederken bile yordu. Maçı seyrederken sanki kendim oynuyormuş gibi durduğum yerde terledim.

Karşılaşmaya durgun başlayan Efes Pilsen 9-0 geri düşünce maçta olduğunu hatırladı. İşte o andan itibaren her oyuncu rakibinin canını alıyormuşçasına savunma yapmaya başladı. İşte o müthiş mücadele Efes Pilsen'e ilk devrede 35-31'lik üstünlük sağladı.

Basketbolde zafer mücadele ve savunmayı 40 dakikaya eşit yaymakla kazanılıyor. İşte lacivert-beyazlıların ilk yarıdaki inanılmaz mücadelelerini ikinci yarıda bir an unutmaları onlara pahalıya mal oldu. Kazanacakları bir maçı maalesef 76-73 kaybettiler.

Arda ve Alper nerede?
Efes Pilsen'in Kinder karşısındaki en büyük şanssızlığı Stombergas ve Mehmet Okur'un suskunları oynamasıydı. Buna mukabil kenardan gelen Kaya Peker ve de Ömer Onan inanılmaz bir pefrormans gösterdiler. Hele Kaya'nın ribaundlardaki şahlanışı benim çok çekindiğim kinder'in hücum ribaundlarını bir anda sıfıra indirdi. Eğer Kerem Tunçeri oyunun sonlarındaki performansını daha erken sergilese Efes Pilsen bu maçı kazanabilirdi.

Efes Pilsen'in, Malaga maçından beri süren yükselişinin, yenilgiye rağmen Kinder karşısında da devam etmesi bundan sonrası için iyi bir ışıktır. Yalnız bu ışığa Mehmet ve Stombergas'ın da dahil olması gerekir. Bir de lacivert-beyazlılar muhakkak ve muhakkak Arda ve Alper'den faydalanmalı.

Çünkü önündeki Avrupa maçlarında bu oyunculara da çok ihtiyaç duyacaktır. Efes Pilsen oyunun sonunda çok akıllıca bir hareketle farkı düşünerek son topu kontrollu kullanıp, maçı 3 sayıyla kaybetmeyi kabullendi.

Biliyorsunuz, bu tür maçlarda 1 sayının bile önemi büyük. 3 sayılık fark, Efes Pilsen'in ikinci tura çıkması için anahtar rol oynayabilir.