kapat
01.03.2002
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
Limasollu
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPUS
 HYDEPARK
 İNANÇ
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 DİYET
 TATLILAR
 CİNSELLİK
 PAZAR SABAH
 KİTAP
 SİNEMA
 SANAT
 RENKLER
 GURME
 TARİH
 SUNNY
 HİGH-TECH
 YAT&TEKNE
 NET YORUM
 NET GÜNDEM
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 
Adalet Bakanı'nın zor günleri!

Bakan Hikmet Sami Türk eski Medeni Kanun'un değiştirilmesi ve yeni çıkarılacak yasanın en önemli bölümü olan 'Mal Rejimi'nin toplumdaki kadın-erkek eşitsizliğini giderecek şekilde çıkarılması için gayret göstermişti.

Altında hükümetin ve tabii Adalet Bakanı Türk'ün imzası olan ilk tasarıda, ülkedeki tüm evli çiftler için geçerli olmak kaydıyla şöyle deniyordu;

"Eşler altı ay içinde istedikleri başka bir mal rejimini seçmedikleri takdirde yasal mal rejimi olan 'Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi'ne tabi olurlar.."

Bakan aylar boyu Komisyon'da ve sonra da Meclis'te yasa değişikliğinin, adaleti sağlayacak olan bu şekliyle kabulü için çalışmıştı. Bu konuda kendisiyle defalarca telefon konuşması da yaptığımız için ben bu gayreti yakından da izlemiştim.

Ne zaman ki tasarı Meclis'e geldi ve MHP'li milletvekillerinin şiddetle karşı çıktığı görüldü, Adalet Bakanı da keskin bir 'U' dönüşü yaptı. Zaten ne sözüm ona 'en demokratik parti' olması gereken adı üstünde 'Demokratik Sol Parti' liderinin, ne 'Af Yasası' konusunda ön saflarda mücadele veren Rahşan Ecevit'le Fatma Türk'ün Medeni Kanun konusunda sesleri duyulmamıştı. Yıllardır haksızlığa uğrayan, çocuklarıyla kapı önüne bırakıldığında yasalar tarafından da yalnız bırakılan milyonlarca kadın onların ilgisini çekmemişti pek.

Bununla birlikte Meclis'te ilginç gelişmeler yaşandı. DSP'li Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk "Aman koalisyona birşey olmasın" endişesi ve MHP kanadının sıkıştırmalarıyla söylemini tamamen değiştirerek konuşmalarında "Yasanın geçmişe etkili olamayacağını" anlatmaya başladı.

Bakan'ın bu tavrı Komisyon Başkanı Turgut Akıntürk'ü bile sinirlendirmiş, Akıntürk "Öyle saçma şey olmaz. Bu geriye yürürlük değildir" demişti. Nitekim Medeni Hukuk da böyle diyordu; "Kazanılmamış haklar yeni kanuna tabidir" ve ayrıca "Türk Medeni Kanunu'nun kamu düzeni ve genel ahlâkı sağlamaya yönelik kuralları bütün olaylara uygulanır." Evlilik ve boşanma da kamu düzeni tanımına giren olaylardı. Ve bu gerçeklerin, Medeni Hukuk'u çok iyi bilen bir Adalet Bakanı tarafından gözardı edilmesi, ayrıca Bakan ve Hükümet'in altına imza attıkları bir tasarıyı da sonradan reddetmeleri aslına bakarsanız tam bir skandaldı.

Affetmeyecekler!
Bir başka skandal da, aynı gün DSP'li Adalet Bakanı'ndan önce DSP grubu adına söz alan milletvekili Perihan Yılmaz'ın Bakan'ın görüşüne karşı çıkmasıydı.

Yılmaz, son dakikada yapılan "Yürürlük maddesi değişikliğinin içlerine sinmediğini" söylüyordu. "Başta Kadınlara Karşı Her Türlü Ayırımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi olmak üzere, uluslararası sözleşmelere göre ve Anayasamızın eşitlik ilkesine göre kadın ve erkeğe eşit haklar sağlanması zorunludur" diyordu.

"Daha önceki Medeni Kanun'da da eşlere evlenirken mal rejimi seçme imkânı verildiği halde hukukçu kadınlar bile böyle bir sözleşme yapmamış, kanuni mal rejimine tabi olmuştur" diyordu.

Her partiden çok sayıda erkek ve kadın milletvekilinin, çok sayıda hukukçunun itirazlarına rağmen değişiklik haksızlığı düzeltmediği gibi, son dakikada eklenen madde ile yepyeni eşitsizlikler yaratarak çıkarıldı.

Hikmet Sami Türk'ün de içine sinmediği, yine son dakikada eklenen "İsteyen çiftler notere giderek başka bir mal rejimini seçebilir" maddesinden anlaşılmaktaydı.

Eski yasanın 76 yıllık mağduru kadınlar da, Meclis'teki birçok parti de bu haksızlığı ve hukuki hatayı yutmadılar. Kanun kabul edilir edilmez yeni kanun teklifleri verildi.

17 Şubat 2002'de Antalya'lı Kadın Kuruluşları denize açılarak orada bir bildiri okudular.

27 Şubat'ta 126 Kadın Kuruluşu temsilcisi Meclis'e giderek parti grup başkanlarıyla görüştü. Hikmet Sami Türk ve Hüsamettin Özkan'la görüşmeleri ise yine mümkün olamadı. Ne hikmetse her ikisi de kadın kuruluşlarını atlatmakta ısrarlılar. Ama olmasalar daha iyi..

Adalet Bakanı Türk'ün de, siyasi partilerin de bu büyük hatanın tarihe böyle geçeceğini, kadınların seçimde de affetmeyeceğini görmeleri gerekiyor. Özellikle DSP'nin!

8 Mart yaklaşırken, kampanya da giderek büyümekte.. Pazar'a devam edeceğiz.



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır