kapat
01.03.2002
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
Limasollu
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPUS
 HYDEPARK
 İNANÇ
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 DİYET
 TATLILAR
 CİNSELLİK
 PAZAR SABAH
 KİTAP
 SİNEMA
 SANAT
 RENKLER
 GURME
 TARİH
 SUNNY
 HİGH-TECH
 YAT&TEKNE
 NET YORUM
 NET GÜNDEM
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 
Derviş kime ders verdi?

Sabah'ın manşeti "Hoşgörü dersi"ydi...Manşetin altında ise büyük puntolarla şöyle yazıyordu: "Derviş ODTÜ'de konuşmasını kesip sol sloganlar atan üniversiteli gence ders verdi: Dünyada son 30-40 yılda olanları ciddi şekilde inceleyin."

Ben olayın başka yönlerine girmeden, "hoşgörü dersi" noktasında durmak istiyorum. Uzun uzun durup düşünmeyi gerektiren nokta orası...

Çünkü ortada bir "ders" varsa eğer, birden ayağa kalkıp slogan atarak sözünü kesen gence verilmiş bir ders değil bu... (Zaten o türde siyasal heyecanlar ve kanaatlerin ateşiyle yanan bir gençlik geçirmiş herkes bilir ki, o genç de bundan pek bir ders filan çıkarmaz şimdilik!)

Kemal Derviş heyecana kapılmadan, iktidar sahiplerinin alıştığımız asabi hallerini takınmadan "tartışmayacağız, devrim yapacağız" diyen gençle tartışmaya başlayarak, sadece o gence ders vermedi.

Hayır! Hayır!

Asıl "hoşgörü dersini, böyle durumlarda daha ilk saniyede kaşı gözüyle bile "korumalarım nerede? atın şunu dışarı!" demeye başlayan siyasilere verdi Derviş...

Her "istenmeyen sesler" çıkaranı, her söz keseni, her slogan atanı "terörist" gibi değerlendiren ve bu rahatlığını kaybetmek istemeyen muktedirlere çağdaşlık dersi verdi Derviş...

Bu öğrencinin çıkışını siyasetçi öfkesine kurban etmeyip "üniversitelerin özgürce tartışma alanları" olduğunu vurgulamayı başararak hem zarif hem de demokrat bir yönetim dersi de verdi. (Hatta bir başka gazeteye göre laf arasında "Özgürlük her şeyin temelidir"demiş Derviş! Laf maf, ama lafı bile güzel!)

Şunu da vurgulamalıyım: "Hoşgörü dersi" demek, aslında Derviş'in yaptığıyla uyumsuz bir iktidar söylemidir.

Neden mi? Çünkü bugün hoşgören yarın hoş görmeyebilir de...

Hoşgörü, böyle kullanıldığında çağdaş hukuka ve demokratik tartışma kültürüne ait bir kavram değildir.

Derviş'in yaptığı, içinden geldiği ve demokratik ortamlarda öğrendiği gibi davranmak olmuştur. Bize yabancı gelmesini anlarım. Biz bunu ancak "hoşgörü" diyerek kavrayabiliyoruz. (Mutlak muktedirler belki hoşgörür, demokratlar ise anlar ya da anlamaz; anlayışla karşılar ya da anlayışla karşılamaz!)

Ayrıca...

Yıllardır televizyonlarda izliyoruz, incir çekirdeğini doldurmayan tartışma konularında sözler kesildi mi koskoca insanlar birbirlerine bağırmaya başlıyorlar: "Sus, daha sözüm bitmedi, terbiyesiz adam!"

Devlet Bakanı Kemal Derviş ise içtenliği ve sahiciliğiyle "sözümü bitirmedim ama..." demiş.

IMF, Dünya Bankası, iç ve dış borç yükleri, halkın sırtına bindirilen vergi yükü, artan yoksulluk, vs.

Bunları birkaç günlüğüne de olsa unutabilseydik keşke!

Ve Derviş'in ODTÜ'deki tutumunun siyasal kültürümüze yapabileceği katkının değerinin ne kadar yüksek olduğunu bilip kutlasaydık onu...

Yine de...

Ve gerçekten de...

Teşekkürler Sayın Derviş!

ALTYAZI
Turner: Belki de gördükleri ilk turistler biziz.

Kit: Biz turist değiliz ki... Biz gezginiz.

Turner: Ee, fark nerede?

Port: Bak Turner, turist denilen tip, bir yere daha ayak bastığı anda evine geri dönüşünü düşünmeye başlar.

Kit: Evet! Oysa gezgin belki de hiç geri dönmeyecektir...

(Bertolucci'nin Paul Bowles'un romanından yaptığı o unutulmaz filmi; Sheltering Sky - Çölde Çay'dan.)



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır