kapat
01.03.2002
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
Limasollu
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPUS
 HYDEPARK
 İNANÇ
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 DİYET
 TATLILAR
 CİNSELLİK
 PAZAR SABAH
 KİTAP
 SİNEMA
 SANAT
 RENKLER
 GURME
 TARİH
 SUNNY
 HİGH-TECH
 YAT&TEKNE
 NET YORUM
 NET GÜNDEM
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 
İstanbul ne yaptın?

Papazın biri, selde ölmüş. Öbür tarafta Allah'a sitem dolu sözler etmiş..

"Ömrünü Allah'a vakfetmiş bir din adamına böyle bir ölüm reva görülmemeliydi.."

Bağışlayıcı Allah sormuş:

"Bak, sular yükselirken itfaiyeciler gelip kenti terkedenlerle beraber gitmeni istedi, hayır dedin.. Su çatıya dayandığında bir kurtarma ekibi botla geldi, binmeyi reddedip çan kulesinin üstüne çıktın.. Ardından askerler helikopterle gelip seni oradan almak istedi, onları da geri çevirdin.. Niye?."

Papaz "Çünkü bir şey yapıp beni koruyacağına inanmıştım" deyince şu cevabı almış:

"Daha ne yapacaktım; itfaiyeyi, botu, en son da helikopteri sana kim gönderdi sanıyorsun?"

Dün İstanbul ve çevresi 4.8 büyüklüğünde bir depremle sallandı.

Deprem, beklenen büyük Marmara depreminin olacağı söylenen yerde gerçekleşti.

Türkiye Jeofizik Kurumu Başkanı Prof. Dr. Ahmet Ercan şu açıklamayı yaptı:

"Bunlar doğum sancılarıdır. Bunlar bizi şöyle uyarıyor: 'İstanbul ne yaptın? Ben geliyorum, artık sancılarım var' diyor.."

Hesap ortada..
Bu bölgede 1999'a kadar yılda iki bin küçük deprem oluyordu. Rakam yılda 2.500'e yükseldi.

Prof. Ercan bu uyarıları ciddiye almak, depremle yaşamaya alışmak yerine cesur tedbirlerle çare bulmak zorunda olduğumuzu söylüyor.

Haklıdır.. Doğanın kum saati dolduğunda yaşayacağımız deprem çürük binaları yıkacak, tahminlere göre 40 bin insan ölecek.

Prof. Ercan "Olası Marmara depreminin Türkiye'ye maliyeti 100 milyar dolar olacaktır. Bu Türkiye'yi öldürür. Halbuki deprem öncesi 5 milyar dolarlık yatırım, depremi hasarsız atlatmak için yeterlidir" diyor.

Kimse "Beş milyar doları nereden bulacağız?" diye sormasın.

Çünkü çaresizlik ve uyuşukluğun bedeli 100 milyar dolardır.

Boğaziçi Üniversitesi'nden Prof. Semih Tezcan'ın dediği gibi can güvenliği devletin teminatı altındadır. Seyir güvenliği olmayan aracı trafiğe çıkmaktan men eden devlet, deprem "geliyorum" derken göçme riski bulunan binalarda insanların oturup ölümü beklemesine nasıl seyirci kalır?

Bir taş, iki kuş..
Çare tek ve belli: Depremde yıkılacak binalar, depremden önce yıktırılacak, sağlam yerde sağlam meskenler inşa edilecek.

Basiretli, cesur ve yaratıcı bir hükümet, bu görevini ekonomik programa zarar vermeden yerine getirebilir. Nasıl mı?

Programı, İstanbul depremi ekseninde revize ederek..

Devlet zoruyla İstanbul'da başlayacak bir inşaat seferberliği yalnız can güvenliğine değil, ekonominin canlanmasına da hizmet edecektir.

Çünkü inşaat sektörü çimentodan demire, seramikten halıya bir çok sanayi kolunu ateşleyeceği gibi bu işsizlikte büyük bir istihdam alanı da yaratacaktır.

Devlet yaptığı maddi katkıyı vergi yoluyla geri kazanacaktır.

İster Allah, ister doğa deyin, dün yeniden uyardı.. Hedef kitlenin büyüklüğü, devleti ve hükümeti bu uyarının muhatabı yapıyor.

Asıl açık ve yakın tehlike bu.

Kazanılacak her gün, binlerce insanın hayatını kazandıracaktır bize.

Deprem için "Allah korusun" demenin yararı yok.

"Allah yöneticilerimize akıl ve izan versin" diye dua edelim ve onları sıkıştırarak Allah'a biz yardım edelim!



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır