kapat
01.03.2002
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
Limasollu
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPUS
 HYDEPARK
 İNANÇ
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 DİYET
 TATLILAR
 CİNSELLİK
 PAZAR SABAH
 KİTAP
 SİNEMA
 SANAT
 RENKLER
 GURME
 TARİH
 SUNNY
 HİGH-TECH
 YAT&TEKNE
 NET YORUM
 NET GÜNDEM
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 
Bizim apartmana giren mücevher hırsızının yakalanması ricasıyla...

Türkiye'nin; futbol analizleri, paparazzi dedikoduları, siyasal kamplaşma da yurtseverlik naralanmaları, yolsuzluk ve çeteleşme kovuşturmalarıyla, emekli kuyrukları gibi çok önemli gündem konuları dururken; bizim bu günkü yazıyı, daha çok bizim aileyi ilgilendiren bir mücevher hırsızlığına ayırmak, doğrusu biraz bencil bir tutum aslında...

Lütfen kusuruma bakmayın.

Masamın üstünde Balzac'ın şimdi müze olan evinin, fotoğraflarla da süslenmiş ayrıntılı bir broşürü duruyor.

Kırk yıllık vefalı dostum Prof. Dr. Orhan Güvenen, bilimsel bir konferans için gittiği Paris'den dönüşte, bayramlaşmak için lütfedip bana da uğradığında, eski anıları canlandıran o broşürü getirdi.

Vaktiyle Paris'te, bir kez de birlikte gezmiştik Balzac müzesini sanırım.

Bizim apartmana giren mücevher hırsızı ve Paris'ten yeni gelen Balzac Müzesi broşürü...

Türkiye'nin; emekli kuyrukları, yolsuzluk ve çeteleşme kovuşturmaları, siyasal kamplaşmada yurtseverlik naralanmaları, paparazzi dedikoduları, futbol analizleri gibi çok önemli konuları varken hiç değişmeyen gündemde..

Efendim, 19. Yüzyıl'ın ilk yarısı... Balzac'ın "Eugenie Grandet"yi yazdığı günler...

Eugenie, para açısından sıfırı tüketmiş olan yeğeni Charles'a aşık...

Ama Eugenie'nin babası Grandet, binbir hokkabazlıkla görkemli bir servet yapmış olan zebani bir cimri.. Engel olmaya kalkıyor kızının, meteliğe kurşun atan biriyle evlenmesine...

Eugenie şimdi ne yapacak?

Aynı tarihlerde Paris Belediyesi'nin de gündeminde Paris'in havagazı sorunu var.

Belediye'nin Genel Kurul toplantısına Balzac'ı da davet ediyorlar, görüşlerini açıklaması için...

Balzac kürsüye çıkıyor, üç beş selam kelam sözcüğü ettikten sonra:

- Paris'in havagazı sorunu falan bana vız geliyor, diyor; bizim Eugenie şimdi ne yapacak, benim asıl sorunum o...

Ve kürsüden iniyor.

Göztepe'de doğduğum yer olan dedemin eski köşkü, annem tarafından 42 daireli, 50 metre yüksekliğinde miniskül bir gökdelene dönüştürüldükten sonra; bendeniz de Kerime'ciği yitirince Basınköy'ündeki gerçek evimi olduğu gibi bırakıp, yeniden Göztepe'ye taşındım... Ahmet Altan da yanımdaki daireye taşındı; Mehmet Altan da 4. kattaki daireye; kızım Zeynep Bakan da, eski köşk bahçesindeki dutların olduğu yerde yükselen yakın bir daireye...

Artık konuşmayan ve pek de kimseyi tanımayan 95 yaşındaki annemle, kızkardeşim Dr. Gülderen Alpagut ve eşi Dr. Ercan Alpagut, benim altımdaki dairede oturuyorlar. Büyük kızları elektronik mühendisi Arzu da, 2. kattaki dairede.. Yani yine hemen hemen hepimiz, doğduğumuz yerdeyiz...

Bayram günlerinde Arzu, Cannes'daki uluslararası bir meslek toplantısına gitmişti.

Dönüşte 2. kattaki dairesine bir hırsızın girmiş olduğu çıktı ortaya...

Hırsız, ilk kattaki dairenin pencerelerindeki demir parmaklıklara tırmanarak, dışardan girmiş Arzu'nun evine ve yatak odasının altını üstüne getirmiş. Sadece tuvalet masasının gözündeki takılarla fotoğraf makinesini alıp, cümle kapısından sıvışmış...

Bizim oturduğumuz sokakta önemli bir sinegog da bulunduğu için, polis devriyelerinin sık geçtiği bir yerdir bizim mahalle...

Hırsız, herhalde gözlemişti bizim yeğenin bir süredir evinde olmadığını... Yoksa bir mücevher hırsızının, genç bir hanıma ait kimsesiz bir daireye, bir rastlantı olarak girmesi, uzak bir ihtimal..

Uzun yılların deneyimiyle biliyorum ki, gerek İstanbul Emniyeti, gerek Göztepe polisi; sabıkalı da olduğu kesin sayılabilecek bir mücevher hırsızını, şıpınişi yakalamakta üstün bir yeteneğe sahiptir.

Bizim doğduğumuz yerlerin taze hırsızını da, yakalayacaklarından eminim.

Türkiye'nin gündemi malum; futbol analizleri, paparazzi dedikoduları, siyasal kamplaşmada yurtseverlik naralanmaları, yolsuzluk ve çeteleşme kovuşturmalarıyla, emekli kuyrukları...

Ama kentin havagazı sorununu konuşmak için toplanmış olan Paris Belediyesi Genel Kurulu'nda kürsüye çıkan Balzac ne demiş:

- Bizim Eugenie şimdi ne yapacak?..

Bendeniz de, bizim yeğenin takılarını çalan hırsızdan söz açtım bu gün, affınıza sığınarak...



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır