kapat
01.03.2002
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
Limasollu
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPUS
 HYDEPARK
 İNANÇ
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 DİYET
 TATLILAR
 CİNSELLİK
 PAZAR SABAH
 KİTAP
 SİNEMA
 SANAT
 RENKLER
 GURME
 TARİH
 SUNNY
 HIGH-TECH
 YAT&TEKNE
 NET YORUM
 NET GÜNDEM
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 

Hayvanseverler insanlara hayvan gibi mi davranır?

Son zamanlarda meydana gelen bazı olaylarda hayvanseverler önplana çıktı. Örneğin küçük bir kedinin ölmesiyle Sinan Çetin ve Yataş reklamı tartışma konusu yapıldı. Kurban bayramı dolayısıyla birçok cahil müminin, "dinimin gereğini yerine getiriyorum" diyerek koyunlara ve büyük baş hayvanlara çektirdiği eziyet gündeme geldi.

Bu ve benzeri itirazları, çıkışları, protestoları gayet normal ve yerinde buluyorum. Aynen katılıyorum. Bu yazıda ise başka bir noktayı tartışma konusu yapmak istiyorum.

Yukarıdaki haberleri okurken ya dinlerken; bazen apaçık, çoğu kez de alttan alta, satır aralarında şöyle bir varsayımla karşılaştık: "Hayvanseverler aynı zamanda insanları da sever..."

Öncelikle bu varsayımın yanlış olduğunu... Ya da böyle bir genellemenin doğru olmayacağını söylemeliyim. Hayvanları seven bir kişinin aynı zamanda insanları da sevdiği ve anladığı doğru değil. Ben nice hayvansever tanıdım ki insanları sevmez, onlardan uzak durur ya da kötü davranır. Bu birincisi...

İkinci olarak şu da söylenebilir: Birçok hayvansever, insanlara hayvan gibi davranır. Ama dikkat: "Hayvan gibi davranır" derken, "kötü" davranır demek istemiyorum. Bildiğiniz gibi dilimizde böyle bir deyim var: "Adama hayvan gibi davrandı." Bu deyim, "Adama kötü, acımasız davrandı; itip kaktı, tersledi, üzdü" anlamına gelir. Bense bunu kastetmiyorum.

"Hayvan gibi davranır" derken, "Sevdiği kedilere ya da köpeklere, atlara, balıklara ya da kuşlara nasıl davranıyorsa, öyle davranır" demek istiyorum. Aynı, geçerli mi, değil mi bilmediğimiz o popüler psikolojik testte olduğu gibi...

Hani sorarlar: "En çok sevdiğiniz iki hayvanı sırayla söyleyin..." İddiaya göre ilk söylediğiniz hayvan sizi, ikincisi ise hayal ettiğiniz eşi gösterirmiş. Örneğin "kedi ve at" cevabını verirseniz; siz kedi oluyorsunuz, eşiniz (partneriniz) ise at...

Buradan hareketle şimdi size kediseverlerle ilgili gözlemimi aktarayım... Bugüne kadar birçok kedisever tanıdım. Hepsinin karakteri farklıydı. Ancak ortak bir noktaları vardı: Kediseverlerle uzlaşım (konsensüs) olmaz.

Uzlaşım şudur: Sen kendi kurallarını getirirsin... Ben kendi kurallarımı getiririm... Sonra ben, benimkilerden bazı tavizler veririm... Sen, seninkilerden verirsin... Sonuçta orta bir noktada buluşuruz... Kediseverler ise buna (yani uzlaşıma) yanaşmaz. Günlük yaşamdaki ilkeleri şudur: "Benim kurallarımla oynayalım."

Öte yandan kendilerini kedilerle özdeşleştirenler, eşlerine sevgililerine sevdikleri "ikinci" hayvana nasıl davranıyorlarsa, öyle davranırlar. Örneğin atı seviyorlarsa, partnerlerini "sahibine göre kişnetmek" isterler. Köpeği seviyorlarsa, ondan sadakat ve disiplin beklerler.

Özetle pek az hayvansever, bir insana, "insan gibi" davranır. Daha ziyade insanları, sevdikleri (ya da sevmedikleri) bir hayvanın yerine koyarlar. Bu ilişkide karşısındakinin hislerini anlama (yani

empati) ve kurallar konusunda konsensüs ikinci atılır. Ötekini anlama süreci sevilen hayvandan geçer.

İşte bu nedenle ben hayvanseverlerin, insanlara hayvan gibi davrandıklarını düşünüyorum. Bu da ne iyi, ne de kötü bir şey. Bir olgu, bir durum... Ancak bilmekte ya da olup bitene bu açıdandan da bakmakta yarar.

Öyle ya: Neden "o şekilde" davrandığını bir türlü çözemediğiniz sevgiliniz (siz kendinizi "martı" olarak görürken) belki de sizi bir "panda" olarak algılamakta. Kim bilir?



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap


Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır