İstanbul için yine her kafadan bir ses çıkıyor..

Kimi viyadük diyor.. Kimi köprüler.. Okullar.. Hastaneler..

Herkesin önceliği farklı..

Herkesin gerekçesi farklı..

Önlem almaya, yapıları güçlendirmeye nasıl başlayacağız, belli değil..

Üstüne üstlük ortada kaynak da yok.. Koordinasyon sıfır.. Belirsizlik sonsuz..

Viyadükler, Bayındırlık Bakanlığı'na..

Kent içi yollar, köprüler belediyeye..

Okullar, Milli Eğitim Bakanlığı'na.. Üniversiteler rektörlüklere..

Hastaneler..Bir kısmı Sağlık, bir kısmı Çalışma Bakanlığı'na bağlı.. Bir bölümü ise üniversitelere, vakıflara..

Afet merkezleri belediyelere, kaymakamlıklara, valiliğe..

Her yer, bir başka yere bağlı.. Sonuçta İstanbul Ankara'dan yönetiliyor..

Ankara'dan yönetildiği için de çivi bile çakılmıyor..

Çünkü her olayda olduğu gibi, hantal bürokrasi işin vahametini anlayamıyor..

Şubat krizinde de yaşadık.. Ankara olayın boyutlarını anlayana kadar 7- 8 ay geçti..

Büyük depremin üzerinden ise üç yıl..

Ankara farkında değil, yıkıcı olmayan küçük bir sarsıntı bile İstanbul'u felç edecek..

Ekonomiyi sarsacak..

Moralleri sıfırlayacak..

Öncelikli olan, kaynak yaratmak, kredi bulmak değil..

Öncelikli olan İstanbul Bakanlığı oluşturmaktır..

İstanbul'un kurtuluşu buradadır..

Bakanlığın merkezi de İstanbul olmalıdır..

İstanbul'la ancak, tüm yetkileri elinde toplayan bir bakan, işi sadece bu olan bir bakanlık başa çıkabilir..

Böyle bir bakanlığı oluşturmadan ne yapsak boş..

Bunu yapmak zor mu?..

Hayır..

Öncelikle, devlet bakanlıklarından biri İstanbul'la görevlendirilir..

Meteorolojiden sorumlu devlet bakanlığı var da, Türkiye'nin kalbi olan İstanbul'dan sorumlu bakanlık niye yok, anlamak mümkün değil..

Hem de o kalp her an kriz beklentisi ile çarpıyorsa..

Hem de o kalbin her an acil müdahaleye ihtiyacı varsa..

DİE'nin raporuna göre.. Yani devletin resmi raporuna göre istanbul'da 9946 konut yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya..

9946 konut harap, yıkılması gerekiyor..

Peki kaç okul?..

Kaç hastane aynı durumda?.

Okullar güçlü olmalı ki çocuklarımız yaşasın..

Hastaneler ayakta kalmalı ki yaralılara müdahale edilsin..

Köprüler, viyadükler yıkılmamalı ki hızla yardım ulaşsın..

Binalar minimum güçlendirilsin ki, can kaybı en aza indirilsin..

Şimdi soruyorum..

Bu devasa işler için bir bakanlık gerekmez mi?..