Vatandaşa herhangi bir hizmet vermekle yükümlü bir kamu kuruluşu, kaynak bulamayınca bir vakıf kurmakta, işini yapmaya gelen vatandaştan bu vakıf için "bağış" almakta, bu "bağışları" toplayan vakıf (ki yöneticiler genellikle aynı kişilerdir) o kamu kuruluşunun maddi sorunlarını çözmektedir.
Örneğin Türkiye'de devlet kurumlarında eğitim ücretsizdir. Ücret, "bağış" adı altında ve çeşitli gerekçelerle (kayıtta bağış, karne için bağış, paso için bağış vb.) ufak ufak, ama sürekli olarak alınır.
Milli Eğitim bütçesinin azlığı dolayısıyla yapılamayan birçok iş, bina onarımı, ısıtılması bu "bağış"lar sayesinde yapılır.
Devlet çalışanına düzgün bir ücret veremediği için, "sosyal dayanışma vakıfları" dolaylı yoldan sosyal destekler sağlayarak ücret açıklarını kapatır. Bu yüzden vatandaşa hizmet verme durumundaki birçok kamu kurumunda çalışanlar, bu "bağışlar"ın alınması için çalışırlar.
Bu vakıflar denetlenemediği için de, aynı bakanlık ya da kurumun başındaki kişiler, aynı zamanda maddi sorunları çözen vakıf ya da derneğin başında olduklarından, bu kişilerin denetim dışı kullanabildikleri büyük kaynaklar oluşmuştur.
Bakanlıklar ve kamu kuruluşlarının bünyesinde faaliyet gösteren vakıf sayısının 4.571'e ulaştığı ortaya çıktı. Bunların sadece yöneticileri düşünüldüğünde, en az 20 bin kişiye ek iş ve ek "kaynak" yaratıldığı anlaşılıyor.
Ortada, bazı kişilerin çok işine gelen bir kandırmaca sistemi vardır. Devletin birçok kuruluşu verdiği hizmet için "sözde" para almamakta ya da çok az almakta, açıklar da bu vakıflara yapılan zorunlu bağışlarla kapatılmaktadır.