kapat
27.12.2001
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPÜS
 İSTANBUL
 NET YORUM
 HYDEPARK
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 GOOOOL
 DİYET
 TATLILAR
 SAMANYOLU
 CİNSELLİK
 TELE ŞAMDAN
 PAZAR SABAH
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 
Vakıflar, yardım dernekleri

Türk insanının, sorunları çözme yeteneğinin özel örneklerinden biri de vakıflar ve yardım dernekleridir. Dünyada vakıflar ve dernekler, özel toplumsal amaçlarla kurulur ve bu amaçları yaşamlarının anlamı olarak benimsemiş insanların fedakârlıklarıyla yaşarlar. Yirminci yüzyılın sonunda Türkiye'de vakıflar ve yardım dernekleri, yasal yollarla çözülemeyen maddi ve parasal sorunların çözümü için "uyarlanmış" özel bir yöntem olarak, her alanda vatandaşın hem karşısında hem yanındadır. Yanındadır, çünkü on binlerce insan bu vakıfların desteğinden yararlanmaktadır. Karşısındadır çünkü milyonlarca insan herhangi bir işini yapabilmek için adını ilk kez duyduğu bir vakfa ya da derneğe "bağış" yapmak zorunda kalmaktadır.

Durumdaki özel "tuhaflık" devletin içinde olan kurumların bizzat kendi maddi sorunlarını çözmek ve bürokratik sorunlardan kurtulmak için de vakıf ve dernek çözümünü kullanmalarıdır.

Zonunlu bağış sistemi
Vatandaşa herhangi bir hizmet vermekle yükümlü bir kamu kuruluşu, kaynak bulamayınca bir vakıf kurmakta, işini yapmaya gelen vatandaştan bu vakıf için "bağış" almakta, bu "bağışları" toplayan vakıf (ki yöneticiler genellikle aynı kişilerdir) o kamu kuruluşunun maddi sorunlarını çözmektedir.

Örneğin Türkiye'de devlet kurumlarında eğitim ücretsizdir. Ücret, "bağış" adı altında ve çeşitli gerekçelerle (kayıtta bağış, karne için bağış, paso için bağış vb.) ufak ufak, ama sürekli olarak alınır.

Milli Eğitim bütçesinin azlığı dolayısıyla yapılamayan birçok iş, bina onarımı, ısıtılması bu "bağış"lar sayesinde yapılır.

Devlet çalışanına düzgün bir ücret veremediği için, "sosyal dayanışma vakıfları" dolaylı yoldan sosyal destekler sağlayarak ücret açıklarını kapatır. Bu yüzden vatandaşa hizmet verme durumundaki birçok kamu kurumunda çalışanlar, bu "bağışlar"ın alınması için çalışırlar.

Bu vakıflar denetlenemediği için de, aynı bakanlık ya da kurumun başındaki kişiler, aynı zamanda maddi sorunları çözen vakıf ya da derneğin başında olduklarından, bu kişilerin denetim dışı kullanabildikleri büyük kaynaklar oluşmuştur.

Bakanlıklar ve kamu kuruluşlarının bünyesinde faaliyet gösteren vakıf sayısının 4.571'e ulaştığı ortaya çıktı. Bunların sadece yöneticileri düşünüldüğünde, en az 20 bin kişiye ek iş ve ek "kaynak" yaratıldığı anlaşılıyor.

Ortada, bazı kişilerin çok işine gelen bir kandırmaca sistemi vardır. Devletin birçok kuruluşu verdiği hizmet için "sözde" para almamakta ya da çok az almakta, açıklar da bu vakıflara yapılan zorunlu bağışlarla kapatılmaktadır.

Devlet bir günde halleder
İki yüzlülük buradadır. Pasaport alan her vatandaş 500 bin lirayı Emniyet Teşkilatını Güçlendirme Vakfı'na, 4 milyon lirayı da Karakolları Yaşatma Derneğine ödemektedir. Doğrusu şudur: Pasaport alan vatandaş bu 5 milyon lirayı da öder ve devlet bu aldığı parayla hem emniyet mensuplarına daha düzgün bir ücret verir hem de karakolları onarır, eksiklerini giderir. Bütün bunlar da şeffaf bütçelerde görülür. Bu paraların dağıtılması ya da kullanılması da denetimsiz kişilerin ellerine kalmaz.

Devlet bir günde bütün bu vakıflara ve derneklere el koyabilir, hepsini lağvedebilir, paralarını ve mallarını hazineye aktarabilir. Bürokrasi içindeki gizli bürokrasi ve nema kaynakları böylece kurur. Vatandaş da "bağış" ödemez, o bağış miktarlarını aldığı hizmetin karşılığı olarak devlete öder.

Haydi yapın.



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır