kapat
27.12.2001
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPÜS
 İSTANBUL
 NET YORUM
 HYDEPARK
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 GOOOOL
 DİYET
 TATLILAR
 SAMANYOLU
 CİNSELLİK
 TELE ŞAMDAN
 PAZAR SABAH
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 

Mesut Yılmaz

ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, "Hem ekonomide, hem AB ilişkilerinde 2003 yılını hedef almalıyız. 2003 yılındaki hedeflere ulaşmak için de 2002 yılını çok iyi değerlendirmeliyiz" diyor ve yakın geleceğe dönük şu öngörüde bulunuyor:

"Anayasa dahil hiçbir yazılı belge dogmatik olmamalıdır. Hepsi değişen şartlar içerisinde gözden geçirilmelidir. O açıdan hükümet programı da zaman içinde ihtiyaçlar zorluyorsa, yeniden ele alınmak durumundadır."

Yılmaz, Hürriyet'ten Nuray Babacan'a yaptığı açıklamada baraj kaygısı olmadığının da altını çiziyor.

İKTİDAR YIPRANMASI

ANAP lideri bu açıklamayı kanımca, Recep Tayyip Erdoğan'la birlikte politika yapan bazı araştırma kuruluşlarının kamuoyunu yanıltıcı bilgi vermeleri üzerine yapma ihtiyacı hissetti...

Ki...

İktidar yıpratır...

Bu anlamda ANAP'ın oylarının düşmesi de doğaldır...

Yalnız, bir kar topu gibi, yıllardan bu yana yuvarlanarak gelen ve Cumhurbaşkanı Sezer'in, Başbakan Ecevit'e Anayasa'yı fırlatması ile başlayan krizin faturasanı, bugün Türkiye'de bir yerlere kesmek isteyenler var...

Türkiye'de siyaset yapma biçimini bilmeyenler için bu tür adresleri işaret etmek kolaydır...

Ama, siyasetin, seçmenin üye olmadığı ve siyaseti finanse etmediği Türkiye gibi ülkelerde... Siyaset hep bir yönüyle karanlık ilişkiler yumağıdır...

İşaret parmağını, karşısındaki siyasi partiye doğrultan liderlere, üç parmaklarının da kendilerini işaret ettiğini hatırlatmak isterim...

AK Parti'nin 1 milyar dolar civarında olduğu söylenen parası hala tartışma konusudur... DYP'yle ilgili yazılanlar, gazete koleksiyonlarında mevcut...

Saadet Partisi'nin de Libya başta olmak üzere, girift ilişkileri hala tartışma konusu... Almanya'da eski Başbakan Kohl, Rusya'da Yeltsin, ABD'de Clinton ile ilgili iddiaları tekrar hatırlamama gerek var mı?

Daha o iddialar hafızalardan silinmiş değil...

Dumanı üstünde tütmekte...

Bu anlamda, daha başka örnekler de verilebilir!..

Onun için, iktidara gelen her siyasetçi, dünyanın her yerinde yıpranır...

Yıpranmayan, yıpratılmayan siyasetçi yoktur...

İNGİLİZ SİTİLİ SİYASET

Üstünde spekülasyon yapılan ANAP lideri Mesut Yılmaz'a gelince...

Yılmaz, politika geleneği olan bir aileden geliyor.

Amcası ve amcasının oğlu politikacıdır. DP Milletvekili İzzet Akçal, O'nun amcasıdır. Akçal, o dönemde müebbet hapse mahkum olmuş, ailede acı olaylar yaşanmıştır. Tüm bunlar O'nda derin izler bırakmıştır...

Fakat Yılmaz, çocukluğundan kalan bu acı izlere rağmen, amcasının yolundan yürümeye devam etmiştir.

Eleştiri alan yavaş konuşması ise duygularını saklamasının bir parçasıdır.

Bununla ilgili olarak, bir görüşmemizde bana, "Basit bir self-defence, savunma güdüsü, yazılı bir belge gibi söylenen her sözün ileride benim için problem teşkil edebileceğinden korku orum. Tutarsızlık, çelişki beni ürkütüyor. Böylece söylediğim sözün esiri, söylemediğim sözün hakimi olduğumu düşünüyorum" mealinde bir şeyler söylemişti.

Aslında, duyguları saklamak bir İngiliz karakteristiğidir...

İngilizler'in eğitimlerinin bir parçasıdır.

Onlar, duyguların sere serpe ortaya dökülmesini hoş karşılamazlar.

Mesut Yılmaz'a sormuştum, "İngilizler'in bir etkisi oldu mu?" diye...

O da, bu düşüncemi, "Evet, İngilizler'den biraz etkilendim" diye onaylamıştı.

DEVLET ADAMI KUMAŞI

Tüm bunların yanında ANAP lideri Rize Milletvekili Mesut Yılmaz, başarılı bir devlet adamı kariyerine de sahiptir. 1947 İstanbul doğumludur. Mülkiyelidir...

1970'li yılların ikinci yarısı ile 1980'lerin ilk çeyreğine dek, iş hayatının içinde olmuştur. Kimya, tekstil ve ulaştırma sektöründeki çeşitli özel şirketlerde görevler almıştır.

1983 yılı mayıs ayında kurulan ANAP'ın kurucu üyeleri arasındadır. Aynı yılın kasım ayında yapılan seçimlerde, Meclis'e Rize Milletvekili olarak girmiştir. Birinci Özal Hükümeti'nde Devlet Bakanlığı'na atanmış ve Hükümet Sözcülüğü yapmıştır. 1986'daysa Kültür ve Turizm Bakanı olmuştur.

İkinci Özal Hükümeti ve Yıldırım Akbulut Hükümeti'nin Dışişleri Bakanı'dır. Lisan bilmektedir. Almanca ve İngilizce'ye hakimdir.

O'nun en büyük handikabı, Özal gibi büyük bir karizmanın, devlet bilgesinin ardından genel başkanlık koltuğuna oturmasıdır. Ve onunla mukayese edilmesidir.

Sanki...

Diğer bütün isimler Özal'a eşdeğerdir de bir tek o değildir!..

Bu bakımdan, sırf bir yerlere yaranmak uğruna, sorumlu muhalefet yapan, devleti düşünen Yılmaz hırpalanmamalıdır.

Bir dönemin başarısızlıklarının faturası Yılmaz'a kesilmeye çalışılmamalıdır.

O başarısızlıkların mimarları ortadadır...

Erbakan'ı başbakan yapanlar da!

O halde, seviyeyi düşürmüyor, eski politikacılar gibi yıkıcı, bazı yeniler gibi "belden aşağı vurmuyor" diye ANAP'ın genç başkanına yüklenilmemelidir.

Sonra, ortada Erbakan ve Tayyip'ten başka politikacı kalmayacak!

Bir de uyruğu belli olmayan bir siyasi...



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır