Ecevit, Amerika'ya büyük bir seyahate hazırlanırken, gazeteler "16 milyar dolarla döneceğiz" haberleriyle çalkalanıyor.

Peki, Amerika'nın gücü nereden geliyor?..

Bazı köhne solcuların ve anti-emperyalistçilerin sandığı gibi, "sömürücü" olmasından mı geliyor?..

Ekonomik patron

Hayır, ekonomik gücünden geliyor!..

Amerika, dünyanın ekonomik patronudur!..

Peki neden böyledir?

Çünkü Amerika, attığı her adımın ekonomik analizini yapar, attığı her adımın, üretim ve ticaretle ilişkilerini hesaba katar, ondan sonra atar...

Aynı köhne çevreler Afganistan'da başlatılan anti-taliban savaşın yıllarca süreceğini viyaklıyorlardı, Amerika 45 gün içinde Kabil'de hükümet kurdu.

Şimdi, medya ve düşün dünyasında işkembeden sallayanlar, kıvırtmaya çalışırken, geri zekalı dinci radikaller de "Bin Laden hastalıktan öldü" yalanını savurup, adamı korumaya çalışıyorlar.

Bütün bunlara, Amerika'nın "ekonomik patronluğunun" ne anlama geldiğini anlatmak için değindim.

Amerika'nın tam tersi zihniyetin yaygın olduğu Türkiye'de ise hakim atmosfer şudur.

Kelle almak!.

Düşünmeden, yargılamadan, tartmadan, biçmeden kelle almak...

Suç nedir, ceza nedir?

Ama maddeten kelle almak, ama manen, sonuçta bizi huzura kavuşturan ve kendimizi bir halt zannettiren yegane duygu, kelle almak...

Fakat kimin kellesi alınıyormuş, neden alınıyormuş, bu yaklaşım hukuka uygun muymuş, hiç önemli değil...

Ben buna hiç şaşırmıyorum.

Eğer, yüzyılları, saray çevresinde binbir entrika ile başkalarının kellelerini uçurarak kendine makam ve mevki arayarak geçirmişsen...

Eğer, hayatının en önemli icraatı, kelle alıcılara, ispiyon, tezvirat ve kötülemeden ibaret ise...

Cumhuriyet kuruldu diye, nasıl vazgeçeceksin, dokularına işlemiş bu pisliklerden...

Tabii ki aynı sistemi sürdüreceksin...

Halen, sahip olduğu özel bankayı batırdığı gerekçesiyle tutuklu bulunan Cavit Çağlar'ın, Yeşim Tekstil şirketinin ihracat haberini okuyunca düşündüm bütün bunları...

2 milyar 670 milyon $

Ben hayatımda Cavit Çağlar ile karşı karşıya gelip de el sıkışmış bir gazeteci değilim, öyle olsam bile "avanta" için yazı yazmadım, yazmam da...

Ama nasıl tanımıyorum diye kimseyi kolayca kötüleyemezsem, tanıyorum diye de haksız yere kötülenen insanları savunmaktan vazgeçemem...

Ben bilirim ki, herkese kolayca "kir" atanlar, en yakınlarını bile kolayca satarlar veya hiç tanımadıkları güçlerin de kolayca köpeği olabilirler.

Sadece bir "garip tecelliye" dikkatinizi çekmek istiyorum.

Korkmayın, benim gibi özgür ve huzur içinde düşünün...

Eğer hiç kirlenmemişseniz, pekala berrak düşünebilirsiniz...

Size de ilginç gelmiyor mu?.

Asıl amaç ne?

Türkiye'de istihdam ettiği 18 bin çalışanı ile, al takke ver külah sistemi içinde salt rantiye ilişkileri yerine bizzat üretim yaparak, son 15 yıl içinde 2 milyar 670 milyon dolarlık ihracat yapan Cavit Çağlar'ın, "tehlikeli bir gaspçı" gibi tutuklu bulunması, size de garip gelmiyor mu?..

Kapkaççı mı bu adam?...

Gaspçı mı?..

Seri katil mi?..

Size soruyorum:

18 bin kişiye her ay maaş ödeyen bu adam hangi hukuki sebeplerle, hangi toplumsal sebeplerle ve hangi kişisel nedenlerle demir parmaklıkların arkasında yatıyor?..

Diyebilirsiniz ki, ya suçlu ise:

Suçluysa suçlu...

Yargılanmasın mı dedik, kim diyebilir, yargılanmasın, bırakın hayatını yaşasın, diye...

Sadece başına binbir felaketin geldiği şu yıl içinde bir tek Yeşim Tekstil ile 160 milyon dolarlık ihracat gerçekleştiren adamı, "at hırsızı" gibi içerde tutmanın, topluma ne yararı var?..

Biraz ekonomik düşünebilsek...

Gitsin işinin başında otursun, çalışsın, bu arada adam gibi yargılansın, ceza alırsa da aslanlar gibi cezasını tamamlasın, dersin olur biter...