kapat
27.12.2001
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPÜS
 İSTANBUL
 NET YORUM
 HYDEPARK
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 GOOOOL
 DİYET
 TATLILAR
 SAMANYOLU
 CİNSELLİK
 TELE ŞAMDAN
 PAZAR SABAH
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 

Oğuz Çetin'in "ihaneti"

Futbol yazarı Vedat Okyar şöyle diyor: "Ben Oğuz Çetin olsam, kol kola girdiğim Mustafa Denizli bu işten uzaklaştırılıyorsa, aynı saniyede ben de istifa ederim. Devam şekli bana göre çirkin. Oğuz'un ne ismine, ne cismine yakıştı." Oğuz'un F.Bahçe'deki işlevine ilişkin bundan daha yanlış bir değerlendirme olamaz!

Çünkü... Mustafa Denizli ile Oğuz Çetin bir "takım" değildiler. Yani Denizli, Oğuz'a, "Ben Fener'in başına geçiyorum, sen de gel, benim sağ kolum ol" demedi. Eğer böyle olsaydı, ikisi bir takım, bir ekip oluştururdu. Böyle bir durumda da, ahlak gereği, Denizli'nin görevine son verildiğinde, Oğuz'un da ayrılması yerinde olurdu.

Halbuki mekanizma şöyle kuruldu: Yönetim Denizli'yi takımın başına getirdikten sonra, Oğuz'u onun yanına yardımcı olarak verdi. Yani Oğuz'un "esas patronu" Denizli değil, Fener yönetimiydi, Başkan Aziz Yıldırım'dı.

Böyle bir durumda Oğuz'un iki işlevi vardı:

Bir...

Mustafa Denizli'ye yardım etmek, işlerini kolaylaştırmak.

İki...

Olup biteni, yapılanları ve yapılmayanları yönetime bildirmek.

Bu tip ikililer, bir patronu olan, ancak işleri profesyonel yöneticilerin yaptığı şirketlerde çok görülür. Patron yöneticisine fazla güvenmez. Onun neler yaptığını bilmek ister. Bunun için de güvendiği bir kişiyi yöneticinin yanına verir. Hatta bazen öyle olur ki, patronun güvendiği bu kişi hiçbir iş yapmaz. Tek görevi vardır: Neler oluyorsa patrona aktarmak.

Kendinizi düşünün... Diyelim ki çok paranız var... Bu parayı kârlı bir şirketi satın alarak değerlendirmek istiyorsunuz...

Ve bir telekomünikasyon şirketini aldınız...

Ne var ki işin inceliklerini bilmiyorsunuz...

Böyle bir durumda ne yaparsınız?..

İşten anlayan ama şirketi yönetecek kadar da becerikli olmayan, ancak ikinci adam olacak ve size bağlı birisini, genel müdürün yanına vermez misiniz?..

Yapmasanız, başka bir çözüm bulsanız bile, bu olasılık aklınıza gelmez mi?

İşte Aziz Yıldırım'ın da, Oğuz Çetin'i, Denizli'nin yanına vererek yaptığı budur. Bu kadar basittir. Denizli gittikten sonra Oğuz'un ayrılmaması da haysiyetsizlik değildir.

Oğuz ayrılmayarak Denizli'ye ihanet etmedi...

Tersine, eğer ayrılsaydı Fener'e (yani Aziz Yıldırım'a) ihanet etmiş olurdu!



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır