kapat
07.12.2001
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
 RAMAZAN
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPÜS
 İSTANBUL
 NET YORUM
 HYDEPARK
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 GOOOOL
 DİYET
 TATLILAR
 SAMANYOLU
 CİNSELLİK
 TELE ŞAMDAN
 WEEKEND
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 CANLI
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 
Bedensel engellilerden ilgimizi esirgemeyelim

Dinimizin amacı, insanları iyiye, güzele, hayra sevk ederek onları hem dünyada hem de ahirette mutlu kılmaktır. Din, kişileri başka insanlara karşı kin ve nefrete, intikama ve kan dökmeye sevk etmez. Din insana her daim sevgiyi, saygıyı ve nezaketi telkin eder.

Sevgi, İslam'ın özü, varoluşun sebebidir. Her şey sevgiden doğmuş, sevgiyle varolmuştur. Allâh sevgisi, peygamber sevgisi, insan sevgisi, sevginin önemli boyutlarını oluşturur. İslam'ın emir ve yasaklarında hep insanın faydası amaçlanmıştır. Hz. Peygamber efendimiz, "iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olamazsınız" buyurmuşlardır. Demek ki olgun bir iman ancak insanları sevmekle elde edilebilmektedir. Buna karşılık İslam; kin, nefret ve kırgınlıkları yasaklamıştır. Hz. Peygamberin dili ile yine, "mü'min kendisiyle iyi geçinilen kişi olduğu, başkalarıyla iyi geçinemeyen ve kendisiyle iyi geçim yapılamayan kimsede hayır olmayacağı" ifade edilmiştir.

İslâm'ın sevgisi sadece insanlarla sınırlı değildir. Hayvanları, bitkileri hatta canlı olan her şeyi sevmek, onları Allâh'ın yarattığı bir varlık olarak görmek ve onlara Allah için değer vermek, İslâm'ın getirdiği prensiplerden birisidir. Bu sebeple İslâm'da bir karıncayı incitmek dahi insan” olmayan bir davranış olarak kabul edilmiştir.

Dinimiz yetimlere, çocuklara, güçsüzlere, bedensel engellilere ve muhtaçlara iyilikte bulunmayı, onlara şefkatle muamele etmeyi emreder. Dinimizin bedensel engellilere karşı gösterdiği yakın ihtimam, onları bazı dini yükümlülüklerden muaf tutması ile ortaya çıkmaktadır. Bir ayet-” kerimede şöyle denilmektedir.

"åmâya güçlük yoktur; topala güçlük yoktur; hastaya güçlük yoktur" (Fetih, 17). Yani burada bunlara yapamayacakları görevler yüklenmez, yapamadıklarından dolayı günâhkar olmazlar denilmek istenmektedir.

Dini açıdan bedensel engellilere karşı gerekli ilginin gösterilmesinin önemine işaret en önemli delil, Hz. Peygamber ile bir ama olan İbn Ümmi Mektõm arasında geçen ve Kur'an'a da yansıyan şu diyalogdur: Bir gün Hz. Peygamber Mekke'nin en nüfuzlu kabile reislerinden bir kısmı ile sohbete dalmış, onları ve onlar aracılığı ile Mekke toplumunun geniş bir kesimini mesajının doğruluğu konusunda ikna etmeyi ümid ediyordu. O sırada O'na inananlardan birisi olan âmâ İbn Ümmi Mektõm kendisine yaklaştı ve Kur'an'ın ilk ayetlerinden bir kısmını kendisine tekrarlamasını ve açıklamasını istedi. Hz. Peygamber çok daha önemli gördüğü konuşmasının kesilmesinden rahatsız oldu ve yüzünü çevirir gibi oldu. Bunun üzerine Kur'an ayetleri inerek Hz. Peygamber ikaz edildi. Hz. Peygamber daha sonraki yıllarda İbn Ümmi Mektõmla karşılaştığında her zaman kendisine, "Hoş geldin Rabbimin kendisi yüzünden beni azarladığı adam" diyerek seslenmiştir.

Diyanet İşleri Başkanlığı olarak bedensel engellilerin din eğitimi konusunda var olan mevcut boşluğu kapatma düşüncesiyle bazı somut adımlar atmış bulunmaktayız. Bedensel engellilerle ilgilenen derneklerle işbirliği yaparak bu vatandaşlarımıza yönelik iki ayrı mekânda Kur'an Kursu açtık. Keza âmâ vatandaşlarımızın Kur'an okumalarına yardımcı olmak maksadıyla kabartma bir Kur'an-ı Kerim ve meali hazırlıyoruz. Çalışmalarımız bunlarla sınırlı kalmayacaktır.



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır