kapat
07.12.2001
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
 RAMAZAN
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPÜS
 İSTANBUL
 NET YORUM
 HYDEPARK
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 GOOOOL
 DİYET
 TATLILAR
 SAMANYOLU
 CİNSELLİK
 TELE ŞAMDAN
 WEEKEND
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 CANLI
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 
G.Saray'ın amatörleri

G.Saray, Avrupa maçlarında değişik bir smokinle oynuyor. Takım olarak kafa yapıları Türkiye'nin önünde. Ama takımın içinde iyi oynamalarına rağmen hâlâ eski Türk kafa yapısına sahip futbolcular var.

Mesela Hakan Ünsal... Çok iyi futbol oynadı. Yaptığı amatörlük. Bırak o maçı, bundan sonraki ilk maçta yok. Gelecek ceza da cabası...

Ümit Karan... Adam G.Birliği'ndeyken suratına bakınca kafasını yere eğerdi, yüzü kızarırdı. Şimdi neler yapıyor... Capone'ye bir şey diyemiyorum, o vatandaşı Rivaldo'yu kıstırmaya kalktı. Sanırım Brezilya ile ilgili bir kuyruk acısı var.

Ama bir de Ergün izledim... Adam ne rakiple uğraştı, ne kendi takımındakilere bir şey dedi, ne hakeme yan baktı. Şahane oynadı, Nou Camp'a beyefendi gibi girdi, beyefendi gibi çıktı. Hem de krallar gibi top oynadı. Son 20 yılda Türk futbolunda istikrar, beyefendilik ve başarı olarak en iyi 5'in içine girecek ilk isim bence.

Hakem Merk süperdi
Bakın ne kadar rahat yazıyorum. Hiçbir şekilde yarın şımarır, onu bunu yapar fikri yok. Çünkü o, sonradan olma değil, anadan doğma profesyonel. Herşeyden önce de adam... Rivaldo'nun da kaç tane maçını izledim. Adama tekme atıyorlar kafasını eğip işine bakıyor. Figo'yu seyrettim, o da aynı. Zaman zaman büyük futbolcu olunuyor. Ama en önemlisi hem büyük futbolcu, hem büyük insan olmak.

Anlamadığım bir başka nokta, çoğunluk maçın hakemi Merk'e sallıyor. Adam süper maç yönetti. Daha iyisini düşünemiyorum. G.Saray'ın gördüğü sarı ve kırmızı kartlara bakın... Adam hangisinde haksız. Zaman zaman Ümit'in geri geri rakibine yaptığı hareketlerden bir ikisinde G.Saray'ın lehine bile faul çaldı.

Bakın buradan bir başka takıldığım noktaya geleceğim. Televizyonlarda ve gazetelerde yorumcular var. Herkes bilgisi, görgüsü ve zekası nispetinde yorum yapıyor, yapacaklar da... Sana göre olabilir, bana göre olabilir. Ama bir şey olmaz. Maçı 60 dakika seyredip, stattan çıkarsan, geri kalan 30 dakikayı görmeden yazarsan, çalışmazsan, olayların içinde gezip, gerekli bilgileri almazsan, seminerlere kurslara gitmezsen, taraflarla konuşmazsan, ondan sonra da yorum yaparsan bu eksik veya yanlış olur. Türkiye'de oyun kurallarından haberi olmayıp, bırakın futbolu hakem konuyanlar var. Ama maalesef, bunlar da olacak tabii.

Bir de İtalya'ya bakın
Bazen o hale geliyor ki olaylar, RTÜK'ün bile bazı şeylere el koymasını istiyorlar. O zaman herşeyi yasaklayın, Türkiye'de hiçbir şey tartışılmasın. Asker gelsin Türkiye'yi idare etsin. Bir şeyi ne kadar çok yasaklarsanız, o işte o kadar çok şaibe yaratırsınız. Tartışmadan korkarsan doğruya varamazsın.

"Türkiye'de bazı şeyler çok irdeleniyor, özellikle hakem olayları" diyenler, geçen hafta İtalya Ligi'nde oynanan maçlardan sonra 1 haftadır yaşananları herhalde bilmiyorlar. Milan ve Inter'in oynadıkları lig maçlarından sonra gazetelerde ve televizyonlarda çıkan haberler, İtalyan Futbol Federasyonu'nun iki hakem hakkında açtığı soruşturma, gözlemci raporları doğrultusunda iki hakemin cezalandırılması... Konu İtalya Parlamentosu'nda - bizdeki gibi ofsayt önergesi olarak değil de Ğ hakemler, Merkez Hakem Kurulu ve dolayısıyla federasyonun olaylar karşısında neleri yaptığı ve neleri yapmadığının tartışılmasına kadar varıyor. İşte İtalya ile Türkiye'nin genelindeki fark bu... Olaylar kapatılmıyor. Varsa bir şey, ortaya çıkıyor.

Aziz Yıldırım haklı
Aziz Yıldırım, Beşiktaş maçından sonra bir açıklama yaptı. Ben onun yerinde olsaydım, o açıklamayı karşılaşmadan önce yapardım. Aslında söylediği şeylerde haklılık payları var. Neden? Öyle hakem tayinleri yapılıyor ki, (Bu benim zamanımda da böyleydi, benden evvel de) bir takım diğerine parçalattırılıyor. Veya öyle hakem tayini yapılır ki, kimse kımıldayamaz. Örnek mi?

Kötüden iyi çıkmaz
İşte bir gün arayla oynanan iki tane maç. Birinde hakem sahada ne aciz durumlara düştü, G.Saray-İstanbul maçını katletti. Burada asıl katledilen İstanbulspor oldu. Bir gün sonra da Orhan Erdemir. Çok kimse F.Bahçe-Beşiktaş maçından sonra iki kırmızı kartın ağır olduğunu söyledi. Bence hafif bile... Hadi bakalım şimdi bundan sonra Orhan Erdemir'in görev yaptığı maçlarda hangi futbolcu kımıldayacak, göreyim boyunu...

Ama biz nelerini gördük. Mesela Metin Tokat'ı. Sahaya atılan maddeler, futbolcuların birbirine karate, judo hareketleri... İşte Muhittin Boşat'ın Koray'ın Rock'ye taş çıkartacak yumruğuna gösterdiği sarı kart. Aslında bu sarı kartlardan hakemlerin yüzünün kızarması lazım ama onlar tınmıyorlar bile... Niye? Arkalarında gözlemciler var. Bu gözlemciler kim? Eski hakemler. Bu eski hakemler nasıl hakemdi? Yüzde 90'ı kötü. Kötüden iyi çıkmaz. İyi gözlemcin olursa iyi hakem çıkarırsın. Yani sistem eşyanın tabiatına aykırı. Merkez Hakem Komitesi'nde olan üyeler eskiden nasıl hakemdi. Onlar da aynen gözlemciler gibi.

Günah keçisi Göztepe
Pazartesi gecesi, Faik Çetiner'in programını izliyorum. Murat Özaydınlı hakemlerden memnun. Sinan Engin zaten memnun. Ama aynı Sinan kupa maçında hakeme su şişesini fırlatmıştı, o da başka. Özaydınlı, dersini hiç çalışmadan gelmiş. Bir tek aklı başında soru yönelten, onlara da Bülent Yavuz tarafından verilmesi gereken cevapları alamayan Altan Tanrıkulu var. Televizyon, ders çalışanla çalışmayanı nasıl meydana çıkarıyor görüyorsunuz değil mi?

Bu arada adalet doğru dağıtılmıyor. Göztepe'nin sahası ikinci defa kapatıldı. Bence burada en gariban Göztepe bulunuyor. Günah keçisi. Vurun gitsin. Haa, Göztepe çok mu masum? Değil. Seyircisi olay çıkarıyor tamam. Ama ben Göztepe-F.Bahçe maçını da izledim. G.Saray-F.Bahçe maçını da. İki statta olanlar arasında hiç fark yok. Birine saha kapatma geldi, diğerine para cezası. İşte bütün bunları düzeltemezsek futbolumuz bir yere kadar gider, sonra tekleriz.

Oruç ve futbol
Türkiye'de hâlâ "Futbolcu oruç tutmalı mı, tutmamalı mı?" tartışması var. Profesyonel futbolcu oruç tutamaz. Bunun günahını, kazandığı parayla yardım yaparak öder. Oruç fiziksel iş yapan futbolcuyu zorlar. Antalya'da kuaför bir arkadaşım var "Ermancığım" dedi, "Bizim meslek bazen 15-20 santimden çalışmayı gerektirir. Oruç tutan elemanlarımın 12.00'den sonra nefesleri kokmaya başlıyor. Müşterilerimin suratlarının ekşidiğini görüyorum. 'Ramazan'da yasal izninizi kullanın' diyorum, işlerine gelmiyor. Benim müşterim azalıyor."

Hadi cevap verin bakalım.



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır