Kriz günlerinde işleri bozulan, borç harç içinde yüzen milyonlarca insana müthiş bir kazanç olanağı var. Şimdi bu "havadan para kazanma formülü"nü açıklayacağım.
Size şaka gibi gelecek ama değil!
Deneyin göreceksiniz:
Yapacağınız iş çok basit: Çocukluğunuzda aklınızda kalan şarkı ve türküleri ya da henüz kayıt altına alınmamış olan halk müziği şiirlerini, yörenizde yüzyıllardır söylenen deyişleri, semahları, ağıtları kendi adınıza kaydettirin.
İstanbul'da MESAM adlı bir meslek birliği var. Eğer sizin götürdüğünüz şiir ya da parça daha önce kimse tarafından kaydettirilmemişse, eser ömür boyu sizin olur, mirasçılarınıza da kalır.
İnanın şaka yapmıyorum.
Mesela Yunus Emre'nin, Pir Sultan Abdal'ın, Karacaoğlan'ın istediğiniz şiirini alın ve benim diye kaydettirin. Bundan sonra o şiiri kullanan herkes size telif hakkı ödemek zorundadır.
Diyeceksiniz ki; "Halk şairleri en son dörtlüğe kendi adlarını koyar. Pir Sultan'ım der ki, Karacoğlan der ki diye imza atar."
Olsun. Şiirin sonundaki imza MESAM açısından bir şey ifade etmiyor. Sabah erken kalkıp da "Benim!" derseniz, sizindir. Şiirin sonunda "Pir Sultan'ım der ki" imzasını göre göre eseri, yeni şiir - yeni beste olarak sizin adınıza tescil ederler.
(Dikkat edilirse derlemelerden söz etmiyorum. Yeni şiir - yeni beste diyorum.)
Böylece Anadolu'nun yüzlerce yıllık halk kültürüne sahip çıkabilir ve müthiş bir kazanç kapısı aralayabilirsiniz.