Seçildikleri günden bu yana Meclis kürsüsüne çıkıp da tek satır laf etmeyen milletvekilleri var... Hatta oturdukları sıradan bile konuşmacıya sataşmayanlar... Yerinden kalkmayanlar, sıra kapaklarına vurmayanlar, koltuğundan doğrulup bağırmayanlar...
Eminim ki; hepsi Meclis'e birçok hevesle koşup gelmişlerdi...
Mazbatayı alıp yola çıktıklarında o kürsüden dile getirip çözüme kavuşturacakları kimbilir hangi sorunları beyinlerine işlemişlerdi... Hangi ilkeleri kendilerine hedef seçmişlerdi...
Okulsuz çocukların, aşsız sofraların, işsiz babaların sıkıntılarını, dramlarını o kürsüden haykıracaklardı...
Ama sustular... Hatta bazıları yeminden bu yana geçen 2.5 yıllık süre içinde o kürsüye çıkıp hiç konuşmadı...
Peki neden?
Neden halkın sorunlarını dile getirmediler de, siyasetin kirli oyunlarına giriştiler?
Acaba söyleyecek sözleri, gündeme getirecek dertleri mi yoktu?
Yoksa bu durumun suçlusu Meclis'in hantal yapısı, kasvetli havası mıydı?
Hayır!
Tek suçlu liderler!...
Milletvekillerine "Benim önümden değil, arkamdan yürüyün" diyenler... Kürsüleri tekeline alanlar... Kimseye konuşma hakkı tanımayanlar... Meclis'i tıkamayı marifet sayanlar... Hizmet adı altında şov yapanlar...
Halkın isyanı bugün onlara...
Bütün dünyaları "Genel merkezĞMeclisĞkonut" arasında gidip gelmek olanlara... Halkı unutanlara.. Yasaları uyutanlara... Kendi koltuğuna yatırım yapanlara...