kapat
07.12.2001
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
 RAMAZAN
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPÜS
 İSTANBUL
 NET YORUM
 HYDEPARK
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 GOOOOL
 DİYET
 TATLILAR
 SAMANYOLU
 CİNSELLİK
 TELE ŞAMDAN
 WEEKEND
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 CANLI
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 
Dış şoktan dış dopinge

11 Eylül'ün hemen sonrasında dünyada meydana gelen olaylar bir dış şok gibi algılandı.

Öyle ya petrol fiyatları hemen artmaya başladı, durgunluk içine giren dünya ekonomisinde bu eğilimin tam bir resesyona dönüşmesi kesinleşti. Bu da bizim ihracatımızı olumsuz etkileyecekti. Güvenliğin ön plana çıkması iş ve turistik seyahatları kısıtlayacak, bu da turizmimizi baltalayacaktı. Dış kredi muslukları kısılacaktı. Amerika ve dünya kendi sorunlarına yönelmişken Türkiye krizde kendi yağıyla kavrulmak durumunda kalacaktı.

11 Eylül'ün getirdiği bir dizi olumsuzluk sıralanırken sadece bir olumlu gelişmenin altı çiziliyordu. O da Türkiye'nin stratejik öneminin artabilecek olması. Bu önem daha sonraki günlerde ve haftalarda öylesine ön plana çıktı ki, diğer bütün olumsuzlukları bastırdı ve Türkiye 11 Eylül'den tam bir hafta sonra dibe vurup toparlanmaya başladı. Doların tepe noktasına çıktığı, faizin en yüksek düzeyini bulduğu ve borsanın dibe indiği, bütün piyasalarda başımıza daha ne kötü belaların geleceği beklenirken, 17 Eylül'de IMF yeni bir kredinin ilk sinyalini verdi. Sonra bu kredi giderek netleşti ve 2002 için yeni bir stand by anlaşması ve 10 milyar dolar olarak belirlendi. Ekonomide duvara toslamadan sağlanacak mali yardımla uygulanmakta olan program daha da güçlendirilecek.

* İlk doping 10 milyar dolar- 10 milyar dolar Türkiye'nin borçlarını çevirme açısından gelecek yıl bir sorunla karşılaşma ihtimalini ortadan kaldırdı. Dolasıyla faizlerin fırlaması, iç borçların konsolidasyonu, bankacılık sektörünün toptan batması ve mevduatlara el konulması gibi endişe kaynakları da gündemden düştü. Piyasalar ve tasarruf sahipleri rahatladı. Dolara yönelme durdu. Yerli paraya talep yeniden artmaya başladı. Faizler düştü, borsa canlandı. Perakende satışlar kıpırdadı.

Önce mali piyasalarda ortaya çıkan bu iyimser atmosferin reel ekonomiye ve makro göstergelere yansıması elbette gecikmeli olacak. Ancak mali piyasalardaki bu hava devam ettikçe aylarla sınırlı bir sürenin sonunda reel ekonomide ve makro göstergelerde düzelme olacak. Elbette dışarıdan yeni bir olumsuz şok, içeride bir doğal afet veya hükümetin intihar edercesine bir tutum içine girmemesi koşuluyla.

Dolayısıyla 11 Eylül dünya için şok olurken, Türkiye için doping etkisi yaptı. Ya da Türkiye şok etkisini doping etkisine çevirdi.

Bunun şimdiye kadar somut göstergesi 10 milyar dolarlık yeni kredi, bunun da etkisiyle morallerin ve mali piyasaların düzelmesi oldu.

* İkinci doping AB ve Kıbrıs- Son iki günde buna Kıbrıs ve Avrupa Birliği etkisi de eklendi. Kıbrıs sorununu çözme yönünde 1974'den bu yana ilk ciddi adım atıldı. Görüşmelerde sağlanabilecek en iyi sonuç sağlandı. ABD Dişişleri Bakanı Ankara'da iken sağlanan bu gelişmenin öncesinde Türkiye'nin Avrupa Ordusu'na katılması konusundaki anlaşmazlıklar da giderildi. Kıbrıs ve Avrupa Ordusu sorunlarında sağlanan olumlu gelişmeler, tam üyelik sürecini kısaltan ve topluma yeni bir umut veren gelişmeler.

Buna karşılık "Irak'a operasyon var mı?" sorusuna verilen "Şimdilik yok" cevabı da olumlu algılandı. Ancak İsrail-Filistin gerginliği tırmanıyor. Dolayısıyla Ortadoğu sorunu bir potansiyel tehlike olarak duruyor.

* Ölçüyü kaçırmak- Yurtiçinde ekonomik icraatlardan ve sağlanacak dış yardımdan dolayı olumlu bir konjonktür yaşanması ihtimali yüksek.

Buna dış dopingin devamı eklenirse, ekonomiyi krizden çıkarmada Ankara'nın işi kolaylaşır. Türkiye'ye krizden çıkışta altın bir fırsat daha yakaladı.

Yeterki hükümet bu fırsatı iyi değerlendirsin ve icraatlarda gevşeklik göstermesin. Bu gevşeklik sonucu ortaya ikinci bir uygulama riski çıkmasın. Bir de, toplum ve piyasalar olarak krizi çok çabuk unutmayalım, iyimserlikte ölçüyü kaçırmayalım. Bunları yapalım ki, yakın geçmişteki acı deneyler tekrar başımıza gelmesin.

* Sonuç- "Tekerrür eden şey, aslında tarih değil, işlenen hatalardır" Sultan Abdülhamid



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır