kapat
07.12.2001
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
 RAMAZAN
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPÜS
 İSTANBUL
 NET YORUM
 HYDEPARK
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 GOOOOL
 DİYET
 TATLILAR
 SAMANYOLU
 CİNSELLİK
 TELE ŞAMDAN
 WEEKEND
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 CANLI
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 

Mayınlar temizlendi Avrupa kapısı açıldı

Avrupa Birliği, AGSP ve Kıbrıs'taki tarihi adımlar üzerine Türkiye'ye kapısını açtı. Türkiye'nin Bulgaristan ve Romanya ile 2004'te AB'ye girebileceği belirtiliyor
Avrupa Birliği ile ilişkilerdeki anlaşmazlık konularının peş peşe giderilmesiyle, Türkiye'nin Avrupa yolu kısaldı. Avrupa Güvenlik ve Savunma Politikası'nın (AGSP) ardından Kıbrıs'ta uzlaşma sinyalleri, Türkiye'nin AB'ye tam üyeliği yolundaki takvimi hızlandırdı.

Daha dört ay önce Türkiye'nin yol ayrımında olduğunu vurgulayarak "Ya çağ atlayan yol, ya statükonun bataklığı" diyen Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz, önceki gün Brüksel'de AB Komiseri Günther Verheugen ile görüştükten sonra müjdeyi açıkladı. AB ile ilişkilerde bugün varılan noktayı "hiç bu kadar iyi olmamıştı" sözleriyle değerlendiren Yılmaz, Verheugen'in "Türkiye'nin tam üyelik perspektifinde ilerlemesi için yeni bir diyalog ve çalışma içine girmeyi öngördüklerini" söylediğini açıkladı. AB strateji belgesinde 10 ülke için 2004'te tam üyeliğin, geri kalanlar için de yeni bir strateji geliştirilmesinin öngörüldüğünü, Türkiye'nin bu süreçte geri kalmaması için yeni bir yaklaşıma ihtiyaç olduğunu ifade ettiğini anlatan Mesut Yılmaz, şöyle dedi: "Türkiye, Bulgaristan ve Romanya için adaylık sürecini hızlandıran yeni bir stratejiyi birlikte oluşturacağız."

ADAY ÜLKE KONUMU
Bu açıklama ile Ulusal Programı'nı hazırlayan, hem de Anayasa reformunu gerçekleştiren Türkiye'nin arkasına alacağı bu rüzgar ile Kopenhag kriterlerine uymasına bağlı olarak, Bulgaristan ve Romanya'nın önüne geçip gelecek yıl AB ile tam üyelik müzakerelerine başlaması olasılığı güçlendi. Bu durumda henüz 13 aday ülkeden biri olan Türkiye, bir adım ileri gidebilecek ve müzakerele başlayacak 11'inci aday konumuna gelecek. Böyle bir gelişme, Türkiye'nin 2004 yılında tam üyeliğinin gerçekleşmesi mümkün kılabilecek. AB Komisyonu, bütçesindeki sıkıntılar nedeniyle İlerleme ve Strateji raporları ışığında gelecek sene 10 ülke ile tam üyelik görüşmelerine başlayacağını açıklamıştı. Bu ülkeler arasına ekonomik kriterleri henüz yerine getirmedikleri için Bulgaristan ve Romanya'nın girmesi beklenmiyor. Söz konusu 10 ülkenin adaylığının 2004'te başlaması bekleniyor. AB yolunda tek risk noktası ise Ankara'nın Kopenhang kriterlerini yerine getirmekte gecikmesi ve görüşmelere 2004'te başlayıp, 2008'de tamamlayabilecek hale gelmesi. Bu durumda üyelik en erken 2010'da gerçekleşebilecek.

REFORMLAR VE PÜRÜZLER
Türkiye, 2001'de AB ile ilişkilerde son derece sancılı bir dönemden geçti. AB'yle gerginlik sürerken, Türkiye, bu yıl önce idamdan işkenceye, MGK'nın yapısından farklı etnik gruplara kültürel haklar sağlanmasına kadar pek çok kritik konuda derin görüş ayrılıklarını aşmayı başararak, en geniş mutabakatla AB Ulusal Programı'nı hazırladı. Ardından 1982 Anayasası'nda en kapsamlı değişiklik gerçekleştirilerek AB normlarına uygun demokratikleşme adımları atıldı. Türkiye'nin önündeki en önemli sorunlardan biri olan AGSP konusunda geçen hafta atılan adım, AB ile ilişkilerdeki en önemli pürüzlerden birini ortadan kaldırırken, Kıbrıs'tan ikinci olumlu haber geldi. İki toplum arasında başlayan görüşme süreci ile Türkiye'nin yıllardır kangren haline gelen bir başka sorunu daha çözüm yoluna girdi.

SANKİ SİHİRLİ DEĞNEK DEĞDİ
Gelinen son noktayı yıllar boyunca tüm çabalarını Türkiye'nin AB tam üyeliğine yoğunlaştıran Dışişleri eski bakanlarına sorduk. Emre Gönensay "Diplomasiye sanki sihirlik değdi" yorumu yaptı, diğer görüşler şöyle:

HİKMET ÇETİN: İlk defa Sayın Denktaş haklı bir biçimde inisiyatif aldı. Bu girişimi olumlu görüyorum. Artık geleceğe bakmak lazım. Tabii AGSP'de de olumlu bir noktaya geldiğimize inanıyorum. AB üyesi olmadan bu sürecin içinde olmak... Ben bundan daha fazlasının olabileceğini sanmıyordum. Tabii tüm bunlar bizim dışımızda bize bağlı olmayan şeylerdi. Bundan sonrası ise artık bize bağlı. Türkiye'nin daha hızlı bir biçimde kendi ev ödevlerini yapması gerektiğine inanıyorum. Bu süreci hızlandırırsak AB'nin elinde üye almamak için bir gerekçesi kalmaz.

İLTER TÜRKMEN: Gerek AGSP, gerekse Kıbrıs AB ile ilişkilerimizde önemli pürüz teşkil ediyordu. Bu iki konuda sağlanan ilerlemenin ardından birçok şeyin daha kolaylaşmasını bekliyorum. Bunlardan ilki Tarama Süreci olacaktır. Bu süreç süratlenecektir. Diğeri ise AB'nin geleceğinin tartışılacağı Konvansiyon'a çağrılmamız konusundaki tereddütler herhalde dağılacaktır. Tabii her şeyi halletmeyecek. Zira gerekli kriterleri yerine getirmek gerekir ama, havayı düzeltecektir.

MURAT KARAYALÇIN: Türkiye bir büyük diplomatik atılım başlatmalı. Türkiye'nin başlatacağı atılım tüm bu gelişmelerin ışığında olmalı. Türkiye'nin belki Kıbrıs ile eş zamanlı olarak üyeliği gündeme getirilmeli.

Meral Gezgin Eriş- (İKV Başkanı): Ekonomiye de yansıyacak!
Bizim dış dünyada algılanmamızı değiştirecek olaylar yaşadık son günlerde. Bu, ekonomiye de yansıyacaktır. Nereye gittiği belli olmayan bir Türkiye yerine, AB'ye tam üyelik konusunda çaba harcayan bir Türkiye'yi uluslararası finans çevreleri de farkedecektir. Türkiye'ye yabancı sermaye gelmesi ve portföy yatırımları açısından önümüz açıldı.

Bahadır Kaleağası (TÜSİAD Brüksel Temsilcisi): Umut kapısı açıldı, çıkıyoruz
Hem siyasi, hem ekonomik açıdan bir yukarıya çıkış başladı. Türkiye, normal ve entegrasyona hazır ülke konumunu kaybetmediği sürece yabancı yatırımcının ilgisini çekecektir. Türkiye'nin yapması gereken şey, açılan umut kapısını değerlendirmek.

Ozan Ceyhun (Avrupa Parlamentosu, SPD temsilcisi): AB ülkeleri de desteklemeli
AB Komiseri Verheugen'in 'Türkiye diğer aday ülkelerle eşit muamele görecektir' açıklaması Türkiye'nin motivasyonu açısından önemli. Ancak, bu görüşü AB hükümetlerinin de desteklemesi gerekir. Türkiye'nin Kıbrıs ve AGSP konulmarında attığı adımlar zamanlama açısından çok uygun. Laeken Zirvesi'nden olumlu bir mesajın çıkacağını düşõnüyorum.

Cem Duna (Türkiye'nin AB eski daimi temsilcisi): İlerleme uyum yasalarına bağlı
İlişkilerin müspet etkileneceği muhakkak. Türkiye'nin çaba göstermesi gereken ve AB'nin de yardımcı olması gereken süre 2004 yılı. 10 üyenin katılımı 2004'te olacak. Eğer gerçekleşirse Türkiye de katılım müzakelerine başlamış ise, ciddi bir aday olarak bu statüsünü devam edecektir. Bu da uyum yasalarının çıkması ile mümkün.



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
PARLAMENTO
DSP   130
MHP   127
ANAP   79
DYP   84
AKP   53
SP   48
BAĞIMSIZ   19
BOŞ   10
TOPLAM   550

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır