Bu eleştirilerin haksız olduğunu düşünen Medyakronik editörleri de 4 Aralık'ta Melih Aşık'ı eleştirdi.
Bunun üzerine Melih Aşık, Medyakronik'e bir "mektup" yazarak onlara veda etti. Ben bu olay için "küstü" kelimesini kullandım. Ama sanırım "yolunu ayırdı" demek daha doğru olabilir. Çünkü "Atatürkçü ve laikçi" Melih Aşık, Medyakronikçiler'i, "İkinci cumhuriyetçi ve demokrat görünümlü dincilerle" aynı çizgide olmakla suçluyor! İşte Aşık'ın "veda" mektubu:
Sevgili Medyakronik,
Bugünkü (4 Aralık) "Onlar Hakikatin Peşinde" başlıklı başyazınız aynen şöyle bitiyor:
"... Unutmadan şunu da ekleyelim: Kimin kiminle 'hısım' olduğuna dair yorumumuzda ne kadar haklıymışızÉ Milliyet'ten Melih Aşık bakın bugün nasıl devam ediyor: 'Senaryo belli bir maksada yönelik olarak kafadan yazılmış.'(!) Oysa 'hakikat'e ulaşmayı kim istemez!..."
Yani.. "Senaryo belli maksada yönelik olarak kafadan yazılmış" cümlesi nasıl oluyor da "kimin "kiminle hısım olduğu" yorumunuza hak veriyor... Doğrusu ben anlamadım. Belki okurlarınız arasında da anlamayan vardır . İzah ederseniz iyi olur. Kuşku veren cümlelerinizi okurlarınız sizin lehinizde yorum olarak mı algılıyor? Galiba öyle de bir durum var.
Bu arada yorumlarınızın peşinden bizlerin yazılarını aynen verdiğiniz için teşekkürler... Böylece yaptığınız kafadan yorumların bizim yazılarla ne kadar ilgili olduğunu okurlarınız takdir edecektir.
Bu arada sizleri ikinci cumhuriyetçi ve demokrat görünümlü dinci dostlarınızla başbaşa bırakmanın ve daha fazla rahatsız etmemenin daha iyi olacağını düşünüyorum...
Medyayı tarafsız gözle eleştirecek bir web sitesi umudumuzu bir başka bahara ertelemenin zamanı geldi sanırım. Çok değerli bir medya eleştirisi işlevini, bunu en güzel şekilde yapacak birikime ve yeteneklere sahip olmanıza rağmen, beş para etmez şeyleri savunma adına harcadınız. Eleştiriyi bıraktınız, kişilere saldırıya geçtiniz. Zor işi bıraktınız kolaya soyundunuz...
Bir medya heyülasına çeki düzen vermekte en büyük silahınız olacak temiz yüreğinizi hesap sahiplerinin peşine taktınız.
Size yazmak için harcadığım vakit, takılmalarım, sitemlerim, mektuplarım sevgi ve umudumun sonucuydu.
Veda etme zamanı geldi sanırım.
Hoşçakalın
MELİH AŞIK
(5 Aralık 2001)