kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
22 Nisan 2009, Çarşamba
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
ŞELALE KADAK

Türkiye hiperaktif bir çocuk dedi ve...

Sakıp Sabancı Müzesi'nin son derece etkileyici bir tasarıma sahip yeni konferans salonunda önceki gün masaya yatırılan konu 'Değişen ve Gelişen Türkiye'nin Eğitim ve Kültür Sancıları' idi.
Toplantıyı izleyenler; eğitim konusuna ciddi kafa yoranları dinleyip, belki biraz endişelenip, bazen kızıp, öfkelenip bazen de komik hallerimize gülüp, bu işin içinden nasıl çıkabileceğimiz konusunda biraz da umutsuz ayrıldı salondan sanki.
Neticede Sabancı Holding Başkanı Güler Sabancı'nın söylediği gibi geçmişte Türkiye adeta eğitime tapan bir ülkeydi. Ama şu anda Türkiye'nin eğitimde istenen seviyeye geldiğini kimse söyleyemiyor.

Sakıp Sabancı'yı anma
Sakıp Sabancı, yaşamı boyunca en büyük duyarlılığı eğitim konusunda göstermişti. Yeğeni Güler Sabancı da, onun vefatının 5'inci yıldönümü olan 2009'da amcasını eğitim konulu toplantılarla anarak, Türkiye'nin önünü açacak beyin fırtınalarının yapılmasına öncülük etmeyi çok daha yerinde buluyor.
Neticede eğitimde reform herkesin istediği. Ama işte bir türlü başaramıyoruz. Bugün sizlere müzedeki toplantının en çarpıcı konuşmasını yapan Prof. Dr. Ziya Selçuk'un anlattıklarından söz etmek istiyorum. Selçuk Talim Terbiye Kurulu eski başkanı. Şu anda Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi.
'Ah keşke onun gibiler şu anda Milli Eğitim Bakanlığı'nda görev yapıyor olsaydı' dedirtecek kadar eğitim konusuna hakim, duyarlı, sorgulayıcı, vizyoner bir uzman olan Selçuk, Türkiye'yi dünyanın en dikkati dağınık, hiperaktif ülkesi olarak tanımlıyor.
MEB'in eğitim reformunun mimarı olarak bilinen Selçuk'un önümüze koyduğu Türkiye haritası bambaşka. 'Türkiye nasıl bir ülke? Neden kafası karışık?' gibi pek çok soru soran Selçuk'un, Türkiye haritasına yerleş tirdiği konu başlıkları Ergenekon, AB, İslam Dünyası, Ermenistan, 28 Şubat, Rasmussen, İran, PKK, D8, Susurluk, İmamHatip, Doğal gaz, Davos, Başörtüsü, Faili Mechul diye gidiyor. Yazarken ve okurken bile yoruluyor insan değil mi?

Dikkati dağınık ülke
Selçuk'a göre hiperaktif çocuğa benzeyen Türkiye, yukarıda saydığım konulardan konulara bir çırpıda atlıyor, en küçük uyarılmada dikkati dağılıyor, başladığı işi bitirmekte zorlanıyor. Dinlemekte zorluk çekiyor. Yerinde duramıyor. Sessizliğini sürdüremiyor. Gereksiz konuşuyor. Aşırı hareketli. Sabırsız. Çatışıyor, vs.
Tabii sadece olumsuz özelliklerini sıralamıyor Selçuk. Bu ülkenin olumlu özellikleri de var tabii. Sezgileri güçlü, yılmıyor. Yaratıcı, empatik, yenileşimci, risk alıyor, enerjik, duyarlı ve hayal gücü de yüksek. Ziya Selçuk eğitimdeki temel sorunları da sıraladı tabii. Anlattıkça insan sinirlenmeden edemiyor.
Sabancı Üniversitesi'nin Eğitim Manifestosu'na başka yazımda değineceğim. Bugün size çok ilginç bulduğum Selçuk'un sunumundan bir kesit vermek istedim.


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.

Ayrıntılar için lütfen tıklayın