Sivil darbe mi yapılıyor? Yoksa darbeye teşebbüs edenlerden hesap mı soruluyor? Muazzam bir dezenformasyon kampanyası içinde, it izi at izine karıştı diyebiliriz.
Bazı gazetelerin
"yalan " ya da
"yanlış "ına bir örnek:
"Ergenekon davası, Tuncay Güney'in açıklamalarına dayanıyordu. İfadenin, işkence altında alındığı ortaya çıktığına göre, dava da dayanaksız kaldı" iddiası mevcut.
Oysa soruşturma, Ümraniye'deki gecekondu baskınında ortaya çıkan emekli astsubay Oktay Yıldırım'a ait bombalar üzerine başladı. Oktay Yıldırım ve onunla bağlantılı bir isim, Muzaffer Tekin'de
"Ergenekon ve Lobi" ile ilgili belgelere ulaşınca, savcılık MİT ve Emniyet'ten konu hakkında bilgi istedi. Tuncay Güney'in Emniyet'teki ifadesi ve buna dayanarak MİT'in Genelkurmay'a gönderdiği rapor bu aşamadan sonra ortaya çıktı. Kaldı ki, Tuncay Güney, katıldığı çeşitli tv programlarında, Organize Şube Müdürü Adil Serdar Saçan'ın kendisine işkence yaptığını defalarca tekrarlamakla birlikte, Ergenekon yapılanmasına ait bilgiler vermeye devam etmişti.
Deniz Feneri davasıyla Ergenekon davası arasında paralellik kurmak da, işi sulandırma teşebbüsünün bir parçası. Bir yolsuzluk, suiistimal hikâyesi ile kökü derinlere ve çok imtiyazlı kişiler uzanan, bir yönüyle darbecileri cezalandırmayı, diğer yönüyle de faili meçhul cinayetleri aydınlatmayı amaçlayan bir dava karşılaştırılabilir mi?
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.
Ayrıntılar için lütfen
tıklayın
Yayın tarihi: 17 Nisan 2009, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2009/04/17//haber,73545A42FA2C478A8C9ECA12267B5282.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2009, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.