kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
3 Nisan 2009, Cuma
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
HASAN BÜLENT KAHRAMAN

İki yarılma hattı ve MHP

Seçimlerin ortaya çıkardığı önemli sonuçlardan birine çarşamba günkü yazımda değinmiştim. Bu MHP'nin elde ettiği ve bana kalırsa şaşırtıcı olan sonuçtur . Şaşırtıcı diyorum çünkü genel bir açıdan bakıldığında bu partinin topluma siyaseten önerdiği hemen hemen hiçbir şey yoktur . Bu türden partilere kayan oylar siyaset biliminde tepki oyları diye nitelendirilir. MHP gerçek anlamda bir tepki partisidir. Fakat MHP'nin kendinde biriktirdiği tepkiyi anlamak ise ancak DTP'nin durumunu anlamakla mümkündür.

Gerilim eşikleri ve partiler
Son seçimler Türkiye'de iki önemli yarılma hattının ortaya çıktığını gösteriyor.
Bunların ilki CHP-AKP kutuplaşmasıdır ve bu CHP eliyle laiklik üstünden gelişmektedir . Her ne kadar CHP bu seçimlerde laikliği propaganda malzemesi yapmamışsa da bu partiye benim CHP radikalizmi dediğim yaklaşım çerçevesinde verilen oylar hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak ölçüde bu anlayışa dönüktür.
İkinci önemli yarılma hattı MHPDTP arasında gelişiyor . Bu zıtlaşmanın mayası ulusalcılıktır. Bir tarafta son seçimlerde büsbütün ortaya çıkmış olan Kürt bilinci, diğer tarafta ona tepki olarak kendini gösteren Türk milliyetçiliği. MHP'nin tarihinde ilk defa CHP'nin elinde tuttuğu kıyı şeridinin dışında kalan ve İç Anadolu'ya gelmeden önce bir hat oluşturan yeni belediye başkanlıkları bu anlayışın tam bir göstergesidir. Bu yeni bir sosyolojidir fakat kökeni çok eskilere dayanmaktadır.

Sistem dışı lümpenler
MHP, özellikle 1990'lı yıllarda, yapılan incelemelerin ortaya koyduğu üzere, o dönemin partisi DSP ile yoğun bir taban etkileşimi içindeydi. Her iki parti de büyük kent varoşlarında kalan ve gene entegre olmamış lümpen diye tanımladığım kitleye yönelmişti. Karizmatik lidere, tam bir parti disiplinine, her şeyi yok sayan bir parti özverisine dayanan bu kitleler tepki oylarını söz konusu iki partide bütünleştiriyor, birbirinden de oy alabiliyordu. (Aynı özelliklerin üstelik çok daha şiddetli bir biçimde BBP'de olduğunu genel başkanlarının ölümünden sonra gördük.)
DSP'nin yok olmasından sonra o kitlenin de kaymasıyla MHP şimdi sadece milliyetçilik söylem ve tepkisiyle oy alıyor, aldığı oyları artırıyor. Yerel seçim olduğu için bu defa seçtiği adayların aldığı oylara katkı yaptığı görülse de siyasal proje ve gelecek adına hiçbir şey belirtmeyen bir partiye giden bu oy toplamında Kürt siyasetinin etkisi çok açıktır.

Kürtler ve MHP tepkisi
Burada ilgi çeken şey, MHP'nin İstanbul dışında büyük ve orta ölçekli kentlerde topladığı güçtür. Bunu doğal karşılamak gerekiyor. Bu kentler sanayi altyapısı nedeniyle Doğu ve Güneydoğu Anadolu'dan göç almaktadır. Göçle birlikte bu yerleşim merkezlerine Kürt kimliği aktarılmaktadır. Yanı sıra demografik güçleri nedeniyle göçerler alanlarındaki ekmeğe ortak olmaktadır. Böylece bir yandan Kürt kimliğinin berraklaşması öte yandan ekmeğin bölüşülmesi, gerek doğrudan gerekse dolaylı olarak MHP'yi güçlendirmektedir.
Bu istenmeyecek bir durum olsa bile ortaya çıkmış sonucun temel nedenidir. Şimdi Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde DTP'nin kurduğu kesin hâkimiyet Batı bölgelerindeki tepkiyi artıracaktır. AKP, göçerlerin sistemle bütünleşmesinde çok önemli bir işlev göstermiştir. Fakat bu alttan alta gelişen tepkiyi eritememiştir. Hatta bir dönemde AKP'de de görülen milliyetçi yaklaşım MHP'yi meşrulaştırmış ve ona dönük oy kaymasını hızlandırmıştır. Bu sorunun aşılması ancak Kürt politikasının demokratikleşmesiyle mümkündür.
Öyle anlaşılıyor ki, Türk seçmeninin yüzde 20'lik koyu milliyetçi kesimi bu gücünü korumaktadır. Bu moderniteyle bir noktadan sonra ters düşen bir göstergedir . Onu aşmak sadece Türk siyasetinin değil iç barışın da çok önemli bir sorumluluğudur.


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.

Ayrıntılar için lütfen tıklayın