Seçimin ardından Fazıl Say'ın Deniz Baykal'a mektubunu internette okudum. "Size oy vermedik" diyor başlığında..
"Size verilen yüzde 24 oy, asla 'Size' değildi" diyor.. "Toplandık biz, endişelerimizden ötürü.." Say, seçim üzerine en doğru analizlerden birini yapmış.. "Erdoğan usta bir liderdir. Elindeki bu yüzde 39'u kaybetmeyecektir. Siz gelip yüzde 39'dan fazlasını almadığınız sürece de biz burada boşuna dil döküyor olacağız" diyor ve ne yazık ki, boşuna dil döküyor..
Baykal 1992'de CHP'nin başına geçti. O günden bu yana, yerel, genel 7 seçime girdi. Yedisini de kaybetti.. Dünyanın hangi uygar ülkesinde, 17 yılda yedi seçim kaybeden bir lider partinin başında kalır?.. Örnek var mı?.
Ya onuruyla istifa eder, ya da "Sen bizi iktidara taşıyamayacağını kanıtladın artık" diyen partisi alaşağı eder..
Ama CHP'de ikisi de olmaz..
Baykal, istifa diye bir niyetinin olmadığını yıllardır gösterdi. Fazıl'ın mektubu ve bugüne dek çıkan yığınla köşe yazısı boşuna.. Hocamın kılı kıpırdamaz.. O ana muhalefet liderliğini kabullenmiş. "Küçük olsun, benim olsun" diye partinin başına çöreklenmiş..
Çöreklenirken de tüm önlemleri almış.. Öyle bir tüzük yapmış ki, Baykal tek adam.. Onun istemediği, Kurultay üyesi bile olamaz.. Böylece tamamen kendisine kul, köle bir Kurultay oluşturmuş..
Bu Kurultay onun atadığı parti kurullarını onamakla yetinmiş.. Baykal, partide kendisine muhalif, yarın başkanlık yolunda kendisini tehdit edebilecek kim varsa tasfiye etmiş.. Bu partiyi ileriye götürecek hiç kimseyi içerde bırakmamış..
Bir örnek.. Bir parti düşünün ki, sözüm ona iktidar adayı olsun da, kendi bünyesinden bir Ankara Belediye Başkan adayı çıkaramayıp, yenile yenile başı dönmüş birini son anda transfer edip, onu yarışa soksun..
Adama "Hani senin ülkeyi yönetecek kadroların" demezler mi?.
Ama Baykal'ın Ankara'yı, İstanbul'u almak gibi bir niyeti yok. İki kentten birini CHP'ye getirecek kişinin başına bela olacağını, parti liderliğini eline geçirebileceğini biliyor.. O zaman kaybetmeli..
Kılıçdaroğlu'nu, kazanacağı Ankara yerine kaybedeceğini bile bile İstanbul'a koymasının sebebi o. İstanbul'u kazanabilecek adam, adıyla marka olduğunu kanıtlayan Mustafa Sarıgül.. Ama Baykal, kazanmakla değil, Sarıgül'den kurtulmakla meşgul..
Bu Baykal liderliğinde CHP yedi değil 77 seçime girse kazanamaz.. Son seçim analizlerine bakın. En sıkı iktidar yanlısı yorumcular bile AKP'nin kaybettiğinde birleşiyorlar.
AKP'nin kaybettiğinde ittifak edilen bir seçimi bile kazanamayan CHP'den, köy mü olur, kasaba mı, söyleyin.. Hep bildiğiniz şeyler bunlar, tekrar tekrar niye yazıyorum ki.. Şunun için..
Deniz Baykal'ı ve CHP'yi değiştirmenin imkânı yok.. Kimse abesle iştigal etmesin..
AKP'yi geçmenin yolu, Fazıl haklı, en az Recep Tayyip Erdoğan kadar usta, karizmatik ve genç bir liderle, yüzde 39'dan fazla oy alabilecek bir yeni parti kurmak.. Tepkilerin toplanmasıyla yüzde 24 oy alacak değil, en doğudan en batıya bütün insanlarımıza bu ülkeyi daha iyi yöneteceğini anlatarak ve inandırarak seçim kazanabilecek yeni parti kurmak..
Ötesi boş hayal!..
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.
Ayrıntılar için lütfen
tıklayın
Bugünkü Tüm Yazıları
Bu ülkeye yeni parti gerek!..
Yayın tarihi: 3 Nisan 2009, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2009/04/03//uluc.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2009, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.