AB ülkelerine vize kalktı mı? Hayır! Hâlâ vize kuyrukları, vize memurları, parmak izi, biometrik (her ülke için farklı) fotoğraf ve randevular işkencesini çekmek zorundasınız. Yurtdışına çıkabilmek için sömürge memurları tarafından aşağılanan yerel halk muamelesini de sineye çekmeniz gerek. Meslek sahibi, ünlü, davet almış T.C. vatandaşları, vize alamıyorsa vatandaş ne yapacak?..
Belgesel yönetmeni, yazar Ümit Kıvanç, Taraf gazetesinde 14 Mart'ta yazdığı yazısında geçtiğimiz günlerde Münih'teki Türk Filmleri Festivali'ne gitmeye niyetlendiğini ama konsoloslukta gördüğü muamele üzerine nasıl koşarak kaçtığını anlatmıştı: "Konsoloslukta kurşungeçirmez camın ardındaki memure, bana bir 'merhaba, günaydın' demeden belgeleri aldı, 'Almanya'ya niye gideceksiniz?' diye sordu. Onlara özene bezene bir dilekçe hazırlamıştım, 'Oraya yazmıştım,' dedim. 'Filmim gösterilecek.' Ve ardından, başvurumda Almanya'ya gitmişken iki-üç hafta geçireceğimi belirtmiş olmama rağmen, bu arada başka bir iş çıktığı için çok daha erken döneceğimi söyledim.
Kadının ilk tepkisi, dilekçemi kenara ayırıp, 'O zaman bu geçersiz!' diye kaş çatmak oldu.
Memuremiz, benim orada hangi günler arasında bulunacağımı şimdiden kesinlikle bilmeleri gerektiğini söyledi, 'O zaman bu da geçersiz!' diyerek uçak rezervasyonu tarihlerinin etrafına daireler çizmeye koyuldu. Ardından, 'Filmim şu tarihte gösterilecek, sonra Berlin'e geçeceğim, vesaire,' diye giden açıklamama karşılık, son buluşunu yaptı: 'Ama zaten bu festivale sizi sadece bir haftalığına davet etmişler!' Kalktım, 'Verin pasaportumu!' dedim. Şaşılacak kadar çabuk uzattı." Romancı Ahmet Ümit'in de benzer bir hikâyesi var. Yazar, 2005 yılında bir konferansta konuşma yapmak üzere Hollanda'ya davet edilmiş. Elinde kendisini çağıran Hollandalı vakfın davet mektubu ve konsolosluktan istenen her türlü belge bulunmasına rağmen vize talebi reddedilmiş. "Bu duruma çok sinirlendim," diyor Ümit ve anlatıyor: "Ben kendi keyfim için değil, onların daveti üzerine, zamanımı ayırıp gidiyordum. Red almak utanç verici bir durumdu, 'Ben gelmiyorum,' dedim; büyük bir skandal oldu. Vakıf araya girdi, uzun bir sürenin sonunda bana vize verdiler. Vize uygulaması son derece yanlış. Bizim Avrupalılara karşı uyguladığımız bir vize yok.
Hani nerede dünya vatandaşlığı!" Geçtiğimiz yıl bir grup yazarımız da Almanya sınır kapısında kalmıştı. Frankfurt Kitap Fuarı'nda onur konuğu Türkiye'ydi ve bu nedenle Türkiye'den yüzlerce yazar ve şair fuara gidiyordu. Ama içlerinden bir grup Frankfurt'tan içeri alınmadı.
VİZE UYGULAMASI HUKUKA AYKIRI
Son günlerde her yerde aynı cümle: 'Avrupa Birliği ülkelerine vizesiz gireceğiz!' Ancak bu ifadelere kanıp, bavulunuzu hazırlayıp soluğu havaalanında almaya kalkmayın.
Fazla uzağa gidemezsiniz.
Avrupa Birliği Adalet Divanı'nın, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının AB ülkelerinde serbest dolaşım hakkına sahip olduğu kararı gerçek olmasına gerçek ama bu karar, vize işkencesi çekmeden, elimizi kolumuzu sallayarak Avrupa ülkelerine gidebileceğimiz anlamına gelmiyor. Çünkü, öncelikle Adalet Divanı'nın bu kararı, vize uygulamasının kaldırılması için yeterli değil.
Tüm bunlar, vize uygulamasının bir 'yasal zemini' olmadan haksız yere uygulandığını gösteriyor. Yani Avrupa Birliği üyesi ülkeler, kendi üst yasalarına aykırı hareket ederek bir kısıtlama getirmiş oluyorlar.
Yayın tarihi: 22 Mart 2009, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2009/03/22/pz/haber,22ACDFE9BAD04E648188677140E2D2D0.html
Tüm hakları saklıdır.