kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
22 Mart 2009, Pazar
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
EMRE AKÖZ

Müslüman Türk evladını birayla kim tanıştırdı?

Sponsorluğunu, 40'ıncı yaş gününü kutlayan Efes Pilsen'in yaptığı Osmanlı'dan Cumhuriyet'e, Biraya Dair adlı sergi, cuma akşamı İstanbul Galatasaray'daki Garajİstanbul'da açıldı.
Şişeler, etiketler, ilanlar, fotoğraflar, belgeler: Sergideki malzeme, 'müthiş' koleksiyoncu Mert Sandalcı'ya ait.
'Müthiş' diyorum çünkü Sandalcı, 19 Nisan'dan sonra Ankara ve İzmir'i de ziyaret edecek olan sergideki parçaları 20 yıldır topluyor. (Sabra bakar mısınız!)
Koleksiyonun öyküsü, bir Çukurcuma antikacısında gördüğü eski bira şişesiyle başlıyor. Sadece, Üsküdar'dan Trabzon'a, yurdun dört bir yanından alınan parçalarla değil, internetteki müzayede sitesi 'e-bay'deki kıran kırana geçen artırmalarla da devam ediyor.
Mert Sandalcı'nın elindeki birayla ilgili en eski parça 1840 tarihli. Çünkü bira Osmanlı'da ilk kez o yıl şişeleniyor.
Bu tarihte iki önemli bira olayı var: İlki İstanbul'da İsveçli Bomonti Kardeşler'in bir bira fabrikası açmaları.
Diğeri de İzmir'de Anatoli Prokopp'un birayı şişelemesi. Sandalcı'nın ifadesine göre, bu girişim öyle hoşa gitmiş ki "Ey Anatoli Prokopp, sen ne büyük insansın ki Müslüman Türk evladına birayı tattırdın" demişler! (Radikal Cumartesi)
Biz rakıda olduğu gibi bira konusunda da 'tutucu' bir milletiz. Uzun yıllar birkaç rakı ve birayla idare ettik. "Yok mu bunun başka türlüsü" demedik. Halbuki her iki içkinin de envai çeşidini üretmek mümkün.
Mesela ben isli/füme yiyecek ve içecekleri severim: İsli peynir, füme et, (tütünü bırakmadan önce) is kokulu pipo tütünü gibi.
(Başbakan ile sohbet ederken Talisker adlı isli malt viskiden içmem nasıl da bir sosyal vakaya dönüşmüştü!)
İbişgiller ağızlarına doladı diye fümelerden vazgeçecek değiliz elbette: Geçenlerde yeni ithal edilen isli Alman birası Schlenkerla'dan içtim. Pek güzeldi.
(Ben hata yaptım, yanında tavuk kanadı yedim ama sanırım Frankfurter tipi sosisle daha iyi gider.)
Ancak böyle 'sert' biralar Türkiye'de üretilmiyor. Efes'in 'Dark' adlı koyu birası var, güzel, karamelize ama yetmiyor. ('Dark Brown' ise uzak dursun.) Taps'in biraları da her yerde bulunmuyor.
Bira deyip geçmeyin. İnsanlığın en eski içkisidir. Mezopotamya'da icat edildiği tahmin ediliyor. 6 bin yıldan öteye uzanan köklü bir geçmişi var.
Altı Bardakta Dünya Tarihi adlı şahane kitabın yazarı Tom Standage, bilinen en eski yazılı tarifin biraya ilişkin olduğunu söyler. Milattan önce 3200'e tarihlenen bir çiviyazısıdır bu. (Merkez/Turkuvaz Kitaplar)
Yakın zamanlara gelirsek: Mesela Atatürk'ün hep rakısından söz edilir ama birası es geçilir. Akşam olmadan rakıya başlamayan Atatürk, sıcak öğleden sonraları bir iki bardak bira içerdi. Manevi kızı Ülkü ile birlikte, çok hoş 'biralı' fotoğrafları bulunur.
O dönemde bir de Bomonti Bira Fabrikası Olayı vardır ki şimdi burada ayrıntılarıyla yazsam, "vay sen yine mi cumhuriyet düşmanlığı yapıyorsun" diyen bir deli çıkabilir.
Neyse... Sevseniz de, sevmeseniz de, ağzınıza koymasanız da Biraya Dair sergisini gezin. Orada yalnızca bira çevresinde oluşan kültürün zenginliğine değil, 19'dan 20'nci yüzyıla, OsmanlıTürk modernleşmesine de şahit olacaksınız.


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.

Ayrıntılar için lütfen tıklayın