Dünkü Sabah'ın manşetinde de okudunuz. İzmir İl Genel Meclisi
"Evrenpaşa" okulunun adının değiştirilmesi için karar almış.
Konuyla ilgili görüşü alınan eski Cumhurbaşkanı Kenan Evren de,
"Kendileri koydular, kendileri kaldırıyorlar" demiş.
Habere göre
Türkiye'de 20 okulun adı
"Kenan Evren", altı okulun adı da
"Evrenpaşa "ymış.
Kendisine sorulmadan adı okullara verilen Kenan Evren bu adların sonsuza kadar korunamayacağını belli ki tahmin ediyordu.
Çünkü bu coğrafyada değişen dönemlere göre her şeyin ve herkesin isimleri de değişir.
Bakın şu İstanbul'a mesela.
"Beyazıt Meydanı" nasıl
"Hürriyet Meydanı", "İnönü Stadyum "u da nasıl
"Mithat Paşa Stadyumu" olmuştu mesela.
Prof. Sencer Divitçioğlu'nun yaşadığı yıllarda Karadeniz kıyısındaki köyün adı
"Podima"ydı. Geçenlerde baktım ki artık orası
"Yalıköy" olmuş. Bizim Bodrum'da yazları geçirdiğimiz eski
"Farilya"nın adı şimdi
"Gündoğan"dır...
Ayşe Hür'ün anlattığı Geçenlerde Taraf'ta Ayşe Hür
"Tez zamanda yer isimleri değiştirile" başlığı altında, bu konunun özet dökümünü yapmıştı.
Örneğin Enver Paşa 1915'te bir emirname ile
"Osmanlı topraklarında Ermenice, Rumca ve Bulgarca dillerden olan il, ilçe, köy, dağ ve nehir adlarının Türkçe'ye tahvili"ni istemiş.. Bu emirname 15 Haziran 1916'da kaldırılıncaya kadar çok sayıda köy ve kasaba ismi Türkçeleştirilmiş... Mesela Dersim'deki Kızılkilise
"Nazimiye", Muğla'daki Megri
"Fethiye", Hüdavendigâr'daki (1918'de Bursa oldu) Atranos
" Orhanili", yine Bursa'daki Mihaliç
"Karacabey", İzmir'deki Ayasluğ
"Selçuk" olmuş.
Bu yer isimlerinin değiştirilmesi için, bunların mutlaka eski Anadolu uygarlıklarına ait olmaları gerekmez.
İdam ettiğimiz Adnan Menderes'in adını İzmir Havalimanı'na vererek kendimizce tarihten özür dilediğimiz de olmuştur.
İsim değişikliklerinin dalga halinde gelmesi de ille Kurtuluş Savaşı sonrasına rastlamaz.
Makriköy'den Bakırköy'e Örneğin Kurtuluş savaşı ertesinde Van'daki Müküs
"Bahçesaray", Ankara'daki İstanos (Zir)
"Yenikent" olmuş... 1923'te İzmit ilinin adı
"Kocaeli"ne, 1924'te Kırkkilise'nin adı
"Kırklareli"ne, 1927'de de Bozok'un adı
"Yozgat"a çevrilmiş.
Bu arada Makriköy'ün
"Bakırköy", Ayastefanos'un
"Yeşilköy", İmroz'un
"Gökçeada" olduğunu orta yaşın üzerindekiler hatırlar...
Ayşe Hür yazısında şu bilgileri de vermişti:
"1934-36 arasında Halkevleri yurt çapında 834 köye Türkçe isimler verdi.
1935'te binlerce yıllık
'Dersim' Tunceli yapıldı. 1937'de Mamuretülaziz'e bizzat Mustafa Kemal tarafından
'bereket-bolluk' anlamına
'El'azık' denildi, sonra Elazığ'a çevrildi. 1939'da Sancak'ın adı
'Hattai' ve
'Karay' adlarının karışımından oluşan Hatay'a çevrildi."
28 bin yeni isim Daha sonra Demokrat Parti döneminde 1956'da kurulan
"Ad Değiştirme İhtisas Komisyonu" da 1978'e kadar yaklaşık 75 bin yerleşme adını incelemiş ve bunlardan 28 bin kadarı değiştirilmiş...
Bizlerin isim verirken neleri dikkate aldığımız konusunda bir de tarihi fıkra vardır.
Buna göre Orta Asya'dan Anadolu'ya at sırtında gelen atalarımız Ege kıyısında denize ip sarkıtmış Rumları görünce
"Ne yapıyorsunuz" diye sormuşlar. Rumlar da
"Olta ile balık tutuyoruz" diyerek, tuttukları balıkları da
"Bu orfoz, bu lağos" diye tanıtmışlar.
Türkmenler de Karadeniz kıyısına gelince balık tutmayı denemişler. İlk tuttukları balığa
"Kılıç" ikincisine de
"Kalkan" demişler.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.
Ayrıntılar için lütfen
tıklayın
Yayın tarihi: 6 Mart 2009, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2009/03/06//barlas.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2009, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.