"Slumdog Millionaire" filminin 8 dalda birden Oscar kazanması Hintliler'i hiç ama hiç sevindirmedi. Tam tersine 1.2 milyar nüfuslu bu Asya devi dün gün boyunca öfke ve hüzün duyguları arasında yalpalayıp durdu. Aslında filmin adı bile Hintliler'in, batılıları şaşırtan bu tepkisinin nedenini anlatmaya yetiyor. "Slumdog Millionaire"i, aşağıyukarı "Milyoner varoş köpeği" diye çevirebiliriz. Bu sözcükler Batı dillerinde bulunan
"Köpek hayatı" deyimine gönderme yapıyor. "Köpek hayatı" ise yoksul, sefil, rezil bir yaşam sürmek anlamına geliyor.
Hintliler'in öfkesinin püf noktası da bu: Film bir büyüyü bozuyor. Bir balonu patlatıyor. "21'inci yüzyılın yükselen gücü", "Küresel ekonominin yeni devi" gibi övgülerle-öngörülerle parlatılıp cilalanan Hindistan'ın gözlerden kaçan veya kaçırılan yüzüne projektör tutuyor. O yüzde yoksulluk var. Anlatmaya sözcüklerin yetersiz kaldığı, rakamlara sığmayan mutlak bir yoksulluk var.
Onurla ambalajlanan sefalet Filme mekân olan Mumbai'nin (Eski adı Bombay) 19 milyon nüfusunun üçte ikisi, "Asya'nın en büyük varoşu" olarak gösterilen uçsuz-bucaksız bir alana yayılmış gecekondularda, lağımların, çöp yığınlarının, açık hava tuvaletlerinin ortasında sokak köpeği hayatı yaşıyor. 1.2 milyar Hintli'nin en az 400 milyonu da Mumbai'nin mutlak yoksullarının kaderini paylaşıyor.
"Slumdog Millionaire"in bu tabloyu tüm dünyanın gözleri önüne sermesi ve bu misyonunun sekiz Oscar'la ödüllendirilmesi, Hintliler'in ulusal onurlarını incitti. Hintli olmanın gururunun yerini insanlık dışı sefaletin ve rezilliğin utancı aldı. Ve de öfkesi.
Hindistan'ın birçok kentinde düzenlenen protesto gösterilerinde, kalabalıklar "Biz köpek değiliz" pankartlarıyla yürüdüler. Hatta iş Hint sinema sanayiinin (Bollywood) bir grup çalışanının filmin yapımcılarına karşı "Hakaret" davası açılması talebinin bir yargıç tarafından uygun bulunmasına kadar vardı.
Sadece toplumun çok geniş bir kesimini etkileyen milliyetçiler-ulusalcılar değil, sağduyuları ile tanınan Hintli aydınlar da neredeyse tek vücut olarak filmi top ateşine tutuyorlar. Kimine göre bu film, "Yoksulluğun pornografisi"ni yapıyor. Kimileri filmde Hintliler'in acımasız, ilkesiz, omurgasız, birkaç rupi için takla atan insanlar olarak gösterildiğini iddia ediyorlar ve ekliyorlar: Hinduizm'in, Budizm'in beşiği için bundan daha ağır bir hakaret olamaz!
'Geceyarısı Ekspresi' gibi Ulusal onurları ile bugüne kadar görmezden gelinen gerçekler arasında sıkışan bu aydınlar çırpındıkları çelişki yumağını çözmek için şu tür gerekçelerin ardına sığınıyorlar: "Bu filmle Hindistan'a bel altından vurmaya kalkışılıyor. İyi ama en gelişmiş, en zengin ülkelerde bile yoksulluk sınırı altında yaşayanlar yok mu?" (Hint sinemasının en ünlü aktörlerinden Amitab Başanan)
Bize hiç de yabancı olmayan tipik Asyalı refleksi bu. Sorunun özüne inmek yerine, bahanelerle üstünü örtmeye çalışmak. Bu şekilde vicdanını rahatlatmak. Bize hiç de yabancı değil; çünkü, örneğin ulusal belleğimizin bir yerlerinde olanca tazeliğiyle duran ve ne zaman konusu açılsa toplumumuzun ciddi bir kesimini öfkeyle yerinden zıplatan
"Geceyarısı Ekspresi" filmi kazara Oscar ödülü kazansaydı, herhalde aynı refleksi gösterecektik : "Kötü cezaevleri, parmaklıklar ardında işkence Batı ülkelerinde de yok mu?" Bir dizi de emsal sayacaktık: Fransa'daki cezaevlerinde intiharlara yol açan kötü muameleler, ABD cezaevlerindeki gaddar gardiyanlar gibi...
Ama ne yazık ki, bu tür gerekçeler, mazeretler, "Aynayı bir de kendinize tutun" babalanmaları gerçekleri gizleyemiyor.
Hindistan için gerçek şu: Milyonlar, on milyonlar, yüz milyonlar sokak köpeği hayatı yaşıyor. Hindistan'ın bağımsızlığından bu yana, 60 yıldır gelip geçen tüm hükümetler bu utancın vebalini taşıyor.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.
Ayrıntılar için lütfen
tıklayın
Yayın tarihi: 24 Şubat 2009, Salı
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2009/02/24//safak.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2009, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.