Ajanslar iki gün önce küçücük bir haber geçti: Avrupa Gazeteciler Cemiyeti, 5 yıl önce açtığı Türkiye şubesini kapatıyor. Gerekçe? "Türkiye'nin AB sürecinden uzaklaşmış olması..." Hayır; Avrupa başkentlerinin iddia ettikleri gibi
Türkiye, ne AB hedefinden vazgeçti, ne de AB sürecinden uzaklaştı.
Vazgeçmedi; çünkü AB'ye tam üyelik
Türkiye'nin değişmez, mermere kazılmış devlet politikası.
Uzaklaşmadı; çünkü ağıraksak da olsa müzakereler sürüyor ve üyeliğe ulaşmak için aşağıyukarı herkesin uzlaştığı bir tarih var: 2015-2020 arasında bir yıl.
Ancak daha ciddi, daha can sıkıcı bir gelişme meydana geldi: Türk halkında AB'den soğuma, o nedenle de duygusal olarak uzaklaşma başladı. Brüksel'in bezdirme politikaları yüzünden.
Samimiyet testi AB yetkilileri bu görüşleri reddediyor,
Türkiye'nin diğer adaylarla eşit muamele gördüğünü iddia ediyorlar.
İşte şimdi onlara bu iddialarını kanıtlama, "Samimiyet testi"nden geçme fırsatı doğdu.
üç "Gariban" TIR şoförünün merkezi Lüksemburg'da bulunan AB'nin en yüksek yargı organı olan Avrupa Adalet Divanı'nda yıllardır sürdürdükleri hukuk mücadelesi, Türkiye açısından tam bir zaferle sonuçlandı. Mahkeme, Türk işadamları ve serbest meslek sahiplerinden (Hizmet sektörü mensuplarından) Avrupa'ya girişlerinde vize talep edilemeyeceğine, bunun da vize muafiyeti anlamına geldiğine hükmetti. Karar
Türkiye ile AB arasında geçiş dönemi ilişkilerini düzenleyen, 23 Kasım 1970 tarihli "Katma Protokol"ün 36 ve 41'inci maddelerine dayandırıldı.
Gerçekten de anlaşmanın 36'ncı maddesinde "
Türkiye ile Topluluk (Not: Daha sonra "Birlik" oldu) üyesi devletler arasında işçilerin serbest dolaşımı, bu anlaşmanın yürürlüğe girişinden sonraki 12'nci yılın sonu ile 22'nci yılın sonu arasında kademeli olarak gerçekleştirilecektir" deniliyor. Katma Protokol, 1973 başında yürürlüğe girdiğine göre, en geç 1995'te serbest dolaşımın hayata geçirilmesi gerekiyordu.
Kararda atıf yapılan Katma Protokol'ün 41'inci maddesinin ilk fıkrasında ise, "Âkit taraflar, aralarında, yerleşme hakkı ve hizmetlerin serbest edinimine yeni kısıtlamalar koymaktan sakınırlar."
Top artık Komisyon'da Avrupa Adalet Divanı'nın kararı AB'nin tüm üyeleri için bağlayıcı. Bunu sağlamak, yani 27 ülkenin 27'sinde de yürürlüğe koydurmak AB Komisyonu'nun görevi.
Adalet Divanı, hukukun üstünlüğünü herkese bir kez daha hatırlatan kararıyla "Lüksemburg'da hâkimler var" dedirtti. Bakalım, "Brüksel'de de adil hukukçular var" diyebilecek miyiz? Daha da önemlisi bu süreci tetikleyen
Almanya kararı saygıyla karşılayıp, 18'inci yüzyılda Büyük Frederic'i mahkemede mahkûm ettiren çiftçinin "Berlin'de hâkimler var" güvencesini üç yüz yıl sonra tazeleyebilecek mi?
Hep birlikte göreceğiz...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.
Ayrıntılar için lütfen
tıklayın
Yayın tarihi: 20 Şubat 2009, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2009/02/20//haber,3D62C53D94A64B73B1E8630657785272.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2009, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.