Giriş Saati : 09.02.2009 15:38 Güncelleme : 09.02.2009 19:38
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, IMF ile anlaşmaya ilişkin, ''Ülkemin menfaatlerini elde etmediğimiz sürece kusura bakmayın biz imzayı atmayız'' dedi.
Başbakan Erdoğan, İstanbul Ticaret Odası (İTO), KOSGEB ve Referans gazetesinin iş birliğiyle düzenlenen ''4. Başarılı KOBİ Yarışması''nın ödül töreninde yaptığı konuşmada, Türkiye'deki hiçbir kesimin boşluğa düşmesine ve yapılan eleştirilerden dolayı hakarete uğramasına asla müsaade edemeyeceğini ve müsamaha gösteremeyeceğini ifade etti.
Erdoğan, ''Esnafımızın bir derdi, bir sıkıntısı mı var, istiyorum ki biz bunu birlikte görüşelim, bizzat ben ya da ilgili arkadaşlarım bunu dinleriz. Biz bunları da yapıyoruz. Ortak çözümler üretmenin gayreti içerisinde oluruz. KOBİ'lemizin derdi, sıkıntısı mı var, bunu ilgiyle dinleriz, görüşürüz, konuşuruz ve ortak çözümler üretiriz. Sanayicimiz, çalışanımız bir sıkıntıyla mı karşı karşıya, oturur bunları da ortak çözümle çözüme kavuştururuz. 6 yıldır yaptığımız budur aslında. Bundan sonra da biz bu siyaset tarzından asla taviz vermeyeceğiz'' diye konuştu.
Krizin sinyallerini almaya başladıkları andan itibaren gelişmelerin takipçisi olduklarını belirten Erdoğan, ''Merkez Bankamız, Hazinemiz, Maliyemiz, ekonomiyle ilgili tüm bakanlarım, tüm bürokrat arkadaşlarım gelişmeleri an be an takip ettiler'' dedi.
Erdoğan, bugüne kadar yaklaşık 30 ayrı önlemi uygulamaya koyduklarını, bu önlemler arasında ihracatı koruma, sanayici ve sanayiyi koruma ile KOBİ'leri, çalışanları korumanın bulunduğunu ifade etti.
EKONOMİK SOSYAL KONSEY TOPLANTISI
''Tüm bu tedbirler sonucu sadece 2008'in son 6 ayında piyasaya bütçe kaynaklarından 10 milyar TL enjekte ettik'' diyen Erdoğan, ilgili kesimlerle sürekli iletişim ve istişare içinde olduklarını, reel kesimin, çalışan kesimin temsilcileriyle görüştüklerini bildirdi.
Erdoğan, Perşembe günü Ekonomik ve Sosyal Konseyi toplayıp değişik kesimlerin temsilcileriyle istihdam konusunu masaya yatırdıklarını dile getirerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Bu toplantıda icracı bakan arkadaşlarımın tamamı da benimle beraber bulundular. Birlikte bu çalışmayı yaptık ve üstelik ulusal sınırlara takılıp kalmadık. G20 Zirvesi aracılığıyla girişimlerimiz oldu. IMF ile görüşmelerimiz devam ediyor. Başta Hindistan olmak üzere gittiğimiz ülkelerde, bize gelen ülke liderleriyle her fırsatta küresel krizi masaya yatırdık. Burada bir gerçeği vurgulamam lazım. Hala bakıyorsunuz birileri çıkıyor şunu kullanıyor: 'Efendim IMF ile niçin anlaşma bitirilmedi?' Ülkemin menfaatlerini elde etmediğimiz sürece kusura bakmayın biz imzayı atmayız. Ülkemin menfaatleri elde edilecek ondan sonra oraya biz imzayı atarız.''
''Bundan önce olduğu gibi 'IMF ile imzayı attın mı attın' yok öyle bir şey. Bu karşılıklı bir menfaat esasına dayalı bir protokoldur, bir anlaşmadır'' diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Kaldı ki biz IMF'nin ortağıyız. IMF niçin var? IMF, bu tür kriz anlarında veyahut da krize giren ülkelerle ilgili, onları rahatlatabilmek için kurulmuş olan bir kuruluştur. Bu kuruluş böyle bir anda beni çok daha sıkıntıya sokacak, önüme bir sözleşme veya protokol getiriyorsa biz bunu imzalamayız. Ben bunu birinci adamlarına da söyledim. Yanındakilere de söyledim. En son Davos'ta ikinci adamına da bunu yine söyledim. Bundan sonraki süreçte de yaklaşımımız zaten budur. Eğer dedim 'bu şekilde bunu yapacaksak yapalım ama siz her görüşmede bizim önümüze yeni bir madde getirirseniz, kusura bakmayın biz sizinle bunu imzalayamayız.' Benim bu duruşumdan rahatsız olanlar var. Niçin? Alışmışlar bu tür şeylere. Her yiğidin yoğurt yiyişi farklıdır. Sen öyle yiyorsun ben böyle yiyorum, ne yapalım?''