Kürtçe TV yayınına başlayan TRT'nin genel müdürü İbrahim Şahin: Bu kanal Güneydoğu halkı için ihtiyaçtı. Tek kelime Türkçe bilmeyen kadınlar vardı. Kürtçe yasağı doğruyu inkâr olur..
Bu haftaki röportaj konuğum TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin. Konu malum; TRT Şeş. 2009'un ilk gününde yayına başlayan Kürtçe TV, Kürt sorununda bir kırılma noktası. Bunu TRT'nin yapmasının önemi ise daha büyük. Çünkü bundan birkaç yıl öncesine, 1990'lı yıllara kadar Kürtçe konuşmak hapislikti. Bu kanal, Kürtçenin resmi kabulüdür. Üstat Hasan Cemal'in deyimiyle "Artık Kürt de var, Kürtçe de... İnkâr politikası iflas etti." Tabii ki bu kanalın açılmasında en büyük pay İbrahim Şahin'e ait. Bu çabanın altında, uzun yıllar Güneydoğu'da kaymakam olarak görev yapması nedeniyle bölgeyi tanıması yatıyor. Şahin, 14 yıl sürdürdüğü kaymakamlıktan sonra İçişleri Bakanlığı Hukuk Müşavirliği, ardından PTT Genel Müdürlüğü yaptı. Bir de çok iyi piyano çalıyor. Nereden diye sorduğumda "İngiltere'de görev yaptığım günlerde öğrendim" diyor...
* TRT Şeş'e ilgi nasıl? Halk, bölücü yayın yapan Kürtçe kanalların bulunduğu uydudan, TRT 6'nın yer aldığı Türksat uydusuna döndürmek için çanak anten satanların önünde kuyruk oluşturuyormuş. Hatta kuyrukta üşümeyelim diye adresini bırakıp gidiyorlarmış.
* Riskli değil miydi? Hem de çok. Eskiden beri korku vardı insanların içinde "Acaba bir sıkıntı olur mu" diye. Türk milleti olarak bu kanalla, bu korkuyu çok rahat aştık. Bu önemli. Çünkü sürekli bir direnç vardı. Kabul edilmez bir tutummuş gibi algılanıyordu. Ama sonuçta açıldı ve gördüğünüz gibi dünyanın sonu gelmedi. İnsanlar yeni bir kanala kendi ana dillerinden hem de TRT'de, yani devlet eliyle ulaşıyor. Bu çok önemli. Güneydoğu'da ilk televizyon geldiği dönemdeki gibi bir yapı oluşmuş; Türksat uydusu olanlara komşuları aile oturmalarına gidiyor.
* Kürtçe bundan birkaç yıl öncesine kadar yasaklı bir dildi... Hatta "Böyle bir dil yoktur" deniliyordu... Bu dili yok saymak mümkün değil. Görmezden gelebilirsiniz ama yok sayamazsınız. Doğruyu inkâr olur.
* Yıllarca o bölgede görev yaptınız. Bu kanal Kürtler için ne ifade ediyor? Onlar için ihtiyaçtı. Çünkü devlet olarak gerek Osmanlı döneminde, gerekse cumhuriyet kurulduğundan bu yana Türkçeyi öğretmemişsek ve kendi anadillerinde konuşmayı da yasak ediyorsak, kanaatimce bu Kürt kökenlilere eziyetten başka bir şey değil. Oradaki insanlar tek bir bayrak altında yaşamak istiyor. Kanalı İstiklal Marşı'yla açtık. Kürtçe anadilleri. Bundan daha kutsal bir şey olabilir mi? Biri bize Türkçeyi yasaklasa ne kadar eziyet olur düşünsenize. Bu kanal birlikte yaşamı pekiştirecek. Kanal milli birlik için çimento görevi görürse bundan daha büyük mutluluk olabilir mi bir bürokrat için?
* Karşıt tepkiler nasıl? Böyle bir kanalın farklı bir milletin oluşmasına götüreceği ve ileride bölünür korkusu vardı. Bu nedenle kanun değişimine karşı duranlar oldu. Bir de ellerindeki malzemelerin alınacağı korkusunu yaşayanlar vardı. Bizi eleştirenler madem ki düne kadar başarılıydı, o insanlara Türkçe öğretselerdi. Ama bu biz bu kanalı kurduk, artık onlar Türkçe öğrenmeyecek anlamına gelmiyor. O insanlar şimdi daha çok Türkçe öğrenecek, çünkü birbirimizle daha çok kucaklaşacağız. Kendi anadillerinden televizyon veya radyo imkânı sunarsan devlete daha bağlı kalırlar. Ya oralarda tek kelime Türkçe bilmeyen kadınlar var. Hakkâri'nin uç köylerindeki evlerde farklı devlet liderlerinin fotoğraflarının olduğu söylenir; bu kötü niyetle olduğu için değil. Kürtçe bazı kanallarda bunu görüyorlar. Bu çok acı. Rusya bile Kürtçe televizyon kurdu. Korkularla bir yere varılmaz, ortak nokta bulmamız var.