Giriş Saati : 05.01.2009 18:14 Güncelleme : 05.01.2009 21:14
Ulusal Verem Savaş Dernekleri Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Zeki Kılıçarslan, hapishanelerin verem hastalığı konusunda önemli yerler olduğunu söyleyerek, "Buralarda tüberküloz ile mücadele ciddi bir sorun. Nakillerde, hastaların tedavisinde değişiklikler olabiliyor. Nakil olan hastalar yeterince takip edilemiyor. Hapishanelerdeki tüberkülozla mücadele konusunda bir çalışma grubu oluşturulması gerekir" dedi.
Verem Savaş Dernekleri Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Zeki Kılıçarslan, ANKA'ya yaptığı açıklamada, cezaevlerinin tüberkülozla mücadele için tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de önemli yerler olduğunu söyleyerek, "Buralarda tüberküloz ile mücadele ciddi bir sorun" dedi. Hapishanelerdeki tüberkülozla mücadele konusunda Sağlık Bakanlığı ile Adalet Bakanlığı arasında bir protokol olduğunu belirten Prof. Dr. Kılıçarslan, "Bu protokolün tam olarak uygulanması gerekiyor. Bunda eksiklikler oluyor. Nakillerde hastaların tedavisinde değişiklikler olabiliyor. Nakil olan hastalar yeterince takip edilemiyor. Hapishanelerdeki tüberkülozla mücadele konusunda bir çalışma grubu oluşturulması gerekir" diye konuştu. EKONOMİK KRİZ VEREMİ ARTTIRACAK MI?
Prof. Dr. Kılıçarslan, yaşanan ekonomik kriz nedeniyle verem sayısında artış yaşanabileceğine dikkati çekti. IMF politikalarının sürekli olarak uygulandığı yerlerde verem sayısında artış yaşandığının bilimsel verilerle kanıtlandığını ifade eden Prof. Dr. Kılıçarslan, "Sağlık harcamalarında kısıtlamaya gidiliyor. Kriz koşullarında ekonomik koşulların kötüleştiği zamanlarda verem artar" dedi. Prof. Dr. Zeki Kılıçarslan şunları söyledi:
"Çünkü kalabalık yaşam artar ve yetersiz beslenme artar, evlerin kalitesi düşer. Hastalıkların teşhisi gecikir, tedavide aksaklıklar yaşanır. Dolayısıyla tüberküloz artar. Bu nedenle önümüzdeki dönemdeki beklenen işsizlik ve yoksulluktaki artışla verem sayısında da artış yaşanabilir."
AİLE HEKİMLİĞİNE GEÇİLDİ, DİSPANSERLERDE DOKTOR KALMADI
Prof. Dr. Kılıçarslan, bazı illerde aile hekimliğine geçişin oralarda verem savaşla mücadelede belirsizliğe yoş açtığını söyleyerek, "Aile hekimliğine geçilen illerde veremle mücadelenin nasıl yürütüleceği konusunda bir netlik yok. Aile hekimliğine geçilen bazı yerlerdeki verem savaş dispanserlerinde doktor kalmamış durumda. Sanki verem savaş dispanserleri kalkacakmış gibi bir şey var" dedi. Prof. Dr. Kılıçarslan, verem savaşla mücadelenin zayıflamaması için belirsizliğin giderilerek, uygun politikalar üretilmesi gerektiğini savundu. VEREM SAYISINDA DÜŞÜŞ YOK
Verem Savaş Dernekleri Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Zeki Kılıçarslan, verem sayısında herhangi bir düşüş yaşanmadığını ifade ederek "Sayılar aynı düzeyde kalıyor. 2050 yılında veremin milyonda bire düşürülmesi lazım. Şu anda yüz binde 25. Umarız Doğrudan Gözetim Tedavisi ile bu sayı düşecek" dedi. Prof. Dr. Kılıçarslan şöyle devam etti:
"Dirençli tübeküloz konusu da oldukça ciddi bir sorun. Dirençli hastaların teşhisi, tedavisi ve takibi için ilgili bilim insanları ve Sağlık Bakanlığı'nın taraflarıyla özel bir kılavuz hazırlanarak, politika belirlenmesi lazım. Böyle bir çalışma yapılması gerekiyor bu konuda. Öte yandan bakanlığın Doğrudan Gözetim Tedavisini de oldukça olumlu buluyoruz. Ama bunun tam anlamıyla, kaliteli bir şekilde uygulanması gerekiyor. Bazı yerlerde bu iş biraz kağıt üzerinde kalabiliyor. Verem savaşla mücadelede doğrudan gözetimli tedavinin yapıldığı yerlerin, ne ölçüde yapılıp yapılmadığı konusunda denetlenmesi gerekiyor." (ANKA)