kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
22 Aralık 2008, Pazartesi
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat
Azeri işadamı Mübariz Mansimov, 13 yıldır İstanbul’da yaşıyor. Türk vatandaşı olduktan sonra bu yıl şirket merkezini de İstanbul’a taşıdı

Kızdım ve Bugatti'yi gönderdim

ŞELALE KADAK
ŞELALE KADAK
22.12.2008
Milyarder işadamı Mansimov, fazla ilgiden rahatsızlık duyunca pahalı otolarını Bakü ve Londra'ya gönderdiğini; kardeşi Marif, Bugatti alınca da kızdığını söyledi ve "Otomobil tutkum var evet ama ne var bunda. Çalıştım aldım. Aslında Türkiye'nin gurur duyması lazımdı" dedi..
Gemi filosuyla dünyanın ilk büyük 5 şirketi arasında yer alan ve tonajda ise dünyanın en büyüğü olan milyarder Azeri işadamı Mübariz Mansimov'un krize rağmen büyüme planlarını dün bu sayfalarda okudunuz. 125'i kendine ait yaklaşık 270 gemi ile petrol taşımacılığının büyük bir bölümünü kontrol eden Mansimov adeta gücüne güç katmaya devam ediyor. Bugün söyleşiye kaldığımız yerden devam ve ediyoruz. Pahalı otomobilleriyle gündeme gelen Mansimov'u biraz daha yakından tanıyoruz.

* Medyada yer almaktan rahatsız olduğunuzu söylediniz. Ama işte Maybach 62, Rolls Royce Phantom, Bentley Sport Coupe, Bugatti gibi pahalı otomobillere meraklı olunca da merak uyandırdınız...
Kesinlikle yalan.

PARASINI NEREYE HARCASIN PEKİ
* Kapının önünde son derece şık bir Bugatti duruyor şu anda ama!
O benim değil. Kardeşim Marif'in. Tamam lüks otomobillerim var ama düşkünlüğüm yok, zaten gazeteler yazınca onu da bıraktım. Hepsini Azerbaycan'a ve Londra'ya gönderdim. Kardeşime de çok kızdım "Niye aldın" diye. O biraz benden beter araba düşkünü. İngiltere'de büyüdü, eğitimini orada aldı. Türkiye'nin de orası gibi olduğunu düşünüyor. Öyle değil işte. O alıyor, "Mübariz aldı" diye çıkıyor. Ben binmem ki. Ben eski bir Range Rover'a biniyorum.

* Sırf rahatsız oldunuz diye otomobil aşkından vazgeçtiniz yani...
Aslında şöyle söyleyeyim. Otomobil tutkum var evet ama ne var bunda? Hırsızlık mı yaptım. Çalıştım da aldım. Aslında Türkiye'nin bundan dolayı gurur duyması lazımdı. Bu bir prestij. Bugatti denen o otomobilden dünyada iki tane var ve biri Türkiye'de. Çocuk şimdi korkudan kullanamıyor. Kardeşim hava kararınca kullanıp eve gidiyor. Genç çocuk. Bekâr çocuk. Parasını bir yere harcaması lazım. Araba tutkusu varsa araba toparlayacak. Kadın değil ki ayakkabı, mücevher alsın. Bizim tek alabileceğimiz şey otomobil ya da saat. Görüyorum zaten av ya da silah da hanımların hoşuna gitmiyor.

* Peki başka hobiniz yok mu?
Eski kılıç koleksiyonum var. Dünyadaki en iyi koleksiyon bende. Bir de saat seviyorum, koleksiyonum var.

* Patek Philippe falan mı?
Ondan da iyileri var.

* Çok yardımseversiniz Türkiye'de. Bu yardımseverliğin sebebi iyi ilişkiler kurmak mı, iyi bir vatandaş olmak mı? İçinizden geldiği için mi?
Açık açık söyleyin, ticari mi yapıyorum diye soruyorsunuz? (Gülüşmeler) Ben ne kazanırsam kazanayım yüzde 10'unu sadece Türkiye'de değil dünyanın her yerinde hayır işlerine harcıyorum. Daha çok da yaşlı insanlara ve çocuklara kullanıyorum. Okullar yaptırıyorum. Bir tane görme özürlüler için okul yaptıracağım.