Giriş Saati : 14.12.2008 13:19 Güncelleme : 14.12.2008 18:16
İstanbul'da bu yıl düzenlenen 1942 uyuşturucu operasyonunda, 3 bin 546 şüpheli, 5 ton 339 kilo 130 gram eroin, esrar, kokain, afyon sakızı, amfetamin ve 826 bin 626 adet hap ile yakalandı.
İstanbul Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü kaynaklarından derlenen bilgilere göre, 2008 yılının 11 aylık bölümünde transit uyuşturucu kaçakçıları ya da sokak satıcıları başta olmak üzere uyuşturucu tacirlerine yönelik, il genelinde 1942 ayrı operasyon gerçekleştirildi.
Operasyonlarda, 2 ton 419 kilogram eroin, 2 ton 784 kilogram esrar, 54 kilogram kokain, 80 kilogram afyon sakızı, 2 kilo 130 gram amfetamin, 3 bin 520 litre uyuşturucu yapımında kullanılan asit anhidrit ile 825 bin 539 uyuşturucu hap ve 1087 sentetik hap ele geçirildi.
Operasyonlarda, 3 bin 546 şüpheli gözaltına alındı.
''BİREYSEL VE RUHSAL ÖZELLİKLER İLE ÇEVRESEL NEDENLER''
Emniyet yetkilileri, yakalanan maddelerin çokluğunun, polisinin başarısı olarak değerlendirilebileceği gibi, Türkiye'de uyuşturucu pazarının arttığını da gösterdiğine işaret ediyor.
Bağımlılık yapan maddeyi alan insanın hayatının her anında o maddeyle ilişki içerisinde olmasının kaçınılmazlığını vurgulayan yetkililer, bu konuda gençleri ve aileleri duyarlı olmaya davet ediyor.
Bu ilişkinin, insanın özel hayatının pek çok alanını kapsadığını ve tüm maddi-manevi ihtiyaçlarının önüne geçtiğini belirten yetkililer, başlangıçta ''sahte iyi oluş hali'' oluşturan uyuşturucunun, daha sonra kişinin duygu, düşünce, davranış ve tutumunun farklılaşmasına yol açtığını anlatıyor.
Yetkililer, bireysel, ruhsal özellikler ile çevresel nedenlerin, kişinin uyuşturucuya başlamasında büyük etken olduğunu vurgulayarak, maddeye ulaşmak ve maddeyi temin etmenin kolay olması durumunda uyuşturucu kullanımının yaygınlaştığına dikkati çekiyorlar.
Gençlerin madde kullanmaya başlamasını önlemede ailelerin çocuklarıyla ilişkilerinin kalitesinin önemli bir yer tuttuğunu belirten yetkililer, ailelerin; çocuğunun yaşını, sosyal çevresini, ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak ne kadar harçlık vereceğini belirlemesi gerektiğini kaydediyorlar. 'Çok verme arsız edersin, az verme hırsız edersin'' atasözü anımsatılarak, harçlık miktarının ihtiyaçların üzerinde ya da bu ihtiyaçları karşılayamayacak miktarda olmaması gerektiği ifade ediliyor.
Yetkililer, gencin içinde bulunduğu aile, okul, yakın çevresinin madde bağımlısı olan genci ne kadar erken fark eder, ona yardımcı olmaya çalışırsa, gencin bağımlılıktan kurtulma şansının o kadar arttığını vurguluyor.