Farklı kafada bir müzisyen
Melis Danişmend
21.11.2008
Hakan Kurşun, şu sıralar 'müzik direktörü' olarak Nazan Öncel'le stüdyoda. Nevi şahsına münhasır müzisyenin yeni albümü ise yolda.....
Nazan Öncel, yeni albümü için ilk defa bir müzik direktörüyle çalışmaya karar verdiğinde, seçtiği isim Hakan Kurşun olmuş. Buna şaşmamak gerek çünkü pop müziğin -en basit deyimiyle- 'enteresan' isimlerinden birinin beraber çalışmak isteyeceği kişinin de değişik kafaya sahip biri olması gerekiyor. Müzisyen, ses mühendisi, prodüktör, plak şirketi sahibi (PB Müzik), öğretim görevlisi gibi pek çok titri bulunan Kurşun, iki sene boyunca EMI Türkiye'nin genel müdürlüğünü de yapmıştı. Tüm bu vasışara rağmen, Kurşun'a baktığınızda gayet sade, kendi halinde, daha doğrusu kendi dünyasında bir adam görüyorsunuz. 1996 yılında Boğazın Üstünde adlı harika şarkının da içinde olduğu Kaos albümünü bilenler, Kurşun'u zaten uzun zamandır takip ediyor. O belki de, şu an piyasada müziğini rahat rahat icra etmekte olan pek çok rock grubunun öncülerinden biri. Yaptığı albüm kendi dönemi içinde en alternatif işlerden biriydi; 100 binlerce satmadı ama pek çokları için Türk rock müziğinin en iyi albümleri arasına girdi. Kurşun'un alternatif müziğe katkısı sadece bununla da sınırlı kalmadı. O albümden yıllar sonra, 2005'te EMI Türkiye'nin genel müdürlüğü görevini üstlendi. İlk işi, şu anda konserleri dolup taşmakta olan Hayko Cepkin'in ilk albümünü yayınlamak oldu.
BİR ŞEYLERİN ÖNCÜSÜ OLDUM
Arkasından Dorian, Yakup, Nem, Aydilge gibi isimler geldi. Sesini duyurmaya çalışan pek çok grubun - üstelik de dünyanın en büyük plak şirketlerinden birinin etiketiyle- albüm çıkarmasına vesile oldu. O ise o günlerden bahsederken "Bir şeylerin öncüsü oldum," havasında konuşmuyor. "Öyle bir iddiam yok. Sadece elime bir fırsat geçmişti," diyor. Tabii bu arada yaptıklarını 'ticari' olarak değerlendirmek de imkansız. Kurşun da zaten "Ticari düşünmek zorundaydım. Öyle düşünüyordum diyelim," diyor ama hemen arkasından gülerek ekliyor, "Tabii kendi çerçevemde." Bastığı albümlerin hepsini severek basmış. Zaten bu konudaki görüşü: "Sevmediğin müziği ne yayınlayabilirsin, ne çalabilirsin, ne satabilirsin ne de dinleyebilirsin. Dolayısıyla ben müzik üretmek zorunda kaldığım zaman çevremde olup bitenleri ortaya çıkardım." Hayatının 14 senesini Almanya'da, dört senesini Viyana'da ve dört senesini de Varşova'da geçirmiş olan birinin kafa yapısının da buradaki insanlardan biraz farklı olması doğal olabilir. O da zaten, "Nasıl bir çevrede yaşıyorsan, o çevreden gelen sesler seni şekillendiriyor. Hangi ortamda gelişiyorsan o ortamların izleri sende kalıyor," diyor. "Dışarıdan bakanların 'Sen ne acayip adamsın,' dediği oluyor mu?" diye sorunca da gülüyor: "Genelde öyle şeyler oluyor."
YEDİ AYDIR STÜDYODALAR
Kurşun'un yıllar içinde beraber çalıştığı (aranje, miks, yardımcı prodüktörlük) isimler arasında Kayahan, Nilüfer, Sezen Aksu, Fatih Erkoç var. Nazan Öncel'in ise 7'n Bitirdin albümündeki Kış Baba adlı parçasının düzenlemesini yapmış. Tamamıyla akustik kaydedilen bu parça Öncel'in hoşuna gitmiş ve yeni albümünde onunla çalışmaya karar vermiş. Kurşun, albümün hem müzik direktörlüğünü yapıyor, hem akustik ve bas gitarları çalıyor, hem de birkaç şarkının düzenlemesini yapıyor. Yedi aydır stüdyodalar. "Kayıt dönemi insanlar gergin olur. Nasıl anlaşıyorsunuz?" diye sorunca "İyi anlaşıyoruz. Başka türlü çalışılamaz zaten," diyor ve Öncel'in çok profesyonel biri olduğunu söylüyor. Henüz bu albümü dinleyemesek de, edindiğimiz ilk bilgi şu: Diğerlerinden daha akustik bir albüm olacak. Kurşun'un favorisi Dağlar adlı şarkı. "İlginç bir yapısı var. Sözler de iyi," diyor. Diğer favorileri arasında ise Sevda Oteli ve İşte Böyle Güzelim bulunuyor. Peki Kurşun'un kendi albümü ne âlemde? Kaos ve Kütle'nin takipçileri sevinebilir çünkü yaza bir albüm gelecek gibi. Aslında geçen yaz çıkartmayı planlamış yeni albümünü ama "O yazlar ve kışlar bitmek bilmez," diyor. Şarkıları tıpkı Öncel'in albümündeki gibi akustik olacakmış. Sözlerin nereye gittiğini sormadan önce sorulması gereken başka bir şey var. Üç sene önce bir çocuğunun olması hayata farklı bir pencereden bakmasını sağladı mı? "E tabii aklın başına geliyor," diyor. Peki bu sözlerine de yansıdı mı? "Evet, yansıyordur. Normalde sözlerde otosansür yapar insan. Onun derecesi var, bazı şeyleri söylemek istiyorsun ama söyleyemiyorsun. Ya da bazı şeyleri mecazla anlatıyorsun. İnsan değiştikçe, sorumlulukları arttıkça o otosansür mekanizmasındaki dengeler de biraz değişiyor. Ayarları biraz değiştiriyorsun. Ben de ayarları gevşetebilirim. Çünkü bazı şeyleri söylemek lazım," diyor. Ne gibi? "Töreler gibi mesela. Böyle bir sürü konu var. Oturup bunları biz mi çözeceğiz? Birisinin çözmesi lazım. En az bir tanesini. Belki bunu başarabilirsem iyi olur."
Yayın tarihi: 23 Kasım 2008, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/11/23/pz/haber,CCC639FCFEDB48E4AC7258DDE56EC007.html
Tüm hakları saklıdır.