kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
23 Kasım 2008, Pazar
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
Pazar SABAH  
ÖNCEL ÖZİÇER

İlişki şeffaf olsun, banyo değil!

Samimiyet ve yüz göz olmak, ne kadar sık birbirine karıştırılır değil mi? Ve bence ilişkilerin selameti açısından ilki ne kadar gerekliyse, diğeri de o derece tehlikeli. Ki öyle ne kokar ne bulaşır insanlar, her zaman korkutmuştur beni. Hani şu ortada kuyu var yandan geç, her mevzunun yanından yengeç gibi yan yan geçip gidenler... İnsanlara mesafeli davranmayı meziyet kabul edenler vs. Ben onlardan değilim. İstesem de olamam. Yapı meselesi... Tamam belki benimki de iş değil, biriyle tanışır tanışmaz, eğer kanım ısındıysa, bodoslama dalmak, hemen yüreğimi açmak... Ama bir buzzzzdolabı olmaktansa, çorbayı bir dakikada kaynatan mikrodalga olmayı tercih ederim yine de... Sevgili durumlarında da aynen böyle... Birkaç kez yemeğe çıkıp birbirini tanıma, üç beş kez sinemaya gidip - birbirinedeğmemeye çalışarak film izleme, kırlarda koşup oynama, cilvelenme, bunlar hiiiç bana göre değil. Bir bakışa âşık olurum, ikinciden sonra bir bakmışsın ömrümü adayacak konumdayım. Aşk mevzularında gri pek tercih ettiğim bir ton değil anlayacağınız. İlle de kırmızı olacak, maalesef! Ama işte buna, yani fazla sıcak bir kadın olmama rağmen, yine de sevgilimle bile asssla laubali olmam. Hiçkimseyle! Ama en çok da sevgilimle! Mesela beni en doğal halimle görmesin mümkünse... Ben de onu! Zaten bu yüzden öyle ebeveyn banyolu evler falan hiç bana göre değildir ya! İstemem ben öyle sevdiğim adamın burnunun dibinde... Tövbeee! En son gördüğüm iki otel odasının banyosu, benim gibi bu konuda sevgilisiyle 'fazla iç içe olmak istemeyenler' için kâbustu mesela... Çünkü anladığım kadarıyla modern mimaride artık moda, tıpkı açık mutfak gibi açık banyo! Yahu kapısız banyo, şeffaf cam kapılı tuvalet mi olurmuş? Orasını burasını sabunlarken, hacet giderirken niye seyredeyim ben adamı? O niye baksın bana, en yalnız kalmam gereken zamanlarda? Üstelik küçücük bir otel odasında... Kafanı çevirsen olmaz, "Çişim geldi, çık dışarı,'' desen, komedi. Kısacası hiç sevmedim ben bu işi... Ve biliyorum illa ki vardır benim gibi birileri... İşte şimdi kendim ve muhtemel yandaşlarım için başlatıyorum bu kampanyayı... Kapısız banyo, açıkta tuvalet istemiyoruz kardeşim! İnsan haklarına aykırı, bu bildiğin sevgi-aşk-romantizm kıyımı.. Mahremiyetimizi geri verin bize... Çok rica ediyorum, o mimar arkadaşları esefle kınıyorum.