- "Çapkınlığı şarkıcılığından meşhurdu, İzmir Büyük Efes Oteli'nin lobisinde dişi sinekleri bile kaçırmazdı," diyorlarmış sizin için. Böyle bir hayat mı yaşıyordunuz gerçekten? - 75-81 arası her ödülü ben alıyordum, Türkiye'nin en çok çalışan sanatçısıydım. Bütün şarkılarım liste başıydı. Bugün sanatçıyım diyen altı-yedi albümle müzik hayatını tamamlıyor, ben bunları fersah fersah geçmiş bir insanım, ki o zamanki imkânlarla, o zamanki devirlerde... - Canan Yaka'yla evlendiniz. Fakat Ceyhan Cem'le de ilişkiniz vardı, ondan bir oğlunuz oldu: Hakan Ural. 17 yaşına kadar da onu kabul etmediniz. Neden? - 17 değil, oğlum 13 yaşından beri yanımdaydı. O yaşa kadar da annesiyle anlaşamıyorduk, dalaşıyorduk sürekli. Ben de gençtim; benim de, annesinin de hataları oldu, o günlerde birbirimize çok kin ve nefretle doluyduk, çocuk çekti acısını... - Şimdi o günlere baktığınızda, "Hıyarlık etmişim," diyor musunuz? - Tabii derim, hepimizin hıyarlığı olmuştur, ben zemzem suyuyla mı yıkandım?
- Peki, oğlunuz sizi hemen affetti mi? - Elbette, yeterince büyüktü zaten, bazı şeyleri anladı, annesini tanıdı, beni tanıdı. Oğlumla çok iyi bir ilişkim var. Neredeyse 40 yaşına geldi, beni gördü mü 100 metreden boynuma atılan bir çocuktur. - Canan Yaka'yla evliliğinizden de kızınız Aslı oldu. Onunla da problemler yaşadınız; boşandığınızda nafakasını ödemediğiniz, ilgilenmediğiniz yazılıp çizilmiş. Yani genel olarak baktığımızda çocuklarınızla ilişkiniz çok sağlıklı gelişmemiş. Bunun sebebi şöhretiniz miydi sadece? - 20-21 yaşında baba olan bir insan, şöhretin zirvesinde olan bir insan, nasıl hata yapmaz ki? Aslı'ya gidin sorun, "Babam için ölürüm," der, oğluma sorun, o da aynı şeyi söyler. Aslı'nın velayeti annesindeydi ama 10 yaşında falan ondan dayak yediği zaman bana kaçardı. Flörtüyle problemi olduğunda bana kaçardı. Bizim ilişkimiz hep sürüyordu. Benim hatalarım tabii ki oldu ama sevgi ve iletişim olarak aramızda müthiş bir bağ vardır. - Günahkâr olduğunuzu düşünüyor musunuz? - Büyük günahkârım!
- Nedir günahınız? - Çünkü kızım 25-26 yaşındayken Avrupa'da bir ilişki kuruyor, bütün günahı benim! (Alaattin Çakıcı'dan bahsediyor) Bir evladınız olsa 26 yaşında, annesinin işleri için yurtdışında olsa ve duysanız ki bilmem kimle beraber olmuş, ne yapacaksınız? Dövecek misiniz, sövecek misiniz, boynuna ilmik geçirip yanınızda mı taşıyacaksınız, ne yapacaksınız? Sizin vicdanınıza bırakıyorum. - Sizin aile dostunuz değil miydi Çakıcı? - Bu olay olana kadar o şahsın elini bile sıkmadım, ismini duydum sadece. Benim hiçbir zaman dostum değildi, ama bu olaylardan sonra dostum oldu! Kızımdan dolayı konuşmak zorunda kaldım. Evlatlar için her şeyi yaptım ama tekrar söylüyorum bundan sonra benim soyadımı, aile yaşantımı bozacak, bir yanlış yaparlarsa, yokum ben!
- Kızınız şimdi ne yapıyor? - İyi. Üç tane dükkânı var, modacılık yapıyor. O da büyüyor, her insan gibi o da yaptıklarının, yapmadıklarının cezasını, sevabını, günahını, hepimiz gibi, her insan gibi çekecek.
Yayın tarihi: 23 Kasım 2008, Pazar Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/11/23/pz/haber,261653A842844B7F961F0E62F2E58749.html Tüm hakları saklıdır.