| 23 Kasım 2008, Pazar |
Yücel’e dizide, Ozan Güven de eºlik ediyor.
İLİŞKİLİ HABERLER
Gülmeyi ve güldürmeyi özlemişim
07.11.2008
- Hırsız-Polis'ten sonra bir aile dizisiyle karşımıza çıkacaksınız. Sizi çeken neydi bu hikâyede, projede?
- Geçenlerde oğlum ne kadar az filmde ya da dizide yer almış olduğumu şaşırarak söyledi. Sahiden 'Şimdi şu, şimdi bu olacak' diye gitmedi hayat... Hep "Aman olmasın," dedim. Yaptığım işlerde beni üzecek ya da utandığım hiçbir işim yok.
Belki de böylesi daha iyi. Ama gelecek 10 yıl neredeyse her türlü işte çalışacağım.
Çünkü daha sonra kendi filmlerimi yaparak yaşayacağım. Dolayısıyla bu işim de 'Artık aile dizisi yapayım' diye bir seçim değildi. Erol Avcı'nın iki yeni başlayacak işi vardı, ben bunu seçtim.
- Hayatta hiçbir sorumluluk almamış, hiçbir yerde duramamış, tutunamamış Samim rolü oynamayı istediğiniz bir karakter miydi peki?
- Keşke ben de öyle olabilseydim! Böyle kaygısız insanları sevmem ama imrenirim. Fakat Samim gerçeklerle karşılaşacak, belki de ilk kez kendiyle tanışacak.
- 'Komik adam'ı özlemiş misiniz?
- Çok özlemişim. Yıllardır karanlık ruhlu işler yaptım; gülmeyi ve güldürmeyi özledim. Sette çok eğleniyorum. Ben hiç komedi dizisinde ya da filminde yer almadım; hep dram oynadım. Kendi gösterilerimde komedyendim, insanları en son 10 yıl önce güldürdüm galiba.
- Nasıl biri bu Samim, anlatır mısınız biraz bize?
- Bir garson. Nerede iş bulursa orada takılmış. Sorumsuz. Dalevere çeviriyor ama sahtekâr değil. Sadece hayatını yaşamak istiyor. Sonsuz bir gitmek arzusu halinde. Yerinde durursa düşeceğine inanıyor. Adana'da doğmuş. Gençliği orada geçmiş. Hafif Adana aksanı var. Birkaç dili işini kıvaracak kadar konuşabiliyor. Şeytan tüyü var. Rengârenk bir adam.
- 45 yaşına kadar boşvermişlik içinde yaşamış Samim'in başına üç çocuk kalıyor sanırım. Sonra ne oluyor?
- İşte dizi tam bu soruyla başlıyor. Ben de bilmiyorum göreceğiz.
- "Artık senaryo yazıp yönetmenlik yapacağım, sadece paraya ihtiyacım olduğunda oyunculuk yapacağım," demiştiniz.
Şimdi bu dönüşü nasıl yorumlamalıyız?
- Aslında dönüş değil. Tam da dediğimi yapıyorum.
- Kriz dönemine denk geldi diziniz, ücretler düşürülüyor, ekipler daraltılıyor. "Ne şanssızım," diyeceğiniz bir durum var mı?
- Krizlerden kârla çıkamadım hiç. Bu da yine bizim işe denk geldi. Ama bu işin tutması ve neşe içinde gitmesinden başka hiçbir şey düşünemiyorum.
- Geçenlerde oğlum ne kadar az filmde ya da dizide yer almış olduğumu şaşırarak söyledi. Sahiden 'Şimdi şu, şimdi bu olacak' diye gitmedi hayat... Hep "Aman olmasın," dedim. Yaptığım işlerde beni üzecek ya da utandığım hiçbir işim yok.
Belki de böylesi daha iyi. Ama gelecek 10 yıl neredeyse her türlü işte çalışacağım.
Çünkü daha sonra kendi filmlerimi yaparak yaşayacağım. Dolayısıyla bu işim de 'Artık aile dizisi yapayım' diye bir seçim değildi. Erol Avcı'nın iki yeni başlayacak işi vardı, ben bunu seçtim.
- Hayatta hiçbir sorumluluk almamış, hiçbir yerde duramamış, tutunamamış Samim rolü oynamayı istediğiniz bir karakter miydi peki?
- Keşke ben de öyle olabilseydim! Böyle kaygısız insanları sevmem ama imrenirim. Fakat Samim gerçeklerle karşılaşacak, belki de ilk kez kendiyle tanışacak.
- 'Komik adam'ı özlemiş misiniz?
- Çok özlemişim. Yıllardır karanlık ruhlu işler yaptım; gülmeyi ve güldürmeyi özledim. Sette çok eğleniyorum. Ben hiç komedi dizisinde ya da filminde yer almadım; hep dram oynadım. Kendi gösterilerimde komedyendim, insanları en son 10 yıl önce güldürdüm galiba.
- Nasıl biri bu Samim, anlatır mısınız biraz bize?
- Bir garson. Nerede iş bulursa orada takılmış. Sorumsuz. Dalevere çeviriyor ama sahtekâr değil. Sadece hayatını yaşamak istiyor. Sonsuz bir gitmek arzusu halinde. Yerinde durursa düşeceğine inanıyor. Adana'da doğmuş. Gençliği orada geçmiş. Hafif Adana aksanı var. Birkaç dili işini kıvaracak kadar konuşabiliyor. Şeytan tüyü var. Rengârenk bir adam.
- 45 yaşına kadar boşvermişlik içinde yaşamış Samim'in başına üç çocuk kalıyor sanırım. Sonra ne oluyor?
- İşte dizi tam bu soruyla başlıyor. Ben de bilmiyorum göreceğiz.
- "Artık senaryo yazıp yönetmenlik yapacağım, sadece paraya ihtiyacım olduğunda oyunculuk yapacağım," demiştiniz.
Şimdi bu dönüşü nasıl yorumlamalıyız?
- Aslında dönüş değil. Tam da dediğimi yapıyorum.
- Kriz dönemine denk geldi diziniz, ücretler düşürülüyor, ekipler daraltılıyor. "Ne şanssızım," diyeceğiniz bir durum var mı?
- Krizlerden kârla çıkamadım hiç. Bu da yine bizim işe denk geldi. Ama bu işin tutması ve neşe içinde gitmesinden başka hiçbir şey düşünemiyorum.
İLİŞKİLİ HABERLER
Yayın tarihi: 23 Kasım 2008, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/11/23/pz/haber,081A0214C885493ABD5C0DB41166DDFC.html
Tüm hakları saklıdır.
Röportaj Haberleri
Son Dakika | Ana Sayfa | Yazarlar | Çizerler | Günün İçinden | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Spor | Hava Durumu | Sarı Sayfalar | Dosyalar | Günaydın | Televizyon | Astroloji | Sağlık | Magazin | Teknoloji | Otomobil | Turizm Rehberi | Emlak | İşte İnsan | Sabah Çocuk | Mobil Eğlence | Detaylı Arama | Cuma | Cumartesi | Pazar | Kültür-Sanat | EGazete | Gazete Reklam | Internet Reklam | Künye / İletişim | Bize Ulaşın
 |
Copyright © -2008 Tüm hakları saklıdır. TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş. | 
|