Dün başkanını seçmiş olan ABD'den başlayarak yeni bir dünya düzeni kuruluyor aslında.
Yeni düzende sanıyorum ki artık verimsizliğe yer olmayacak. En iyi servisi veren, üretimi yapan, markasını en iyi sunanlar kazanacak.
Hal böyle olunca sanıyorum
Dış Ticaret Müsteşarlığı'nın üzerinde tam 4 yıldır çalıştığı
Turquality de daha bir önem kazanacak. Turquality projesinin bugünlere getiren
Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen'in ekibinin lideri
İhracat Genel Müdür Yardımcısı Ziya Altunyaldız'la sohbet ettik.
Turquality başlangıçta çok eleştirilmişti. Kaliteli Türk mallarının dünyayla tanışmasına aracılık adecek proje bizzat Tüzmen'in eseriydi ve eleştiriler de bütün sektörlere açık olması gereken projede hazır giyimin çok öneme çıkması üzerinde toplanmıştı.
Her ne kadar o dönem Tüzmen ve ekibi pilot olarak hazır giyimden başladıklarını, çünkü sektörlerin de kendilerinin de daha hazır olmadığını dile getirdilerse de kamuoyunu ikna edememişlerdi. Açıkçası ben de Turquality konusunda hedefe uygun bir çalışmanın yapılmadığı görüşündeydim.
Dönüşüm projesi Ancak Altunyaldız'la görüştükten sonra fikrim değişti. Daha doğrusu değişen sadece benim fikrim değildi, gördüğüm Turquality projesinin de tamamen değiştiğiydi. Daha doğrusu belki baştan yapılmak istenen de oydu ama başka yollara sapılmıştı, şimdi gördüğüm gerçek anlamda bir
'dönüşüm projesi' ydi.
Hani hep denir ama lafta kalır ya bu defa öyle değil. Şirketler yurtdışına açılırken hep devleti arkalarında hissetmek ister ve bu pek de mümkün olmazdı.
Bu kez öyle değil. Hakikaten Dış Ticaret Müsteşarlığı kanalıyla devlet, Türk şirketlerinin marka yaratmakta, tasarımı her şeyin ön ünde tutmak konusunda istedikleri bütün desteği vermeye çalışıyor.
Bu destek öyle parayla verilen bir destek de değil . Netice itibariyle Turquality için bugüne kadar ayrılan toplam bütçe
118 milyon YTL ! Bence çok az ama baktım Ziya Altunyaldız,
'Önemli değil. Yani önemli ama biz maddi destekten ziyade bilgi anlamında inanılmaz destek veriyoruz şirketlere' diyerek konuyu maddiyattan uzaklaştırıyor.
Nasıl mı? Turquailty projesine katılan şirketlerin tamamı stratejik iş planlarını değiştirmişler. Altunyaldız aslında kiminin 5-10 yıllık bir planı dahi olmadığını söylüyor. Ama mesela
Beko gibi güçlü markalar dahi planlarında proje kapsamında yenilikler yapmışlar. Rekabetçiliği ön plana almışlar. Firmaların stratejik yol haritaları çıkarmaları bile başlı başına bir olay. Üstelik düşünün şirketler proje kapsamına girmeye çalışıp da kriterleri yerine getiremeyince Dış Ticaret Müsteşarlığı tarafından zorlanıyor,
'gidin şunları şunları da düzeltin, öyle gelin' diye.
Altunyaldız,
Sabancı ve Koç Üniversiteleri ile işribliğine de giderek bugüne kadar
300'ün üzerinde üst düzey şirket yöneticisini eğittiklerini söylüyor.
'Hiçbir sistem insan kaynakları olmadan çalışamaz' görüşünü savunan Altunyaldız, reel sektörü kopya eden değil özgün ürün tasarlayan kişileri ön plana çıkarması için adeta zorluyor.
Design Turkey Turquality altında hoşuma giden güzel bir iş daha var.
Design Turkey Endüstriyel Tasarım Ödülleri ki geçen haftaya kadar Antrepo'da ürünler sergilendi. DTM'nin öncülüğündeki bu yarışmaya 400'ün üzerindeki tasarımcıyla müthiş bir katılım olmuş. Şirketlerin yaratıcı olmaya zorlanması sanırım yeni dünya düzeninde çok daha işe yarayacak.
Bugünkü Tüm Yazıları
Yol haritası değişenler Turquality ile tasarım yolculuğunda
Yayın tarihi: 5 Kasım 2008, Çarşamba
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/11/05//haber,90AEAB67980B45FE99F783E0B91B88E5.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.