kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
19 Ekim 2008, Pazar
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat

Dışarıdaki paranın yüzde 10'u gelir

ŞELALE KADAK
ŞELALE KADAK
18.10.2008
"Türkiye'deki yatırım bankacıları sözü geçen zehirli ürünleri uygulayabilir hale gelmemişti, oralarda zaten yoktuk" diyen Garanti Yatırım İcra Kurulu Başkanı Metin Ar, krizi değerlendirdi. Bir dönem baştan çıkan yatırım bankacılığının da fiyatların da normalleşeceğini söyleyen Ar, iyi bir kampanya ile yurtdışındaki Türklerin paralarının yüzde 5 ile 10'unun gelebileceğini söyledi..
Bilanço okuyanların çok hoşuna gidecek bir fıkrayla başlamak istiyorum. Değişik versiyonlarını önce duayen bankacı Burhan Karaçam'dan ardından da Doğuş Grubu'nun patronu Ferit Şahenk'ten dinledim. Ünlü bir yatırım bankası dibe yaklaşırken içindeki durumu bir bankacı şöyle anlatmış. Sol tarafta doğru olan hiçbir şey yok, sağ taraf ise bomboş! (There is nothing right on the left and nothing is left on the right) Şu sıralar yatırım bankacıları günah keçisi olarak ilk sıradalar. Yani krizden en darbe alan kişilerinden söz ediyoruz. Dünyayı alt üst eden ve ABD'den başlayan bu kriz, yatırım bankacılarının o süslü püslü, imrenilen hayatlarını da alt üst etti. Tabii bu durum ülkemize yansımadı. Çünkü bizim yatırım bankacılarımız, ABD'li ve Avrupalı meslektaşlarının cirit attığı o tehlikeli sulara pek girmedi ya da giremedi, girecek zamanı olmadı. Sanırım iyi de oldu. Çünkü şu anda onların durumu iyi. Metin Ar, Türkiye'nin önemli yatırım bankacılarından... Garanti Yatırım İcra Kurulu Başkanı. Hep yatırım bankacılığının klasik tarafında olduğu için şu anda geceleri uykusuz geçirmiyor. Üstelik yaklaşan krizi yatırımcılarına Garanti Yatırım olarak Ocak 2008'de bir raporla da sunacak kadar dikkatli davranmış. "Riskleri azaltın, nakdin ve dövizin payını arttırın, riskli pozisyonlarınızı kapatın" demiş. "Bono piyasasında da kısa vadeli yatırımları tercih edin" diye uyarıyor yatırımcılarını... Bu pazar mikrofonu Metin Ar'a tuttuk, yatırım bankacılığı dünyasında olanları biraz bize anlatsın diye...
* Yaşanan kriz konusunda sizce kim en iyi tahmini yaptı?
Krizi herkesten önce bilen ve ismi kahine çıkan ABD'li ünlü ekonomist Nouriel Roubini. Şubat ayında yazdığı raporda söylemişti; "12 aşamada dünya çökecek" diye... Şimdi her bir aşaması oldu ve son aşamaya gelindi. Artık o kadar şuursuz hale gelecek ki yatırımcılar, aman elime para geçsin de başka hiçbir şey istemiyorum. 100 lira eden malımı, hisse senedimi, bonomu, fonumu her neyse 50'ye 40'a satayım. ABD dolarına ve ya Avrupa eurosuna bir şey olmaz. O dursun şöyle. Hatta bankada durmasın, kasada dursun. Türkiye'yi kastedmiyorum, dünyadan söz ediyorum.

ROUBİNİ NE DEDİYSE O OLDU
Bu pozisyona gelip 1930'lardaki buhrana yakın bir aşamaya geleceğimizi önümüzdeki 3-5 ay içinde diyordu. Ve nitekim şimdi bunlar oluyor. Adam o kadar cin bir adam ki. Türkiye'de doğmuş biliyor musunuz? Geçenlerde İstanbul'a geldi ve televizyonda bir konuşma yaptı. Dinlediklerim inanılmazdı. 10 Temmuz'du ve o gün dedi ki önümüzdeki 20 gün içinde bütün fiyatlar yüzde 20 düşecek. O gün petrolün varil fiyatı 136 dolardı. Bugün 67 dolar. O gün altının onsu 960 dolardı. Hiçbir iktisatçının bu kadar kısa sürede bu kadar radikal tahmin yaptığını görmemiştim. Benim de kişisel olarak altın ve petrol yatırımım vardı. Bunu duyunca o gün sattım. Satış bir gün sonra oldu. Ertesi gün hatta biraz daha yükseldi. Yani adam söyledi diye düşmedi de. Sonra 1 Ağustosta hakikaten petrol 100 dolara düştü. Altın da 960'tan 780 dolara düştü. Diğerleri de düştü de ben de sadece ikisi olduğu için onlar aklımda kaldı. Dolayısıyla Roubini'den korkmak lazım.

* Siz Roubini'nin en son yazdığı raporu da okudunuz. Orada neler söylüyor?
1 Ekim'de dedi ki bütün merkez bankaları bir araya gelip faiz oranlarını yarım puan düşürecek. Ama yanlış bir hareket yapacaklar. Çünkü bunun bir faydası olmaz. 1.5 puan düşürmeleri lazım. Yarım puan düşürerek az ilaç verilmiş olacak. Ertesi hafta hakikaten 8 merkez bankası başkanı telefonla konuşup faizleri düşürdüler ve piyasalar bir gün yükseldi, ertesi gün tekrar düştü. Sonra Roubini dedi ki "Şimdi yapmaları gereken ABD ve Avrupa'daki bütün banka mevduatlarına ve bankalararası işlemlere devlet garantisi vermek. Verecekler mi bilmiyorum" dedi. Nitekim verdiler. Dolayısıyla Roubini'den başka bu doğrulukta söyleyen de çıkmadı.

* Şu anda yatırımcıların ruh halini en iyi sizden öğrenebilirim herhalde?
Ürkek ve kararsız hepsi. Türk yatırımcılar daha büyük oranda döviz satıyor şu sıra. Türkler olmasa, Türklerin döviz pozisyonunu boşaltması olmasa, döviz kuru daha yüksek olur.

KUR FIRLAMAZ ÇÜNKÜ...
* Türklerin döviz bozdurmasını neye bağlıyorsunuz?
2001 krizinden hemen sonrayı hatırlayın. Herkes şöyle bir havadaydı; "Bu Türk Lirası'na güven olmaz, elime ne geçerse döviz alayım, hatta yarın birazını satayım, öbür gün birazını satayım, harcayayım" Şimdi o günden bugüne kurların düşmesi faktörlerinden sonra bu psikloji kalktı. Hatta insanlar dövizi bir yatırım aracı olarak görmeye başladılar ama belli bir miktarda da tuttular ellerinde. Şimdi kurlar biraz yükselmeye başlayınca, yatırımcı para ihtiyaçlarını karşılamak için 1.40 YTL'ye çıkınca dolar sattılar. 1.45 YTL'ye çıkınca başkaları sattı. 1.50'ye çıkınca da başkaları... Bu satanlar olmasaydı, 'kur yükseliyor' diye almaya kalksalardı döviz kurları yükselmeye devam ederdi.